Ahmet Yücegök

NE DEMOKRASİ AMA …

Geçen haftanın en ilgi çeken olayı AKP İlçe Genel Kurulu oldu…Gerçekten ibretlik bir kongreydi. Silivri seçmenine demokrasi konusunda örnek bir kongreydi diyebiliriz…

Genel kurul öncesi kamuoyuna yansıyan ve yansımayanlara bakınca yalnız örnek değil ibretlik bir etkinlikte …

***

Genel Kuruldan   beklenen , parti içinde mücadele edenlerle,parti dışında gözlenenlere göre  değişikti…

 Gayet tabii ki yapılan değerlendirmeler de farklı olacaktır…

***

Hatırlarsınız …

Genel kurul öncesi Delege Seçimi yapıldı...

Hiç şüphe yoktu  ki , bu seçilen delegeler  ilçe kongresinde oy kullanacaklardı ...Bu bilinen bir durumdu…

Peki …

Öyle mi oldu ?.

Gayet tabii ki olmadı …

Delege seçiminin yapıldığı günden başlayarak Genel Kurul Salonuna kadar geçen süreçte hep "Tek Adaylı Genel Kurul  " olarak mesele  konuşuldu…

Ve…

İstanbul İl Başkanı …

  Genel Kurul salonunda  "Biz Dilek Demiral’la devam etme kararı aldık .” Diyor...

Hoş …

Delege seçimlerinin yapıldığı günden başlayarak, Genel Kurul Salonuna gelene kadar geçen süreçte , birkaç defa İlçe yönetimine , İstanbul İl Başkanlığı tarafından " devam etmek istiyor musun ? " sorusu yöneltiliyor. O da  ilk önce "hayır " diyor ama ardından " evet " diyor…

 Dediğim gibi …

Peşi sıra  "İl Başkanlığı ile tek listede anlaştık, ikinci liste çıkmayacak " söylemi etrafa yayılıyor …

Ve, "mızrak çuvala sığmıyor  en son genel kurul salonunda delegelerin gözünün içine baka,baka  "Biz Dilek Demiral’la devam etme kararı aldık” diyor, İl Başkanı.Hem de , en ufak bir incelik  göstermeden …

Ve …

Adaylar,  listeler divana teslim ediliyorlar …

 Yusuf Köroğlu’nun listesinden (4) kişi ismini geri çekiyor,yani istifa ediyor…

 Sanırım, İl Yönetiminin , Yusuf Köroğlu listesine olan tepkisinin şiddetini , bu istifalardan ölçebiliriz…

Neyse …

Adaylar,seçime geçilmeden önce kendilerini  daha iyi tanıtma amacıyla  konuşma yapıyorlar…

Dilek Demiral’ın konuşması klasik sloganlar üzerine kurulu ..,

Yusuf Köroğlu’nun konuşması ise daha çok birlik beraberlik üzerine …

Ama …

Salonun  o  baskıcı havası Yusuf Köroğlu’nun söylediklerini etkisiz kılıyor…

***

Sonuç incelendiğinde …

Burada Yusuf Köroğlu faktörü önemli olmasına önemli ama bir o kadar da arkasındaki isimler …

Her ne kadar Dilek Demiral’ın  kazandığı görülmüş olsa da , o baskı ve o  el altından söylenenler göz önüne alınındığında , muhalefetin  " ezilmediği" anlaşılıyor…

                                                  

                                                 NE YILDI AMA …

                                                 ---------------------

  • Tarihin en büyük usulsüzlük ve yolsuzluk adı verilen olayların tozu dumanıyla başladık 2014’e …  
  • (4)  Bakan hemen  istif etti …
  • Ardından ,ucu zamanın başbakanına kadar uzanan ve meydanları çınlatan yolsuzlukla  ilgili  olduğu iddiasıyla meydanlarda dinlediğimiz  kasetler …
  • Ve,ardından "Tarihin en büyük Adliye ve Polis operasyonları "…
  • Yerel seçimler ve  Cumhurbaşkanlığı seçimi …
  • Eğitim sistemi ile tehlikeli oynamalar. Müfredat üzerinde kendilerinin de içinde çıkamayacağı  kadar "zihinsel dönüşüme " dönük oynamalar.  İktidarın en tepesindeki kişisinin   "İmam Hatip Lisesi " lehine ayırıcı  konuşmaları …
  • (40) kişiye yakın ölümle sonuçlanan 6-7 Ekim olayları …
  • Kaçak olduğu iddia edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı meselesi .Oda sayısı ve iç düzenlemesi. İmalatın değişik aşamalarında fiyatlandırmalar. Mefruşat için harcanan "Arap " Şeyhlerinin evlerindeki kadar pahalı malzemeler .Ve, bu akıl almaz paralara yapılan Saray üzerinden iktidarın başının ileri sürdüğü ilginç   tezler  v.s…
  •  Gayet tabii ki İktidar bu konularda , ya  "dilsiz” oldu, ya da inkar  yolunu seçti…
  •  "Montaj " dedi ama "Devletin  Uzman Kurumu " tarafından montaj olmadığı kanıtlanınca bu defa " Paralel Yapı ", "dış güçler” v.s. debelenmeler görüldü …
  •  En son olarak da , iktidar olayları unutturma yolunu seçti …
  • "Osmanlıca " dedi ,"inine giriyoruz” dedi, "Amerika’yı  Müslümanlar keşfetti " dedi,”Küba dağlarında cami” dedi, "Mezar taşlarımızı okuyamıyoruz onun için Osmanlıca şart " dedi, "doğum kontrolü " dedi, "Türkçe ve felsefe "   üzerinden  ilginç tanımlamalarda bulundu   v.s… Hiç biri  gündemi değiştiremedi…
  • İstifa eden (4) Bakanla ilgili Meclis Komisyonu , komisyonda çoğunluk olan iktidarın ilginç engellemeleri ve dosya kaçırmaları yüzünden rahatlıkla görevini yapamadı…
  • Her şeye  rağmen ,  olay  "Yüce Divan " kapısına kadar dayandı…
  • Bu arada 17-25 Aralık Günü gözümüzle gördüğümüz,kulaklarımızla işittiğimiz "kutulardan,kasalardan  çıkan paralar sahipleri dediklerine faizleri ile birlikte iade edildi…
  • Ve,iktidar  ve yandaşları " olayın komplo " olduğu,paraları da  muhtemelen , polisin koyduğu  iddiasında . Oysa, paralar faizleri ile birlikte sahiplerine iade edildi…
  • Sonuç ne olur bilinmez ama , bilinen şu ; sen  istediğin kadar iktidar ol ,istediğin yasayı çıkar ,  yok olmuyor …

Neyse …

 2015 Yılı hepimize huzur getirsin  

 

                                            İLANA BAK HİZAYA GEL

                                            --------------------------------------

Hafta içinde …

"Yeni Türkiye Yolunda Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım " başlığı ile ulusal manada yayın yapan  gazetelerde  tam sayfa ilanları gördüm …İlanlar tam sayfa boydan boya …Yani, büyük para tutan ilanlardı … Zannettim ki 17-25 Aralık yıldönümünde " o lanet günü ve yolsuzlukta tavan yapmış bir iktidarı " lanetliyorlar …

Oysa, tam tersine ,  "tarihimizin en büyük yolsuzluk ve usulsüzlüğün   ortaya serildiği  o  günü ortaya  çıkaranları " suçlayan bir ilan …

Gördüğümüz o "Ayakkabı kutularını " "para sayma makineleri " "para kasaları " hiç biri o ilanlarda  yoktu…

Ağzım açık kaldı …

 İlanı verenlere  baktım…

 Büyük çoğunluğu iktidara yakın , yardım adı altında iktidardan nemalanan " Yardım Dernekleri " ayni türden "Yardım  Vakıfları " son günlerin flaş örgütü  Öğretmen sendikası v.s …

Kendi,kendime "Milli İrade "  bunlarmış demek ki  dedim ...

                                               

                                           BİLMEM ANLATABİLDİ Mİ ?

                                           -----------------------------  -------

Silivri’ni en büyük sorunlarından biri olan TAPU ve ECRİMİSİ sorununu neredeyse her hafta bu köşede  yazıyorum !.

Yazıyorum da ne oluyor ?                              

Hiiiç …

Yani …

Şu ana kadar bir şeyin olduğu yok…

Peki …

Yazmasan ne olur ?.

O zaman da bir şey olmaz …

Ama …

Bir şeyin olmasını istiyorsan , o şey için çabalayacaksın ,emek vereceksin .Eğer ,ucunda EMEK yoksa hiçbir şeyin olmayacağını bildiğim için tekrarlıyorum.

Bilmem anlatabildim mi ?.

 

                                                      GÜNE UYAN

                                                    -------------------

"Onlar ümidin düşmanıdır,sevgilim,

Akarsuyum,

 Meyve çağında ağacın,serpilip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :

  • çürüyen diş ,dökülen et – bir daha dönmemek üzere yıkılıp gidecekler.

  • Ve elbette ki,sevgilim ,elbet dolaşacaktır elini kolunu sallaya,sallaya dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet.

    ***

    Bursa’da havlucu Receb’e

    Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’a düşman,fakir Köylü Hatçe Kadına ,Irgat Süleyman’a düşman,

    Vatan ki bu insanların evidir,sevgilim onlar  vatana düşman …”

    (Nazım Hikmet Ran )  

      

                                                  NE DERSİNİZ ?

                                                  ----------------------

    2014 Yılında , Silivri’de yapılan tarihin en büyük Okul Yönetici değişimi gerçekleştirildi…

    Kim yaptı ?.

    Nasıl yapıldı ?.

    Neden yapıldı  kamuoyunda açık seçik biliniyor.

    Bu kadar büyük operasyonun komutanı da ,bu günün Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Ay beyefendi …

    Ne hikmetse atanan bütün okul yöneticileri o malum sendikanın üyesi .  Bildiğim kadarıyla  , öğretmenlerin birden fazla sendikası var. Eğitim Bir Sen üyeleri bu ülkede eğitilmeyip başka bir ülkede eğitilmiş ve seçilerek ithal edilmediyse o zaman böyle bir sonuçtan   şu anlaşılmıyor mu ?.

    "Ey öğretmen arkadaşım kulağını aç ve söyleyeceklerimi iyi dinle,  gelinen bu noktada ,  bilgi,beceri, yetenek,yeterlilik ,kalite   o kadar önemli değil , eğer Okul Yöneticisi  olmak istiyorsan , ilk önce  Eğitim Bir Sen’e  üye olmak zorundasın " 

    Yanlış mı anlıyorum ?.

    Ne dersiniz ?.

     

                                                    BİR BİLENDEN

                                                    ----------------------

    " …Para ekonomisi ile örtüşen teknoloji ,dünyayı bir köle pazarına çevirdi.Bunun dehşet verici hikayesini SOMA felaketinde öğrendik. Beyni yıkanmış kalabalığın kendi durumunu anlaması zor. …”

    (Doğan Kuban- 26/12/2014-Cumhuriyet Kültür)

      

                                          İSTER İNAN / İSTER İNANMA

                                         -----------------------------------------

                        "Parti içi demokrasiyi en iyi işleten parti biziz  "

                             (AKP Silivri İlçe Başkanı -Dilek Demiral )

                   

                                                 MERAKLISINA  

                                                   -------------------

    "…Osmanlı’da bilim ve teknolojinin ,kendine özgü bir doğrultusu olmuştur ve bu ,Dünya’yı kullanılabilir kılmakla ilgili değildir. "

    (  Hilmi Yavuz-Cumhuriyet-Kültür /Aykut Köker köşesi  )

     

                                                         BİR GÖRÜŞ

                                                       ------------------

    "İnsan canı sıkılabilen tek hayvandır.”

    (Erich Fromm)

YORUM YAP