MECLİS BU SABAH



Bugün Temmuz meclisinin 2. oturumu var. Meclis bu arada AK Parti grubunun talebi üzerine sabah saat 11.00’a alındı. Başbakanın Haliç Kongre Merkezindeki programı sebebiyle. İlkini kaçırdığı için Belediye Başkanımız çok üzülmüştür ( ‘Aman ne üzüleceğim, 10 sene daha ne meclisler göreceğim’ diye aklından geçiyor mudur şu an : )), ikincisine muhakkak başkanlık edecektir diye tahmin ediyorum. İki önemli gündem maddesi var. Hafta içinde tartışılan da onlar oldu zaten; borçlanma yetkisi ve TAVAK’a tahsis edilen yerin Aydın Üniversitesi’ne verilmesi.
Borçlanma yetkisi konusunda muhalefet ikna edilecek gibi değil de (siyasi sebeplerden daha ziyade) parti içi muhalifler kıvama gelmiş gibi bence.
Üniversite mevzusunda da bir sorun çıkmayacak muhtemelen. TAVAK’ı engellemek belediye başkanına kalmamış, zaten onlar 5 yıldır konu hakkında hiçbir şey yapmayarak bindikleri dalı kendileri kesmişler. Onun için şimdi yaygara yapıp, ortalığı ayağa kaldırma girişimleri bir sonuç vermez. Zaten Silivri’ye bir üniversite gelecekse bize bir lütuf ettiklerini düşünmeden buyursunlar. Hem yerimizi verip, hem de bunun altında ezilmek ‘imkânlarınla rezil olmak’ gibi bir durum yaratır. Silivri’yi böyle bir pozisyona düşürmemek lazım. Hiçbir üniversite, Silivri’nin itibarından daha büyük ve önemli değildir…

KISSADAN HİSSE
Yaşlı bilge, biraz soluklanmak için bir köy meydanındaki kahveye girmiş. Geçmiş bir masaya oturmuş, çayını içerken dinlemeye başlamış. O sırada ahalinin konuşmalarına kulak misafiri olmuş. Bir bakmış her biri ayrı ayrı dertlerden, tasalardan bahseder, bin türlü mutsuzluk anlatırmış. Sonunda dinlediklerine dayanamamış, seslenmiş, "Ey ahali, sözlerime kulak verin.” Herkes susmuş, dönüp bu tanımadıkları adama bakmışlar. Bilge devam etmiş. "Aslında mutluluk sevmek gibidir. Hiçbir nedeni olmadan da mutlu olabilirsiniz. Ama mutlu olmak için pek çok gerekçeleriniz varsa; onlar olmayınca da mutsuzluğunuz olur. Mutluluğu hep bir takım gerekçelere bağlıyorsanız, ‘şöyle olursa, böyle olursa ancak o zaman mutlu olurum diye’ o zaman mutluluğu yakalamanız çok zor.
İnanın ki, mutsuz olmak için ne kadar çok neden bulabiliyorsanız, mutlu olmak içinde o kadar çok neden bulabilirsiniz. Hatta belki de çok daha fazlasını...
Ama etrafınıza baktığınızda sadece mutsuz olabileceklerinizi seçiyorsanız, o zaman her şeyi çok eksik görüyorsunuzdur. Ve kendi mutsuzluğunuzun kapılarını, siz kendi kendinize açıyorsunuzdur.
Şu koca evrende, yaratılmış her bir şeye bakıp bakıp da bu kadar mutsuz olmayı başarabilen birinin; mutlu olmayı aslında çok daha kolay başarabileceğini düşünürüm. Çünkü mutsuz olabilmenin, mutlu olmaktan daha zor olduğunu biliyorum. Şimdi ben size soruyorum; bu kadar kolay mutsuz olmayı nasıl başarıyorsunuz? Asıl siz bana onu anlatın!”

GÜNÜN SÖZÜ
"Güzel söz söyleme sanatı varsa bir de güzel dinleme ve anlama sanatı vardır.”
• Epiktetos


YORUM YAP