Handan Demirkıran

Korona Virüsünün psikolojik etkileri

Tüm dünya ile birlikte baş etmeye çalıştığımız Korona virüsü bir diğer adıyla Covid 19, hayatımızı birçok yönüyle etkisi altına aldı. Deprem, sel, savaş, yangın gibi salgın da afetler arasında yer almaktadır ve afetlerin psikolojik etkileri üzerine birçok araştırma söz konusudur. Ancak bu durum nerdeyse tüm dünyayı ilgilendiren, çaresiz bırakan ve belirsizliği olan bir durum. Virüs belki bir kısmımıza bulaşıp hasta edecek ancak psikolojik etkisi birçoğumuzda görülecektir.

Afetlerin psikolojik etkilerine bakıldığında Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Anksiyete en çok karşımıza çıkan psikolojik bozukluklardır. Duyguların aşırı yoğunlaşması, duygu değişimi, yoğun kaygı, depresyon, salgına dair görüntü ve düşüncelerin sürekli istem dışı hatırlanması, kafa karışıklığı ve karar vermede zorluk, uyku problemleri ve en çok da fiziksel bir neden olmadığı halde baş ağrısı, öksürük, ateş, boğaz ağrısı gibi fiziksel semptomların olup olmadığını düşünmek ve kontrol etmek yaşanılan psikolojik durumlardır. Bu psikolojik durum salgın anında da salgından sonra da görülebilmektedir. Karantinada olmanın psikolojisi de elbette ki göz ardı edilemez. Ancak karantina sürecinde yalnız olup olmama, aile üyelerinin nerede olduğunu ve güvende olup olmadığını bilmek, kalınan yerin konforu ve zaman geçirmek için olanakların olup olmaması, evden çalışma olanağı, bir arada olduğumuz kişilerle ilişkimiz psikolojik açıdan değişkenlik gösterecektir.

Yaşadığımız bu süreçte psikolojik sağlamlığı iyimser, esnek ve yaratıcı olarak, sosyal beceri, sosyal destek ve işlevsel başa çıkma becerileri ile sağlayabiliriz. Korku, belirsizlik, tehdit ve alışılmadık bir yaşam sürdürme zorunluluğu şu an herkes tarafından yaşanılan bir durumdur. Bu hislerimizi başkalarıyla paylaşmak, bu süreçte yaratıcı olmak, bazen de ağlamak hissettiğimiz duyguları ifade etmemizi sağlayabilir. Duyguların ifade edilmesi psikolojik rahatlamayı sağlayacaktır. Psikolojik sağlamlığımızı gerçekleştirebilmek adına, durumla ilgili gelişmeleri güvenli kaynaklardan dinleyin. Karantina sürecinde birlikte yaşadığınız kişilerle gerekli esneklikte planlar yapın. Fiziksel aktiviteler yapın ( fiziksel aktivite stresle başa çıkmada oldukça etkili bir yöntemdir ). Gevşeme yöntemlerini deneyin ( nefes egzersizi, meditasyon gibi ). Sevdiklerinizle bağlantıda kalın.  Günlük rutininizi devam ettirin. Birbirimize ve ihtiyacı olanlara yardım edelim. Size keyif veren ve yapmaktan hoşlandığınız şeyleri yapın. Günlük yaşam koşturmasından ertelediğiniz şeyleri yapmak için evde olmanın bir fırsat olduğunu düşünerek ertelediklerinizi yapın. İhtiyaçlarınızı karşılayıp duygularınızı fark edin. Salgının durması ve yaşamımıza dönüş için bütün uzmanların çaba gösterdiğini ve bu sürecin sona ereceğini hatırlayın.

Bazı olumsuz duygu ve düşüncelerimizi değiştirmenin bizi psikolojik açıdan daha çok rahatlatacağını düşünüyorum. Örneğin; “arkadaşlarımı ya da ailemi göremiyorum” yerine “arkadaşlarım ve ailemle birbirimizi koruyoruz”; “bütün özgürlüğümü kaybettim” yerine “kendi hayatım ve başkaların hayatı için özgürlüğümden feragat ettim”; “evde sıkışıp kaldım” yerine “evde güvendeyim”; “sevdiğim şeyleri yapmayı özledim” yerine “sevdiğim şeyler için minnettarlığım arttı” gibi olumsuz bakış açımızı olumlu yönlerden değerlendirmek daha iyi gelecektir.

 

 

 

YORUM YAP