Handan Demirkıran

Okul fobisi

Okula başlamak, hem çocuklar hem de ebeveynler için heyecan vericidir. Çocuklar okula başlarken çevrelerinin odağı, evden okula kayar. İlkokul yıllarında beklenen değişimler ve geçişler, gelişmenin bir parçası olarak bir miktar kaygı içerir. Arkadaşlık kurma, arkadaş kaybetme, yeni konular öğrenme ve yeni bir ortamda bulunma gibi durumların kısa süreli kaygı yaratması beklenen bir durumdur. Her ne kadar kısa süreli ve duruma bağlı kaygı çoğu çocukta yaygın olarak görülse de bazı çocuklar sosyal ve akademik fonksiyonlarını bozan ve normal gelişimini zayıflatan düzeyde kaygı ( anksiyete ) yaşarlar.
Okul fobisi, sıklıkla okula başlama yaşı olan 5-7 yaşlarında kendini göstermeye başlar. Ergenliğe geçiş dönemi olan 10-14 yaşlarında da okula gitmede isteksizlikle kendini göstermeye devam eder.
Okul fobisi gelişiminde psikolojik yaşantıların büyük rolü vardır. Anneye veya bakıcıya aşırı bağımlı yetiştirilen, aşırı koruyucu aile içinde büyüyen, her istedikleri anında karşılanmış, huzursuz bir aile düzeninde yaşayan çocuklarda okul fobisi daha sık görülür. Birçok çocuk aşırı koruma sonucu anneye bağımlı hale gelmekte, çekingen ve içe kapanık bir yapı geliştirmektedir. Bu bağlamda anneden ayrılma korkusu okul korkusuyla yakından ilişkilidir.
Bu fobinin anne ve bebek arasındaki bağlanma örüntüsüne dayandığı düşünülmektedir. Annenin bebeğin korkularını azaltabilme yeteneği, anne ve bebek arasındaki güvenli bağlanmayı destekleyerek okul çağına gelen çocuğun anneden daha kolay ayrılabilmesini sağlamaktadır. Annenin çocuğun korkularını azaltabilme yeteneğinin olmadığı durumlarda çocuklarda okul korkusu görülebilmektedir.
Okul korkusunun temelinde ayrılma korkusu yatabilmektedir. Ayrılma korkusu çocuklarda 2-7 yaş arasındaki dönemde ortaya çıkmaktadır. Ancak okula başlamayla birlikte farkedilebilir. Bu korku ve kaygının nedeninin ise annenin hareket ve söylemlerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Annenin çocuğu okuldayken özleyeceğini, merak edeceğini hissettiren ve sık sık tekrar eden söz ve davranışları bazı durumlarda çocuğun ayrılık kaygısı yaşamasına sebep olabilmektedir. Annenin çocuktan ayrılmak istememesi, çocuğun okuldayken ayrılık kaygısı yaşamasını beraberinde getirebilmektedir. Bu sebeple çocuk kendini güvende hissettiği ev ortamından ayrılmak istememektedir.
Okul fobisi, sosyal çevre ile kurulan ilişkilerden korkma veya çekingenlikten kaynaklanabildiği gibi başarısızlıktan korkma, öğretmenin kızmasından korkma gibi çeşitli sebeplere de dayanabilmektedir.
Okul hayatını büyük sorunlar olmadan devam ettiren, okula giderken herhangi bir huzursuzluk yaşamayan çocuklarda da farklı sebepler yüzünden ani bir şekilde okul korkusu oluşabilmektedir. Aile bireylerinin ruhsal durumları, aile bireyleri arasındaki ilişkilerde yaşanan bazı problemler çocuklarda okul korkusunun oluşmasına sebep olabilmektedir. Bunların yanı sıra;
• Ebeveynlerin aşırı koruyucu tavırları
• Anne ve/veya babanın kaygılı olması
• Anne-baba arasında yaşanan tartışma, kavga ve gerginlikler
• Aileye yeni bir kardeşin gelmesi gibi durumlar çocuklarda okul fobisi geliştirebilmektedir.
• Bazı durumlarda ise çocuğun aile yaşantısında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Ancak okulda karşı karşıya kaldığı bazı durumlar okul korkusunun oluşmasına sebep olabilmektedir.
• Ülke/şehir/okul/öğretmen değişikliği
• Okulda huzursuz edici veya kaygılandırıcı durumların bulunması
• Arkadaş ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar
• Öğretmen-çocuk ilişkisindeki sorunlar
• Cinsel veya fiziksel tacize maruz kalma çocuklarda okul fobisinin gelişmesiyle sonuçlanabilmektedir.
Okul fobisinin gelişmemesi için ebeveynlerin tutumu önemlidir.Çocuklarda okul fobisinin gelişmemesi için anne ve babaların tavır, davranış, söylem ve kararları önemli bir yer tutmaktadır.
• Ebeveynler, çocuğun okula başlama sürecinde kaygılarını çocuğa yansıtmamalı, onu güvende hissettirmeli, net ve kararlı olmalıdır. Belirsizlikler çocukların kendilerini güvende hissedememelerine sebep olmaktadır.
• Ebeveynler okul hakkında bilgi sahibi olmalıdır, öğretmenlerle tanışmalıdır, öğretmenlerle iletişim halinde olmalıdır.
• Çocuk, anne ve babasının kendisine, okula ve öğretmenine güvendiğini hissetmelidir.
• Ebeveynler, okul ile ilgili her konuda sakin bir tutum sergilemelidir.
• Aile içerisinde yaşanan problemlerin çözüme kavuşturulması ve huzurlu bir aile ortamı yaratılması sağlanmalıdır.
• Gelişimsel özellikleri farklı olan çocukların, gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurularak okul seçimine karar verilmelidir.
• Çocuğun okul hayatında karşılaştığı ve çözüme ulaştırılamayan sorunlar için psikolog veya psikiyatrist desteği alınmalıdır.

YORUM YAP