Ali Gülcü

Gölgede yaşardı


" Demiştim” diyorsun hikâyenin sonunda, sorulduğunda söylemiştim.

Günün birinde; pantolonunun paçaları sıvalı, nehrin en derin yerinden karşıya geçmeye çalışan bir adam görüyorsun…

" Sığ mı burası?”

" Nehrin en derin yeri” diyorsun…

Yakından karşıya geçmek kolay göründüğü için; inanmaz, alaycı gözlerle bakıyor.

" Ne biliyorsun?”

" Burada yaşıyorum, şu evde…”

Eve bakıyor, sana bakıyor… Gözü tutmuyor, ne seni, ne evi! Kısa bir süre düşünüp adımını atıyor suya, o saniye kayboluyor…

" Demiştim” diyor, eve dönüyorsun… Bu kaçıncı kaybolan?

Kimsenin yaşamadığı bu nehir kenarını yuva bellemenin sebebi; nehri geçmek için ayakkabılarını çıkarıp, paçalarını sıvayanları uyarmaktır belki... Ah bir de kulakları sağır, gözleri kör olmasa…

Kim bilir?

***

İnsan, hata yapmamak için mi soruyor?

Düşüncelerini onaylatmak için mi?

En küçük bilgi kırıntısını, bünyesine, kitap kapağı açmadan katmış bilen, doğuştan filozof, insan! Neden öğrenmek için sorsun ki?

Onun alkışlanmaya, sırtının sıvazlanmasına, parmakla gösterilmeye, farklı hissetmeye ihtiyacı var, daha çok.

Çevrenin kalabalık olmasını istiyorsan ve paran yoksa alkışlamaya şimdiden başla… Ellerin patladığında ve yorulduğunda etrafına birikenlerden en güçlü gördüğünün gölgesine sığın!

Güçlüyü yücelt!

Yücelttiğinin gölgesi ne kadar büyük olursa sen de o kadar büyük olursun!

Gölgede yaşamayı sev ve ne kadar mutlu olduğunu her fırsatta anlat… Bırak güneşi arayanlar sana özensin!

Bırak ardından " gölgede yaşardı, elleri patlayana kadar alkışlardı ve dili pütürlüydü” desinler…

Olsun!

***

Karşındakinin " demiştim” demesi dengeni bozuyorsa;

Ya sorma!

Ya dinle!


YORUM YAP