Sevginar Sali

Herkese “Evet” diyen, kimseyi yönetemez!

Silivri Belediyesi, Kasım Meclislerini tamamladı. Başkan Bora Balcıoğlu bu ay meclise katılmadı. Bu tercih, muhalefetin eleştirilerinden kaçmak açısından anlaşılır olabilir; ancak yapılanları anlatma, ikna etme ve liderlik görünürlüğünü azaltması açısından da ciddi bir eksidir.
Muhalefet meclis arenasında kendi varlık sebebinin gereği olarak yapılmayanlar ya da hatalı uygulamaları gündeme getirirken, karşısında yapılanları ve eleştirileri hakkıyla yanıtlayacak bir Başkan veya temsilcisi olmazsa o iktidar zarar görür.
Bir pozisyona getirildiyseniz, seçildiyseniz o işi sizin en iyi şekilde yapmanız ile ilgili beklentiye karşılığı oluşturmak sorumluluğu sizdedir. Bazı sorumluluklar, temsiliyetler kolay kolay bir başkasına devir edilemez.
Özcan Işıklar ile ezber ettiğimiz “Bir yöneticinin en iyisi kendini hissettirmeyendir” sözü çok değerli. Ancak bu söz, sizin yokluğunuzda işlerin siz varmışçasına aksaksız ilerlediğinde geçerlidir.
Henüz iyi mi, kötü mü bir yönetici olup olmadığınız yönünde kararsızlık sürerken, bu yaklaşım size kalkan oluşturamaz. Önce herkes iyi bir yönetici olduğunuz hususunda birleşmeli. Daha iyi versiyonunuz için gereklilikleri konuşmanın sırası anca o vakit gelir.
Uzun lafın kısası Bora Balcıoğlu'nun Silivri Belediye Meclisindeki Başkanlık görevini, acil ve insani mazeretler dışında, henüz ihmal etme lüksü yok gibi görünüyor. Başkan Vekili Gökhan Yonat'ın iyi niyetini tenzih ederim ancak, bulunduğumuz kritik süreçte yönetim ve işleyişe tam odaklanma şart.

Geçenlerde belediyenin bir birim müdürü ile konuşurken, bir olaydan yola çıkarak, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun en güçlü yönünün aslında kendisine en çok zararı dokunan yanı olduğunu fark ettik. İnsancıl yaklaşımı, kimseyi kırmama, hayır dememe çabası siyaseten kendisini tercih edilen bir figür haline getiriyor. Oluşan yüksek beklentinin karşılanmama durumu siyasi kârdan zarar durumuna taşıyor mevzuyu. İnsanlar beklentilerini ayarlamalı, siyasetçiler vaatlerinde daha ölçülü olmalı. İstediği şeyin olacağına inanmış kişi ile vaat etmenin siyasi nemasını tadanları kim durduracak bilmiyorum. Ama burada tek taraflı bir suçtan, hatadan söz edemeyeceğimizden eminim. “Bana neler vaat etti” isyanlarına gülüp geçiyorum; “Sen de kolayca inandın!”

Daldan dala atlıyorum bu yazıda ama meseleler aslında hep aynı odak ile ilgili.
15 Kasım'da Silivrispor'un yine kongresi var. Fakında mısınız? Kimse Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu'nun onayı, desteği gibi konuları konuşmuyor. Nihayetinde bir kabulleniş geldi sanki. Başkan Bey'in “Kim nereye aday olacaksa kendine güvenerek çıksın olsun” sözleri hiç gündeme gelmeden seçim süreci kendi mecrasında ilerliyor. Bir önceki kongrede olması gereken en mantıklı ve haklı sonuca doğru işler yol alıyor. Yanlış hesabın Bağdat'tan döndüğü sözünü haklı çıkartırcasına geldiğimiz nokta.
Geç kalmış bir revanş değil ve belkide ilk kez Silivrispor kamuoyunda, saha dışındaki çekişmelerden yorulmuş geniş bir topluluk “Birleşelim artık” noktasında. Hele bir de şimdi “bahis skandalı” gölgesinde tek liste gerçekten korunursa, yönetim kadroları liyakat temelli kurulursa, altyapı ve tesisleşme konusu laf değil plan olarak yürütülürse, bu dönem Silivrispor'un kader dönemine dönüşebilir.
Bütün bu umudun kırılma noktası tek bir yerde: Egolar bir kez daha devreye girerse, her şey yine başa döner ve gidişat daha kötüye gider.
Bu nedenle süreç çok dikkatli yönetilmeli. “Birleşme fotoğrafı” geniş tutulmalı. Kimse dışarıda bırakılmamalı. Kongreden önce her kelime önemlidir.

GÜNÜN SÖZÜ
Bir gün Süleyman Demirel'e yakın çalışma arkadaşlarından biri şikâyet eder:
- “Efendim, millet bizden sürekli bir şey istiyor. Herkes bir talep, herkes bir beklenti… Nasıl yetişelim?”
Demirel, cebindeki kalemi masaya koyar ve şöyle der:
- “Siyaset, isteyeni değil, isteyene rağmen kamu düzenini koruyabilendir.”
Sonra ekler:
- “Herkese ‘evet' diyen, kimseyi yönetemez.”

YORUM YAP