Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda nasıl davranacağımızı, kime oy vereceğimizi bir şekilde belirlemiş durumdayız. Böyle bir zamanda yazılacaklar ve anlatılacaklar herhangi bir etki yapamayacağı gibi, gereksiz yere düşman kazanmaya neden olur. Ben bugünkü tabloyu anlamaya ve çözmeye çalışacağım.
Üç aday olduğuna göre oy veren seçmenlerinde üç farklı yaklaşımları, gerekçeleri var demektir. Süreçte ilginç bir gelişme oldu ve cumhurbaşkanlığına hiç yakıştırılmayan Demirtaş pirim yaptı. Adaylığı tepki çekmesi beklenirken gönülden oy verenlerin yanında, gönülsüz oy vereceklerin sayısı hatırı sayılır rakamlara ve yüzdeye ulaştı. Kime oy verirse versin herkesin ikinci adayı olmak, olabilmek Demirtaş’ın en büyük başarısı. Demek ki istenirse oluyormuş. Türkiye’nin adayı olabilen Demirtaş, bundan sonraki siyasi çizgisini aynı şekilde devam ettirebilirse kazanacaktır. Onunla birlikte hepimiz kazanacağız, Türkiye kazanacak.
Memleketimizde gerekçeleri farklı da olsa biat kültürüne uygun siyaset yapılıyor. Bu nedenle parti içi demokrasi uygulanamaz hale geldi. Bundan sonra da uygulanma şansı kalmadı. Eskiden il, ilçe, belde, mahalle teşkilat mensuplarıyla vekilleri belirlemede kullanılan tartışılmaz yetki ve otorite yüksek atlama rekorlarını alt üst etti. Çıtanın son noktası cumhurbaşkanı adaylığı. Aday belirlenirken sorar gibi yapıldı ama hiçbir şekilde sorulmadı. Erdoğan partisi içindeki karşı görüşleri duymazdan, görmezden geldi. Zaman içerisinde karşı görüşte düşünen kalmadı, Erdoğan’ın adaylığında bütünleşti. Hele de diğerlerinin yalpalaması ve uğursuz sayılan 13 birlikteliği Ak Partide tabanı ve tavanı mermer hale getirdi.
Çatı kurma çalışmalarıyla birlikte ülkemde iklim değişikliği başladı. Ortaya çıkan hortumlar çürük çatıları uçurmaya başladı. Oniki yıl tek başına iktidar olmuş bir partiyi ve liderini diktatörlükle suçlayanlar, ellerine fırsat geçtiğinde diktatörlük nasıl yapılır örneği sergilediler. Tabana, tavana, yana danışma ve sorma mecburiyeti duymayanlar; sınırlar ötesinden, belkide gaipten gelen sese kulak verdiler. Kulak vermek hafif kalır, emir kabul ettiler. Kendilerinin hizmet ettikleri ulvi amaca bütün vatandaşların uymasını beklediler. İtiraz edecek olanları ‘’tıpış tıpış gideceksiniz’’ vecizesiyle hizaya soktular. Bu akşam teşkilatlara gönderilecek genelgede ‘’seve seve’’ maddesi gönüllere su serpecektir!
Dindar kesim hep sorgusuz sualsiz biat etmekle suçlanmıştır. Haklılık payı olduğuna inanırdım. İşin içine maneviyat girince bazı konuların teferruat kabul edilip önemsenmemesi yanlışları da hep beraberinde getirir. Bu duruma karşı olmakla yetinmeyenler aynı zamanda hasımda olup suçladılar, aşağıladılar. Yobaz, gerici, örümcek kafalı, göbeğini kaşıyan sözleri sıradan övgü halini aldı. Suçlamalara muhatap olanlar savunma yerine bildiklerini yapma yolunu seçtiler. Bu güne kadar netice aldılar, bundan sonrada alacaklarına göre başarılı olduklarını kabul etmek zorundayız. Etmek istemeyenler aynaya bakıp kendi çirkinliklerini görmeli.
Kendi gibi olmayanları biat etmekle itham edenler, son tahlilde biatın kıralını sergilediler. Aynı duygu ve düşünceler ile, hatta aynı terbiye ve yetişme tarzıyla olmadığını bildiğim için isimlendirmekte kolay olmuyor. Ayırmak amacıyla ilk örneğe manevi biat, diğerine ise entel biat ismini yakıştırıyorum. Göbeğini kaşıyanları zaten tanıyoruz. Kafasını kaşıyanlar karşımıza yeni çıktı. Birincisi tercihini kalbi ve midesiyle yaparken, ikincisinin aklını nereye kiraya verdiğini zaman gösterecek. Kendi adıma biat etmek zorunda kalacaksam her zaman birincisini tercih ederim. Allah beni sınır ötesi biatlardan ve kimlik kartları yurtdışından mühürlenip gönderilenlerle birlikte hareket etmekten muhafaza etsin. Amin.
Seçimi ve sonucunu görmeye az kaldı. Önceki cumhurbaşkanı seçimleriyle kıyaslandığında gerginlik dozu düşük bir seçim yaşadık sayılır. İstediği olmadığı için cumhurbaşkanına eşi kapalı diye terbiyesizlik yapacak generallerin milletin tercihine saygı gösterecek olgunluğa erişmiş olduğunu bilmek güzel bir duygu. Erdoğan’ın kazanması sürpriz sayılmayacak ama alacağı yüzde izleyeceği yol haritasını belirleyecek. Çatı adayı mucitleri ise çok etkileneçek %40 la paçayı kurtarma şansı varken, %35 birbirlerini suçlamaya ve mazeret üretme yarışına sahne olur. %30 efendice helalleşmeyi ve siyaseti bırakmayı gerektirir. Erdoğan velinimet kabul ettiği Kılıçdaroğlu- Bahçeli ikilisinin jübilesine çok üzülecektir eminim. Bırakmazlar dediğinizi duyar gibiyim. Bunca mağlubiyetten sonra çok yağmur yağdı yaklaşımını her iki isme de yakıştırmam. Taban olmaya devam edip, çanak tutanlar ise entel biat’lıktan rezil biat’lığa terfi ederler.
Kafasını kaşıyan olmaktansa, göbeğini kaşıyan kalın.
