Şahin Dirik

Corona’nın Domino Etkisi

COVID-19'un pek çok konuyu adeta domino etkisiyle birer birer gündeme taşıdığını biliyoruz. Bunlardan biri de İBB'nin Silivri ile olan temasları. Ülkece zor zamanlar geçirdiğimiz şu günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ilçemizle olan temasları göz ardı edilebilecek cinsten değil. Önce İBB Başkanı İmamoğlu'nun sürpriz bir şekilde aniden Silivri'ye gelerek inşasında oldukça yol alınmış olan KİPTAŞ 3'te bizzat incelemelerde bulunması, ardından Halk Süt için süt tedarikinin Çatalca ve Silivri'den yapılacak olması müjdesi ve son olarak COVID-19 salgınında halkın gıda ihtiyacını karşılamak ve çiftçiye destek olma amacıyla başlatılan kampanya kapsamında emekçi üreticilerimize İBB tarafından 3.5 milyon fidenin dağıtımının gerçekleştirilmesi oldukça sevindirici haberler.

İBB Tarım Gıda Hayvancılık Orman ve Su Ürünleri Komisyon Üyesi Bora Balcıoğlu, konuyla ve geleceğin gıda güvenliğini garanti altına alan, çevreye, ekonomiye ye topluma yarar sağlama konusunda en önemli temsilcilerden biri olan çiftçilerimiz ile ilgili şu sözleri söyledi “Sayın İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun dediğigibi 'Toprak bizi besler, biz dayanışırız, İstanbul'un köylerine İBB olarak Silivri'de dâhil olmak üzere COVID-19 salgınında halkın gıda ihtiyacını karşılamak ve çiftçiye destek olmak adına başlattığımız üretim seferberliği kapsamında emekçi üreticilerimize 3.5 milyon fidenin dağıtımını gerçekleştirdik. Çiftçilerin üretime devam etmesi adına uygulamaya aldığımız bu proje sayesinde üretilen sebzeler ihtiyaç sahibi ailelerimizin sofralarıyla buluştu. Üretimin her aşamasında İBB olarak çiftçilerimize her koşulda destek vermeyi sürdüreceğiz. Biz sözünüzü tuttuk. Onlar değil biz onlara teşekkür ederiz. İyi ki varsınız."

Tarımın Silivri açısından önemini düşündüğümüzde İBB'nin bu noktada ilçemizi de her daim hatırlaması çok güzel. İnşallah Silivri'ye bu dönem çok daha büyük yatırımlarını da göreceğiz diye düşünüyorum…

Corona'nın yarattığı domino etkisi sebebiyle gündeme taşınan bir diğer konu da çalışma izinleri oldu. Pandemi sonrası memlekette işini kaybedenler, zorunlu olarak ücretsiz izne çıkarılanlar gırla. Bu vesileyle Türkiye'de çalışma izinleriyle ilgili eleştiriler bir kez daha gündeme geldi. Çalışan okuyucularımıza soruyorum; Haftada kaç gün izniniz var? Haftada iki gün izinle çalışmanın bir ayrıcalık olarak görüldüğü günümüzde, bazı ülkeler haftada üç gün izin yapma konusunu gündeme getiriyor. “Bizde nerede o günler…” Diye hayıflandığınızı duyar gibiyim. Ne diyebilirim ki? Haklısınız. Konuyla ilgili biraz araştırma yaptım ve çok ilginç şeylerle karşılaştığımı itiraf etmeliyim.

Yapılan araştırmalara ve deneylere göre, haftada dört gün çalışmak çalışanlarda daha az strese ve tükenmişlik sendromuna yol açarken, iş verimliliği ise yükseliyor. Bazı şirketler dört günlük çalışma modelini denedi: Sonuç başarılı! Euronews'in haberine göre dört günlük çalışma modelini deneyen Yeni Zelandalı Perpetual Guardians şirketi, sonuçtan memnun. 230 çalışanlı şirket, 8 haftalık bir süreçte dört günlük çalışma modeli denemesinin sonucunda iş stresinin önemli bir ölçüde düştüğünü, şirkete bağlılık oranının ise arttığını açıkladı. Verimliliğin ise değişmediği vurgulandı.

Berlin'deki bilgisayar şirketi Planio da, haftada dört gün çalışma modeline geçmiş şirketlerden. Şirketin patronu Jan Schulz-Hofen, bu değişimle ilgili "Beş gün çalıştığınız zaman daha fazla vaktiniz olduğunu düşünerek işleri ağırdan alıyorsunuz. Ara veriyor, kahvenizi daha yavaş içiyor, iş arkadaşlarınızla muhabbete dalıyorsunuz. Ancak eğer cuma gününüzü tatil yaparak geçirmek istiyorsanız işinize daha fazla konsantre oluyorsunuz ve daha hızlı, verimli çalışıyorsunuz." ifadelerini kullanıyor.

Diğer ülkelerde de, haftada dört gün çalışma konusu gündemde. Japonya'da devlet, şirketlere üç gün tatil konusunda teşvikte bulunurken, İngiltere'de İşçi Partisi'nin de desteğini alan İngiliz İşçi Sendikaları Kongresi, maaşlarda bir kesinti olmaksızın şirketlerin dört gün çalışma modeline geçmesi konusunda baskı uyguluyor. Kongre, gelişen teknoloji ile insan gücüne ihtiyacın düştüğünü ve dört günlük çalışma süresinin yeterli olacağını öne sürüyor.

ABD, İngiltere ve Almanya'da 3 bin katılımcıya uygulanan bir ankette, başta ABD olmak üzere çalışanların yüzde 49'u fazla mesai yaptıklarını söyledi. Anketin bir diğer sonucu ise, çalışanların 'günde beş saat çalışarak' işlerini kolaylıkla bitirebileceğini söylemeleri ki kulağa da çok hoş geldiğini itiraf etmeliyim : )

YORUM YAP