Değerli okurlarım, hepinize tekrardan merhaba. Nasıl bir giriş yapmam gerektiğini pek bilemedim doğrusu. Çocuk sayılabilecek yaşlarımdan itibaren bu gazetede sekiz yıl aralıksız köşe yazdıktan sonra, ilk defa bu kadar uzun bir aranın ardından tekrar huzurunuzdayım. Elinizde büyüdüm desem yeridir. :) Uzun yıllar aralıksız köşe yazdıktan ve biri 2023, diğeri 2024 yıllarında olmak üzere hem ülkemiz hem de şehrimizin kaderi olan çok önemli iki seçimde aktif olarak görev aldıktan sonra, oldukça yorulmuş ve piyasadan biraz elimi eteğimi çekme kararı almıştım.
İşin özü, bir buçuk yıldır tamamen inzivada, kendimi dinlediğim; hayattan keyif almaya çalışarak güzel vakit geçirdiğim ve seyahat etmeye vakit ayırdığım bir sürecin içerisindeydim. Ancak artık sizlerden gelen ısrarlara daha fazla sessiz kalamadım. Başta gazetemizin imtiyaz sahibi Sevginar Sali olmak üzere birçok okurumun gerek arayarak veya mesaj atarak gerek sokakta önümü keserek “Ne zaman tekrar yazmaya başlayacaksın?” ya da “Falanca konu hakkındaki fikirlerini, analizlerini merak ediyoruz. Tahmini ne zaman okuruz?” şeklindeki serzenişlerine kulak verip, gazetemiz Hürhaber'deki köşelerime yeni bir başlangıçla dönme kararı aldım. İlginize ne kadar teşekkür etsem azdır. Köşe yazarlığı genelde tek taraflı bir iletişim biçimi gibi görülür. Yazarın içini döktüğü yerde okuyucu daha pasif konumda gibidir. Ama sadık okuyucularım bana geri dönüşüm için ısrar ederken gayet aktif bir konumdaydılar. Bana bir ailenin parçasıymışım gibi hissettirdiler. Var olsunlar…
Peki, “yeni bir başlangıç” ne anlama geliyor? Artık o kanı bir başka kaynatan gençlik pervasızlığından kısmen arınmış, otuzlu yaşlarına ayak basmış, daha olgun bir Şahin var karşınızda. Sizin çocuk biraz büyüdü kısacası. :) Köşeme dönmek için de yeterince önemli bir konu bekliyordum. O konu, çok şükür geldi. Yazmama değecek kadar büyük bir olay tabii ki kendi partim, CHP ile ilgili olmalıydı; oldu da. Yeni bir başlangıç yapan yalnızca ben değilim. Silivri Cumhuriyet Halk Partisi'nde de yeni bir sayfa açılıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan ilçe kongresinde Doruk Bulut, mahalle delegelik seçimlerinden itibaren gösterdiği ezici üstünlük ile CHP Silivri'nin yeni ilçe başkanı seçildi. Bu sonuç, yalnızca bir seçim başarısı değil; aynı zamanda örgütün tabanında yükselen bir güvenin ve kararlılığın yansımasıydı.
Doruk Bulut'un ilçe başkanlığı sürecine bakıldığında, akla ister istemez Ekrem İmamoğlu'nun CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı dönemi geliyor. İki ismin siyasi yolculukları arasında dikkat çekici paralellikler var. Her ikisi de siyasetin inişli çıkışlı yollarında zaman zaman engellerle karşılaştılar; ancak hiçbirinde geri adım atmadılar.
2009 yılında CHP Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı olmayı hedefleyen Ekrem İmamoğlu, aday gösterilmemesine rağmen siyasetten kopmadı; aksine mücadeleyi bir adım öteye taşıdı. İlçe başkanı olarak örgütü ayağa kaldırdı, partisini yeniden yapılandırdı ve birkaç yıl sonra Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak tarih yazdı.
Bugün Silivri'de benzer bir kararlılığı Doruk Bulut'ta görüyoruz. Geçmişte az bir farkla milletvekilliğini kaçırmış, belediye başkan adaylığı sürecinde de partisi tarafından tercih edilmemiş olmasına rağmen mücadeleden asla vazgeçmedi. Doruk Bulut, bu kez örgütüne liderlik etme sorumluluğunu üstlenerek ilçe başkanı oldu. Kimi çevrelerce bu durum, onun için sadece bir görev değişikliği değil, yeni bir siyasi sıçrama tahtası olarak yorumlanıyor. Ama öyle dahi olsa bu, örgütün ondan faydalanamayacağı, örgüte yararının dokunmayacağı anlamına mı geliyor? Bence hiç öyle değil…
Her iki ismi birleştiren bir başka güçlü nokta da iş dünyasındaki başarıları. Hem Ekrem İmamoğlu hem de Doruk Bulut, siyasete sadece idealizmle değil, aynı zamanda yönetim tecrübesiyle de geldiler. Doruk Bulut'un Halk TV yönetim kademesindeki görevi, onun stratejik düşünme yeteneğini, medya ve iletişim konusundaki vizyonunu gösteriyor. Bu özellikler, günümüz siyasetinde bir ilçe başkanı için önemli bir avantaj.
Doruk Bulut'un genç ve mücadeleci profili, CHP Silivri'nin potansiyelini harekete geçirecek nitelikte. Ayrıca kongreden önce bir diğer ilçe başkan adayı olan partinin sevilen isimlerinden Ersan Bekler'i ve ekibini kendi ekibine katması ve yine kongre listesinin il delegeleri bölümünde önceki dönem ilçe başkanı İbrahim Kömür'ün adına yer verip partisi için olan yoğun çabalarından dolayı onu onore etmesi Bulut'un örgütü birleştirme, barıştırma hamleleri olarak göze çarpıyor. İl ve genel merkezle olan bağlantıları da düşünülünce, onun önderliğinde CHP Silivri, sadece yerelde değil, İstanbul genelinde de adından daha çok söz ettirecek gibi görünüyor. Ayriyeten Bulut'un kendisiyle ilgili önyargıları yıkmak için harcadığı çaba da göze çarpıyor. Sanıyorum ki bu çaba şimdiden meyvelerini vermeye başladı bile.
Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nde attığı kararlı adımlar nasıl bir büyük yürüyüşün başlangıcı olduysa, Doruk Bulut'un Silivri'deki liderliği de benzer bir hikâyenin ilk sayfası olabilir. İzleyip göreceğiz.
Her halükarda Silivri siyaseti yeni bir enerji kazandı. Bu enerjinin adı: Doruk Bulut.