Sevginar Sali

Toplumsal felaketimiz; Duygusal ihmal

“Bedenimi ve ruhumu koruyorum…” projesinden söz etmek istiyorum ama sakın ‘Kimseye geçirmemiş…' diye okumamazlık etmeyin içimde kalacak hissettiklerimi yazmazsam… Tahribat gücü yüksek patlamalardan itinayla kaçınalım lütfen…
Türkiye, çocuk istismarı konusunda dünya 3.cüsü mü, 4. sü mü neymiş! Bunu okuyunca zihnim bulandı, adeta gözlerim karardı bir anda… Ha 3 ha 4… Kayda geçmeyen vakalarla zirveyi bile zorlayacak gibi duruyoruz; halimiz harap anlayacağınız.
Avukat Nuran Özmen Erol'un konu ile ilgili özverili çalışmasını takdirle izliyorum. Sırf iş olsun diye değil konu hakkındaki yasal süreci anlatırken yüreğinin nasıl çırpındığını hissediyorsunuz. İstismarın şikâyet edilmesinden sonuç alınmama/alınamama örnekleri üzerine gizlenmesine neden bir çok sürecin iyileştirilmesi için yapılanları anlattı. İstanbul'da kurulan iki Çocuk İzlem Merkezini anlattı ve Silivri'de de bir tane açılması ile ilgili niyeti paylaştı.
Erol, yasalardaki boşlukların doldurulduğunu ancak uygulamada sıkıntıların henüz istenilen ölçülere erişilemediğini paylaştı.
İstanbul Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Görevlisi Profesör İlkay Soykal, istismarlar konusunda her şeye değindi de ben size kısa bir özet geçeyim çünkü sorunumuzun aslı; DUYGUSAL İHMAL…
Hani bas bas bağırıyor ya Cumhurbaşkanımız “3-5 çocuk yapın, yapmazsanız yarım kadınsınız...” Biz bence ilk önce yapılanlarla gerektiği gibi ilgilenelim çünkü istediğimiz gibi/iyi bir gelecek nesil ne berbat edilen eğitim sistemi ile mümkün ne de çıkartılan ağır cezai yaptırımlarla yoldan çıkanları zapt edebilecek gibi görünmüyoruz.
Duygusal ihmal farkında olmadığımız bir eksikliğimiz de değil bence… Çocuklar duygusal ihmal nedeniyle hatala düşüyor ama onların beklentilerini yerine getirmesi gerekenleri de yaşam şartları felç etmiş vaziyette. Mutluluğun bizim dışımızda ihtiyaç duyulan şeylere bağlanmaması gerektiği son noktada karşımıza çıkıyor; sorunların temeli de aynı zamanda.
Profesör İlkay Soykal, diğer belediyelerde açılan “Anne baba okullarına” dikkat çekti ve ebeveyn olmanın öğrenilebilecek bir şey olduğuna işaret etti. İçgüdüsel kısmı az ya da çok herkeste var ama öğrenilmesi gerekenler da söz konusu… Anne olmadan, ebeveyn olma konusunda ne kadar çok ahkâm kestiğimi düşününler olabilir! Takdiri ilahi ama şimdilik kişisel seçimim. Memleketin gidişatına bakınca nihai olmaması için de bir sebep göremiyorum doğrusu…
Soykal, eğitimin sonunda çok önemli bir şey söyledi. Bununun bir erkek hem de profesör unvanı bulunan biri tarafından söylenmiş olmasını ayrıca önemsiyorum. Dedi ki; “Bence kadın ve erkek eşit değil. Kadınlar erkeklerden daha üstün. Şundan dolayı; kadın erkeğin yaptığı her şeyi yapabilir ama erkek kadının yaptığı her şeyi yapamaz. Kadın erkek olmadan çocuk doğuramıyorlar tek; tıptaki gelişmeler önümüzdeki yıllarda korkarım bunu da mümkün kılabilir!”
&&&
Başkan Işıklar, bu sözü projenin tanıtım toplantısında söylemişti: “Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır; Nedensiz yere mutlu olmak… Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak… Elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak.”
*Paulo Coelho
&&&
Bedenimi ve Ruhumu Koruyorum Projesini hayata geçiren, emek veren, inanan, katkı sunan herkese Silivri adına teşekkür ediyorum… Hiç kimseyi baştan aşağı değiştirmeyecek, belki olanların telafisinde de bir yararı olmayacak ama yeni çıkmazlar ve hataların önlenmesinde etkisi muhakkak olacak.
İyi haftalar herkese…

YORUM YAP