Ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan öncülüğünde AK Parti'nin Silivri çıkarmasını, ne de birkaç saat sonra CHP İlçe Başkanlığını ilan etmeye hazırlanan Doruk Bulut'u yazacağım… Çünkü onların işleri yolunda.
Benim gözüme takılan bambaşka bir manzara oldu.
AK Parti'nin programına yetişmek üzere Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkâr Odası'na doğru yürürken, Türk Telekom'un önünde bir kalabalık dikkatimi çekti. Ayaklarım, yetişmem gereken programın ters istikametine doğru beni sürükledi.
Orada, başına toplanan insanların yardımıyla feryadını dindirmeye çalışan 80'lerini aşmış bir amca vardı. “Ne oldu?” diye sordum. “Düştü” dediler. Amca, aylardır yatağa mahkûm yaşadığını, kesilen telefon faturasını ödemek için ilk kez evden çıktığını anlatıyordu. Fakat belli ki güçsüz bedeni Telekom'un önünde tökezlemiş, yere yığılmıştı.
Düşmenin verdiği korkuyla yeniden yatağa bağlanma endişesi, yaşlılığın kırılganlığı ve yalnızlığın çaresizliği, gözlerindeki endişede apaçık okunuyordu.
İNSANLIK DERSİ
Yaşlı amca şanslıydı. Sokak esnafı duyarlılık gösterip hemen yardımına koşmuştu.
“Karşıda iş yerim var amca. Ay-Gök Yönetim, ne zaman neye ihtiyacın olursa gel, ara. Şimdi oğlumu çağırıyorum, seni bekleyecek. İşlemlerin için yardımcı olduktan sonra seni evine bırakacak” sözleriyle teskin edilmeye çalışıldı.
“Kiptaş 1'de oturuyorum” dedi, yavaş yavaş sakinleşti. Dudaklarından ise şu sözler döküldü:
“Benim de 4 torunum var ama…”
Etrafındaki yardımsever yabancılar “İşleri vardır” diye teselli etti. Amca da buna sığındı: “Evet, işleri var” dedi. Canından, kanından olanlara toz kondurmadı. Belki gerçekten işleri vardı, belki uzaktalardı…
Ay-Gök ve Marka OSGB'nin sahibi ya da çalışanları, yaşlı amcaya destek olarak örnek bir insanlık dersi verdi. Yanında oldular, yardım ettiler, evine ulaşmasını sağladılar. Yüreklerine sağlık, tebrik ediyorum.
Ama bu manzara fark etmemiz gereken çok önemli bir şey için hepimize ayna tutuyor.
DESTEK ÇAĞRISI
Silivri Kaymakamlığına, Belediyemize ve muhtarlarımıza sesleniyorum:
Allah rızası için, 80 yaş üzeri yalnız yaşayan, desteğe ihtiyacı olan yaşlılarımıza sahip çıkmanın yolunu bulalım.
Fatura ödemek için evinden çıkmakta güçlük çeken, hareket zorluğu yaşayan yaşlılarımızın sokaklara dökülüp eziyet çekmesinin önüne geçmeliyiz.
Her gün programlara, yetkililer kürsülere yetişme telaşıyla koşuyor ama gerçek mesele yanı başımızda: Yalnız, yardıma muhtaç, sahipsiz bırakılan yaşlılarımız.
Kimse kusura bakmasın; ancak onlara göz kulak olmayı başarırsak, işte o zaman siyaset de insanlık da anlam kazanır.