Sevginar Sali

Muhalefetin, iktidardan zor olduğu yer…

Cuma günü 4 saate yakın devam eden Silivri Belediyesi 2022 faaliyet raporu görüşmelerini en iyi özetleyen cümleyi MHP Grup Sözcüsü Sultan Aşkın kurdu; “Silivri Belediyesinde muhalefet olmak zor iş” diyerek.
Başkan Volkan Yılmaz, 2022 faaliyetlerini 3 saate yakın anlatmasına karşın bitiremedi.
Toplantıda gözler Başkan Bey'den ziyade muhalefetin yeni sözcüsü Melih Yıldız'ın üzerindeydi. Ne söyleyip de böyle bir faaliyet raporunu eleştirecek merakı hakimdi.
Yılmaz'ı ilk bir iki senesinde eleştirmek de zorken, 4. yılında hizmet ve yatırım heybesinin ağırlığı bu denli artmışken ne eksiklik bulunacaktı ki?!
Yıldız, genel çerçevede, deprem dedi, kentsel dönüşüm dedi, İBB hizmet ve çalışmaları çerçevesine “Faaliyet raporunda yine kayda değer bir eser göremedik” dedi ve işin içinden çıktığını sandığı noktada aslında çuvalladı.
Meclis penceresinden baksa kendi iktidarlarında 10 sene proje kağıtlarının çıkardığı hışırtı sesiyle yetindiğimiz katlı otoparkın geliştirilmiş halini görürdü. Oturduğumuz yerden de meclis boyunca inşaata beton taşıyan araçların sesini dinledik aslında. Görmek istemeyen gözlerden daha kör, duymak istemeyen kulaklardan daha sağır bir muhalefet!
Yıldız'ın, Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaptıklarını çok yakından takip edip, kamuoyunu buna yönelik bilgilendirmesine saygı duyabiliriz belki ama İBB ile Silivri Belediye bütçesini denk tutmaya yönelik karşılaştırmalı yaklaşımını adil saymak mümkün değil. İBB de tarım desteği sunuyor, Silivri Belediyesi de… İBB bütçesinden ayırdığı kaynakla satın aldığı ürünleri dağıtıyor, Silivri Belediyesi kendi arazilerinde ekip, yetiştirdiklerini… Bu iki yaklaşım arasındaki farkı muhalefet görmemeyi seçebilir ama kamuoyu o kadar kör olamaz!
Ben AK Parti adına söz alan Celalettin Yazıcı'nın sözlerini de dikkatle dinledim. Siyasi bir tarafgirliğe düşünce ve değerlendirmelerini kurban etmeyeceğini düşünerek. Tespitleri önemliydi. Deprem ile ilgili sunumu da keza aynı şekilde ama keşke faaliyet tartışmaları ve zamansızlığı içine hapsedilmeseydi.
Genel iktidar şahsi görüşümüze uymuyor diye Hükümetin yaptıklarını yok sayamayacağımız gibi, yerelinki uyuyor diyelim onun da hatalarını göz ardı edemeyiz. Siyaset ne körü görüne inkar, ne de sorgusuz sualsiz bir kabul ediştir.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi, kendi düşüncelerimiz ile tolum içinde var olmayı başaramazsak bir arpa boyu yol alamayız.
Bir insana hatalarını söylememek iyilik değil, ya da doğrularını taktir etmemek ondan bir şey götürmez.
Faaliyet tartışmalarında tansiyonun en çok yükseldiği konu kaçak yapılarla mücadeledeydi. Başkan Yılmaz'ın bu konudaki yaklaşımını bile isteye yanlış bir yöne çekme gayreti var. Söylediği “Tarım, orman ve hazine arazileri üzerinde yapılan kaçak yapıların hepsini tek tek yıkacağım”…
Yerleşim alanlarında kaçak balkon, çatı vs'yi yıkmaya niyet etse biri her halde ilçede taş üstünde taş zor kalır.
Kaçak yapıyı yapanı eleştirmek yerine kanunu uygulayan, babasının değil Silivri'nin topraklarını yağmadan korumak için neredeyse kendini feda eden bir yöneticiyi yaptıklarını savunmak zorunda bırakmak ayıptır. Bu ayıbı işleyenleri ahlak ve vicdana davet etmek de oldukça iyi niyetli ve yerinde bir yaklaşımdır.
Yılmaz'ın “Kaçak yıkımlarına muhalefet eden”lere yönelik sarf ettiği sözleri ‘muhalefet partisi' sıfatıyla üzerine alan CHP'nin zorlama anlayış ve alıngan tavrı neyse ki uzamadan doğru mecrasını buldu.
Şunu net olarak anlayalım, Volkan Yılmaz'ın kendini parçalarcasına, siyasi kariyerini tehlikeye atarak yağma ve talandan koruduğu Silivri'deki tarım arazileri hepimizin geleceği.
Kim köyde yaşamak istiyorsa gitsin imarlı yerden kendine bir arsa satın alsın yapsın, kanun ve nizama uygun evini, güle güle otursun.
Ve asıl odaklanmamız gereken mesele bence Volkan Yılmaz'ın 2023'ü, Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır şekilde hizmette rekorlar yılı ilanıdır.
Hayırlı olsun!

YORUM YAP