Uğur Türkyılmaz

Kutlu Zafer ‘Çanakkale’

Çanakkale; Türk tarihine şanlı bir nişane olarak kazınan çok önemli bir zaferdir. Yıllarca gerçekleşen muharebelerde alınan yılgınlık ve çaresizliğin, Türk insanının feraset ve cesaretiyle yırtılıp atıldığı kıymetli bir süreçtir. Türk milletinin diz çöktüğü yerden, onurlu bir şekilde başı dik doğrulduğu bir mücadeledir Çanakkale.
Kiminin bilmediği, kiminin bilmesine rağmen gaflet ve ihanet içerisinde, binlerce Türk vatan evladını görmediği, en önemlisi de en büyük kahramanlardan biri olan Mustafa Kemal Atatürk'ün adının anılmasından dahi korkulduğu kutlu bir zaferdir Çanakkale. Özellikle bazı cenahlar tarafından kasti bir propaganda olarak kullanılan bu ihanetin sahipleri bilmelidirler ki O'nun ışığı çamur atmakla sönmeyecek bir ferdir ve günün birinde kendilerini yakacaktır!
Çanakkale Türk'ün bağrının kilitlendiği yerdir. Türk İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e uzanan meşakkatli yolun ilk adımlarıdır. Türk'ü aciz gören, Türk'ü yaban gören, Türk'ü Türk bilmeyen cahil cenahın Türk'ün namusuna uzattığı elin kırıldığı yerdir Çanakkale.
Vatan için; anaların kınalı kuzularını, kadınların kocalarını, milletin malını canını gözünü kırpmadan feda ettiği yerdir Çanakkale. Siperlerin 8 metreden az olduğu, düşman soluğunun insanın burnunda hissedildiği, dakikalar içinde silah arkadaşının şehit olduğunu görerek onun boşalttığı mevziye cennet bahçesine girer gibi koşarak gittiği yerdir Çanakkale.
Yedi düvele karşı alnının akıyla, bedeninin kanıyla kazanılan bir zaferdir Çanakkale. Tarihin gördüğü en canavarca donatılmış çelik güçlerin, hiç durmadan günlerce bombaladığı Türk topraklarından, üstündeki toprağı silkip atarak şahlanan bir milletin zaferidir Çanakkale.
Ey Türk milleti! Tekrar bu mahşeri günleri yaşamamak için, Aziz Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sinde vurguladığı gibi:
“Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

YORUM YAP