Uğur Türkyılmaz

Büyük bir Hata(y) yapmayalım!

23 Nisan 1939 Hatay Devleti'nin özerkliğinin sona ermesi ile Anavatana bağlandığı gündür. I. Dünya Harbi sürecinde önce İngilizlerin ardından da Fransızların yoğun baskısı altında kalan günümüz Suriye toprakları, dönemin Osmanlı Devleti'nden hızla koparılmaktaydı. Aziz Atatürk önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı sürecinde ise Fransızlar Anadolu'nun Güney topraklarına kadar sokulmuştur. Başarılı bir İstiklal mücadelesi ile Anadolu'nun dört bir yanından temizlenen düşman devletleri gibi Fransızlar da Güney topraklarımızdan çekilmek zorunda kalmıştır.
II. Dünya Savaşı'nın arifesinde ısınan Avrupa siyaseti Fransızları Suriye topraklarından çekilmek mecburiyetinde bırakmıştır. Fransa bu topraklardan çekilirken, ardında Suriye ve Lübnan gibi iki kukla devletin bağımsızlığını sağlamıştır.
Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti de gerekli siyasi hamleler yaparak ezelden beri Türk toprağı olan İskenderun Sancağı'nın (Hatay) bağımsızlığının kazanılması için girişimlerde bulunmuştur. Konu Milletler Cemiyeti'nde görüşülerek, İskenderun Sancağı'nın bağımsızlığını ilan etmesiyle 2 Eylül 1938'de Hatay Devleti'nin kurulmasına imkân sağlanmıştır.
Aziz Atatürk'ün henüz vefat etmeden önce “Hatay benim şahsi meselemdir” dediği topraklar onun vefatının kısa bir süre sonrasında 23 Haziran 1939'da Paris'te Fransızlar ile Ankara'da Suriye ile imzalanan antlaşma ile Anavatana katılabilmiştir.
Günümüzde ise durum çok ciddi manada felaket senaryosu içerir vaziyettedir. 1939 yılında nüfus çoğunluğu ile ağır baskılarla elde ettiğimiz Türk yurdu Hatay, bugün yanlış politikalar ve kontrolsüz istilacı kitlelerin bu bölgelere yığılması sebebiyle, nüfus çoğunluğu neredeyse kaybedilir duruma gelmiştir.
2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının ceremesini, ensar-muhacir hikâyeleri ile kandırılan aziz Türk Milleti çekmektedir. 13 Milyon kaçak ve sığınmacının kontrolsüzce ülke topraklarına dağılmış olması yakın gelecekte Türk Milletinin başını çok ağrıtacaktır.
Sonuç olarak; Tarihten bugüne elde ettiğimiz kazanımlarımızı böylesine büyük bir HATA(Y)'a kurban etmeyelim.

YORUM YAP