Ferhan Tezcan

Koç'un son kumarı!

İhanet dedik, esaret dedik, ahlak dedik. Ya bilinç...

Bilinç,  bireyin tek başına düşünme becerisidir. Başkası benim yerime düşünüp karar verebiliyorsa bilinçsizim demektir. (örnekleri çok)

Her insanı gerçek, doğru ve iyi olanın son yargıcı kılan bilinç, ortaya çıktığı ölçüde iki soruyla karşılaşır.

Kişi kendi görüşünü aşıp dünyayı ''nesnel'' biçimde görebilir mi?  Böylesine görebilmek için kişi herkesi kendisine has kılan şeyden vazgeçmek zorunda mıdır?

Önce her bilinç bireyseldir.

Gerçekten düşündüğüm şey benimkidir. Çünkü ben düşünüyorum onu. Buna karşılık şunun da farkına varıyorum;

Düşüncelerime doğrudan doğruya erişebilen kişi yalnız benim ve başkasına, düşündüğümü; düşündüğüm gibi anlatmakta büyük güçlük çekiyorum.

Bilinç ne yapar?

Bilinç, bireyi saygıya değer ve sorumlu kılar.

Herkes bu bilincin farkında mıdır?

Bana göre çok fazla değil. Farkında olmak gerekir. Sahiplenmek gerekir. Akıl başka bir kehanettir. Düşünme de başka. Ama bilinç bunların en önde gidenidir. Eğer bir insan bilincini kaybetmişse, mutlaka destek gerekir.

ALİ KOÇ'UN YETİLERİ

Ali Koç, çok akıllı bir kişidir. Yeteneklidir. Çabuktur. Dirayetlidir. Beceriklidir.  Kalbi yumuşaktır. Ama görüntüsü serttir.

Kimseye güvenmez. Güvendiğinden de kolay vazgeçmez.

İşte Ali Koç, dördüncü sezonu biterken iyi bir  ''ivme''  yakaladı.

Takımın başında aslında futbolu iyi bilen ancak kendisini  ''mütevazi'' göstermek konusunda çok becerikli bir hoca var. Galibiyet serisi çok yüksek bir hoca.  Ama Başkan Ali Koç önce Löw 'ü bekledi. Löw, hem Fenerbahçe'yi hem de Real Madrid'i kovalıyordu.

Esas hedefi Avrupa basınına göre Real Madrid'di. Ancak yıllar sonra Carlo Ancellotti, üstün başarı kazanınca eli boş döndü.

Fenerbahçe'yi değil ama Türk futbolunu pek tutmuyordu.

Çapını küçük buluyordu. Dinlenmek hoşuna gidiyordu.

Bir de kulüp takımı çalıştırmak pek istediği bir şey değildi.

Ali Koç,  döndü Jorge  Jesus 'a. Jesus, her kulüple şampiyonluklar yaşamış  ve  Brezilya defterini bile    başarıyla  kapamıştı.

Koç ile anlaştılar.  Ama Ali Koç'un her şeye rağmen içi rahat değil. Bir tarafta başarılı bir Türk hoca.

Bir yanda teklifi kabul etmeyen Jogi Löw. Bir yanda da Portekizli bir teknik direktör.

Ali Koç, şimdi bir kumar oynamaya hazırlanıyor.  Birini seçip yola çıkacak.

Ama Ali Koç, bu kez ''bilincini'' yerinde kullanıp o yolda finişe varacaktır.

Allah yardımcısı olsun.

Hoşça kalın…

YORUM YAP