Sevginar Sali

KAPALI PAZAR YATIRIMLARI...

Pazar günü, Silivri Belediyesi’nin iyi tarım uygulamalarını yakından görmek için Gümüşyaka’ya yola revan olmuşken, gözüme ilişti… Mahallenin çıkışındaki kapalı pazar alanını ilk kez gördüm ne yalan söyleyeyim. Harap vaziyeti sadece benim dikkatimi çekmemiş. AK Parti Grubu, Ekim meclisinde konuyla ilgili önerge sundu. Gümüşyaka Kapalı Pazar yeri yerel iktidarın büyük umutlar ve beklentilerle hayata geçirdiği bir projeydi. Buradan sağlanacak gelirle Silivri’nin bütün mahallelerine kapalı pazar alanları yapılacaktı! Esnaf ve müşterileri bayram edecekti!
Gümüşyaka’ya bile gerektiği ölçüde yarar sağlayamayan yatırımın diğer bölgelere bir yararı olmadı. Korkarım zarara dönüşme yolunda da epey zaman kaybedilmiş.
Telafisinin ve burada yapılan hatalardan ders alınarak, ihtiyaç duyulan diğer bölgelerde de kapalı pazar yeri vaatlerinin hayata geçirilmesi dileğiyle. Yazın bile zor da, kışın açık hava pazar alanları ve konumları modern kent iddiamıza yakışmıyor.
İlki fiyaskoya yakın bir durumla sonuçlanmış olabilir, tıpkı üniversitelerde olduğu gibi doğru ve ihtiyaç olan yatırımların kazandırılmasına yönelik çabanın terk edilmemesi gerekir.

SİLİVRİ’NİN ANLAMLI GÜNDEMİ; ÜNİVERSİTE VE TARIM
Başkan Işıklar dün, Küpe FM’de Gündemdekiler programında Kamil Bilici’nin konuydu… Tarım ve meydan çalışmaları üzerinde durdu ağırlıkta. Yaptığı çalışmaların anlamını ve önemini bir kez daha anlattı. Yapmak istediği şeyleri dinlerken, gerçekleştirmesi durumunda Silivri’nin nasıl kanatlanıp adeta uçacağını düşündüm. Ne yapması gerektiğini bilmek iyi tabi. Hayata geçirmesi lazım ama bir de… İnsan doğru olanı bilip gerçekleştirememesi durumunda daha kötü hisseder. Bilmenin acıyı arttırdığı gerçeği…
"Üniversite” ve "tarım” kelimeleri Silivri’ye de, gerçeklerimize de çok uydu ve de yakıştı açıkçası. Silivri’de olup biteni fark etmek için belki gerçekten dışarıdan bir gözle bakabilmeliyiz zaman zaman… Ayrılamadığımız için veya bakış açımız burayla sınırlı olduğundan kendi alanında konukların söylediklerine bu açıdan duyduğumuz ihtiyaç da tartışılmaz.
Tarım derken, bir bakıma hayat… Yaşamı tüketme hızımız artarken, vaktimizin daraldığını daha net hissederken yaşam kaynağımız; gıdalarımıza hassasiyetimiz çoğalıyor.
Üniversite ise üstte belirttiğim bilincin gelişmesi, hayat ile baş etmemize imkan sağlayan bilgi birikimine sahip olmamızın yolu.
Yemeden, gelişmeden hayatta kalma ve başarılı olma şansımız yok! Ne kadar basit bir formül değil mi!? "Üretmeden” şartını da ekleyin siz en başa, en yaldızlı haliyle…
Bayram sonraki meclisler kapsamında belediye de, kongre heyecanı giderek artan siyaset de hareketli bir zaman dilimi vaat ediyor. Bunun için bayramda herkesin dinlenmesinde yarar var...

YORUM YAP