“Çocuklar büyürken anne babaları da büyür ve değişir; her evlat, farklı bir anne babanın sevgisinde ve ilgisinde yetişir.”
Küçük bir hikaye ile başlayalım.
Mutfakta kahvaltı hazırlayan anne, 7. sınıfa giden oğlu Efe'nin çantasını kontrol ederken gururla gülümsedi.
Defterleri düzenli, ödevleri tamam, her şey yerli yerindeydi.
Birkaç dakika sonra salona göz attığında, ilkokul birinci sınıfa başlayan kızı Zeynep, pijamalarıyla yerde resim yapıyordu.
Anne kızına, “Hadi tatlım, kahvaltı” dedi sadece.
Efe bu yaşlardayken, pijamalarıyla salonda oturmasına asla izin vermez, hazır bir şekilde masaya oturup kahvaltıya başlamasını isterdi.
O an fark etti:
O da değişmişti.
İlk çocuğunda titiz, ikinci çocuğunda daha rahat…
Efe ve Zeynep aynı anne babadan doğmuştu ama farklı anne babalar tarafından büyütülüyordu.
Bu hikaye pek çoğumuza tanırdık geldi di mi?
Anne babalık, aslında sadece çocuk yetiştirme süreci değildir; kendi içinde de bir “büyüme” yolculuğudur.
İlk çocukla başlayan bu serüven, her yeni gün anne babayı yeniden şekillendirir.
Çocuk büyürken, anne baba da değişir, olgunlaşır, bazen yumuşar, bazen de daha net sınırlar çizer.
İlk çocuk doğduğunda anne baba çoğu zaman genç, heyecanlı, tecrübesizdir.
Her adımı ölçer, her tercihi araştırır, her olasılığı hesaplar.
Ufak bir ateşlenme bile büyük telaş yaratır.
Uyku düzeninden yemek saatlerine kadar her şey kontrol altındadır.
İlk çocuk, anne babanın “öğrenme dönemi”nin tanığıdır.
Yıllar geçip ikinci çocuk dünyaya geldiğinde ise anne baba artık farklıdır. Tecrübe, panik eşiğini düşürür.
İlk çocukta büyük olay sayılan şeyler, ikinci çocukta gülümsemeyle karşılanır. “Düşerse düşsün, kalkar” cümlesi hayat felsefesine dönüşebilir.
Kurallar esner, öncelikler değişir.
Bu değişim, çocukların gözünden “adaletsizlik” gibi görünebilir.
Büyük kardeş, “Benim zamanımda böyle değildi” derken; küçük kardeş, “Siz abime/ablama böyle davranmamışsınız” diye itiraz edebilir.
Oysa gerçek şu ki, değişen sevgi değil, deneyimdir.
Zaman, sadece çocukları değil, anne babaları da değiştirir, her çocukla yeniden baştan başlanır.
İlki, gençliğin enerjisiyle; ikincisi, olgunluğun dinginliğiyle büyütülür.
Ama her ikisi de aynı kalbin evlatlarıdır.
Unutulmamalıdır ki süreç içinde ekonomik koşullar, yaşam tarzı, sağlık durumu veya hayata bakış bile değişir.
Önemli olan, yıllar geçse ve şartlar değişse de o kalbin eşit atmasını sağlamaktır.
Bu yüzden, kardeşler aynı evde büyüse de, aslında farklı anne babalara sahiptir.
Peki anne baba olarak ne yapmalıyız?Öncelikle, bu değişimi farketmek ve kabullenmek gerekir.
Farkında olmayan ebeveyn, çocuklar arasındaki farklı muameleyi “doğal” görürken, çocuk bu durumu adaletsizlik olarak yaşayabilir.
Farkındalık, iletişim dilini daha adil ve dengeli kılar.
Çocuklar arasındaki kıyaslamaların etkisini azaltır.
Anne babanın, “Ben niye değiştim?” sorusunu sormasına ve yanıtlamasına imkân verir.
Çocuklara sevginin ve değerin gerçekte eşit olduğunu hissettirmeyi sağlar, kıyasları azaltır.
“Sen değerlisin, kardeşin de değerli” mesajı, kelimelerle değil, davranışlarla verilmelidir.
Çünkü çocuklar, anne babalarının sevgisini sözlerden çok, günlük hayattaki küçük anlarla ölçer:
Bir bakış, bir sarılma, sabırla dinlenilen bir hikâye…
Unutmayın:
Anne babalık, tıpkı çocuk büyütmek gibi, bitmeyen bir öğrenme yolculuğudur.
Fark etmek, bu yolculukta hem size hem de çocuklarınıza iyi gelir.
Kendinize Sorun:
Ebeveynlik Farkındalık Testi
Bu sorulara içtenlikle cevap vererek, çocuklarınızla olan yaklaşımınızın nasıl değiştiğini görebilirsiniz.
1. İlk çocuğumla kıyasladığımda, ikinci çocuğuma karşı daha sabırlı mıyım, yoksa daha mı aceleci?
2. İki çocuğumun hata yapmasına aynı oranda tolerans gösteriyor muyum?
3. Kurallarım, her iki çocuk için de aynı mı, yoksa fark ettirmeden esniyor mu?
4. İlk çocukta “büyük olay” dediğim şeyler, ikinci çocukta “önemsiz” mi geliyor?
5. Sevgi ve ilgimi, iki çocuğuma da aynı şekilde gösterebiliyor muyum?
6. Değişen tutumumun, çocuklarımın gözünden nasıl göründüğünü hiç sordum mu?
Mini öneri:
Ayda bir kez her iki çocuğunuzla ayrı ayrı zaman geçirerek, onların sizi nasıl gördüğünü dinleyin.
Bu, farkındalığınızı güçlendirir ve “eşit sevgi” hissini besler.