Ali Gülcü

GÖZ VAR

Kulpsuz, papatya desenli, olması gerekenden daha büyük fincanda geldi kahve, " göz var" dedi babacan tavırlı, beyaz bıyıkları sigaradan sararmış kahveci, güldüm; " olsun alışığım ben!"
Fincanları nereden aldığını sordum; hediyeymiş…
Dar sokak arasına serpiştirilmiş ahşap masalar, kafa kafaya vermiş, okulu kırdıkları her hallerinden belli gençler, teneffüs edilen havanın her zerresine sinmiş bahar miskinliği, akasya ağaçları, güneş…
Bir gün sinema ile işim olursa bu sokak arasında çekilmiş bir sahne olacak mutlaka… Ayrılık sahnesi olması lazım ki akılda kalsın…Delikanlı masada kalacak öyle, kadın nemli gözlerle, (neden nemli gözler? Filmde geçen replik nasıldı? Kadınlar hep ağlar) uzaklaşacak, sessizlik, uzaklaşan topuk tıkırtıları…
Aynı sahneyi Nuri Bilge Ceylan kırk beş dakikada çekerdi herhalde, her kareyi seyircinin beynine işliye işliye… Uzatmam ben o kadar!
Ayrılıkla bitirmemek lazım filmi, son günlerde tüm filmler mahkeme salonlarında bitiyor, aldatmalar, sözleşmeler, nafakalar her şeyden önemlisi ebeveynlerinin yaptıkları hataların paratoneri olmak, yaşı ilerledikçe başına gelenleri sorgulamak zorunda kalan, kalacak çocuklar…
Kavuşma sahnesini, denizin kenarında bir bankta çekmek lazım… Adam kafasında soru işaretleri ile kadının gelmesini bekliyor, yaz ayları, gökyüzü masmavi, dakikalar geçiyor, kadın yok, adam bir sigara yakıyor, balıkçı tekneleri geçiyor önünden, tam umudu kesmek üzereyken…
Fonda çalan müzik Fahir Atakoğlu'nun; Dargın Değilim.
Madem filmin bütçesi sağlam, oyuncular da; Aydan Şener ve Tolga Savacı olsun.
O doksanlı yıllarda TRT'de Kerime Nadir'in kitabından uyarlanmış Samanyolu adlı dizide oldukları halleri ile… Zulal ve Nejat…Tabi bir de Namık…
Namık'lar hep var…
Namık'ı (Yaşar Alptekin) geçenlerde Bursa'da Ulu Cami'de görmüştüm.
Yıllar önce Şarköy'de karşılaştığımız halinden eser yoktu…
Hayat!
Dalgınlıkla elimden düşürüverdim kulpsuz, papatya desenli fincanı, ortasından ikiye ayrılıverdi
Cız etti içim, gülerek geldi bıyıkları sigaradan sararmış kahveci, boş ver dercesine sırtımda dolaştırdı elini
"Göz var" demiştim…
"Alışığım ben" diye mırıldandım;" alışığım ben…"

YORUM YAP