Sevginar Sali

Can pazarı!

Siyasetle, yatırımla, hizmetle kendimizi meşgul ediyoruz ama sokakta bambaşka, üstelik çok sancılı, bir süreç var… Sırça köşklerinde yaşayanların dışında, ki onlar oldukça az bir oranda, ciddi bir sosyal kriz geçiriyoruz.
Her koşulda ‘kuyruğu dik tutmaya çalışma eğilimi' sizi yanıltmasın can pazarı sadece sağlıkta değil, işte de var.
Maddi sıkıntılar, iş yeri sorunları kartopu gibi büyüyerek gündeme gelmeye hazırlanıyor…
Açılan yaraları saracak çözümün uzaklığı kan kayıplarını arttırıyor.
Banka kredilerinin çare olmadığı yerlerde tefecilerde çözüm aramak beyhude olsa da kaçınılmaz ki yaşananlar dilden dile dolaşıyor…
Salgın sadece hastalığa yakalanma korkusu olsa belki atlatmak daha kolay olurdu. Sadece bu yönünü konuşuyoruz ama iş kayıpları dolayısıyla yol açtığı maddi zarar toplumun tüm alanlarına zararlı etkisini ulaştırıyor.
‘Pansumanla' yaralar tedavi edilir. Hastalıklar için ‘ameliyat' gerekir.
Evde, sokakta ya da başka bir alanda iletişim kurduğunuz insanların ne yaşadığına dikkat edin. Yüzüne baktığınızda görmediğiniz ama iç dünyasında kocaman ‘savaşlar' veriyor olabilir. Böyle zamanlarda birbirimizi anlamamız, kendimizi anlatmamız zorlaşabilir… Çok zor biliyorum ama kayıplarımız ne kadar büyük olursa olsun, gittiğimiz yolu şaşırmış da olabiliriz geri dönüş yolu mutlaka vardır. Bunun için sükûnet ve sağduyumuzu korumalıyız.
“Her şey insanlar” için derler ya, kimsenin yaşamında ‘asla' kelimesine yer yoktur bence… O söz ağızdan çıktı mı bir kere hayat sanki aksini ispata girişir anında.
“Ne oldum değil ne olacağım…” düşüncesini kaygıya çevirmeden, hep aklınızda tutun. Unuttuğunuz anda bir şeyler hatırlatmak için devreye girer…

GÜNÜN SÖZÜ
“Hayatının, yalnız sana ait olduğuna karar verdiğin gün senin dönüm noktandır.
Özürler ya da bahaneler olmadan, dayanacak, güvenecek veya suçlayacak başka kimse de aramadan.
Bu armağan senindir.
Bu harika bir yolculuk ve onun kalitesinden sorumlu olan da sadece sensin.
İşte hayatın gerçekte o gün başlar.”
• Bob Moawad

YORUM YAP