Murat Demirci

“Bu can zaten acıyor...”

15 Temmuz darbe girişimi Türkiye tarihi açısından bir kara leke olarak kalacak, o geceye şahitlik edenlerin hafızalarından hiç bir zaman silinmeyecek. 15 Temmuz gecesi Türkiye çok tehlikeli bir dönemeçten döndü, iki yüz elli bir insanımız hiç gözlerini kırpmadan demokrasi için canlarını feda ettiler. Ülkemizin birliği adına aramızdan ayrılanların her biri bizler için çok değerli ancak iki isim Erol Olçok ve evladı Abdullah Tayyip Olçok dikkat çekenler arasındaydı. Bunun başlıca nedeni Erol Olçok ile Sayın Cumhurbaşkanının 1993 yılından gelen dostlukları ve Olçok'un, Ak Parti'nin seçim kampanyalarını yöneten başarılı reklamcılık kariyerine sahip olması.
15 Temmuz gecesi Erol Olçok ile oğlu Şehitler Köprüsünde son nefeslerini vererek arkalarında eşini ve evladını kaybetme acısını yaşayan Nihal Olçok'u bıraktılar. 15 Temmuz'un ardından yaklaşık olarak geçen üç yıl içinde Nihal Olçuk'un, eşi ile evladına olan hasreti hiç dinmedi. Acısını bir nebze azaltmak için eşi ve oğluna ithafen, “Şehitoğlu şehit: 15 Temmuz şehitleri Erol Olçok ve Abdullah Tayyip Olçok'un hikâyesi” adında kitabı kaleme aldı
Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'nun İstanbul temasları kapsamında vatandaşlarla yaptığı sohbet basına yansıyor. Sayın Bakan, 15 Temmuz darbe girişimi hakkındaki konuşmasında şu ifadelere yer veriyor. Nasıl kurtulduğumuzu zannediyoruz? Biz nasıl kurtulduk? Bakın kim ne derse desin… 450 bin çocukları doğdu bu ülkede. Allah, o 450 bin çocuğun hayrına 15 Temmuz'da şu hainlere bizi ezdirmedi, ben bunu bilirim" Bu açıklamanın hemen ardından basında çıkan haberlerde İçişleri Bakanı Soylu, “15 Temmuz'dan Suriyeliler sayesinde kurtulduk” manşetleri attı.
Sosyal medya üzerinden kitlelere ulaşarak 15 Temmuz hakkında ki düşüncelerini paylaşmaya çalışan Nihal Olçok, Twitter hesabından İçişleri Bakanı Sayın Soylu'yu retweet ederek yaptığı şu paylaşımla dikkatleri üzerine çekti. "Yanılıyorsunuz sayın @suleymansoylu, evladım Abdullah ve babası Erol Olçok vatan için şehit düştü. Kendi vatanında savaşmayıp başka bir ülkede çoğalan Suriyeli muhacirler için değil vallahi. Yapmayın lütfen acıyor, bu can zaten acıyor da, azıcık daha az acıtın. Yoksa acı bulaşıcıdır."
Elbette Sayın Bakan ve Nihal Olçok karşılıklı olarak konuşup konunun uzamasını engelleyecek düzeyde olgun insanlardır. Bu açıklamalar kadar ülkemizde Suriyeli 450 bin çocuğun dünyaya gelmiş olması demografik, sosyolojik ve ekonomik bir vakadır. Türk haklı tarih boyunca mazlumların yanında yer almış, yardımsever ve hoş görülü bir toplumdur. Arap Baharı ile birlikte 400 Suriye vatandaşının sınırlarımıza girişi ile başlayan serüvenin ardından geçen sekiz yılda mülteci sayısı 3 milyon 606 bin 737 kişiye ulaştı. Her zaman ki Avrupa'nın tutumu, sınırların kapatılması, Türkiye'ye verilen vaatlerin yerine getirilmemesi Suriyeliler konusunu çıkmaza sokuyor. Türk halkı için artık akıllardaki soru, Suriyeliler misafir mi? Yoksa kalıcı mı?

YORUM YAP