Şahin Dirik

Bir acayip restorasyon hikâyesi...

Dün Silivri'de ilginç bir açılış töreni gerçekleştirildi. Biri bir yıl önce, diğeri aylar önce kullanıma açılan ilçemizin iki tarihi köprüsünün resmi açılış töreni dün yapıldı. Köprülerin yılan hikayesine dönüp uzadıkça uzayan restorasyon süreçleri gibi açılışları da rötarlı oldu. Peki, köprülerin restorasyonu neden bu kadar rötarlı oldu? Mesela restorasyonu taa 2013 yılında başlayan tarihi Mimar Sinan Köprüsü neden 2021'e kadar bitirilemedi? Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve İstanbul Valiliği neden süreci bu kadar uzattı?
Değerli Silivrililer, bu soruları sorabilmeniz için dün fırsat ayağınıza kadar gelmişti. Zira köprülerin açılış törenine Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, TBMM Başkan Vekili Celal Adan ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da katılanlar arasındaydılar. Vallahi açılışa gelmeye nasıl yüzleri tuttu şaştım kaldım. Taş çatlasa iki, bilemediniz iki buçuk yıl sürecek bu iki köprünün restorasyon projelerini toplam sekiz yılda süründüre, süründüre gerçekleştirme becerisini göstermeleri elbette takdire şayan. Bu sekiz yılda köprülerde hiç çalışma yapılmadan, bir çivi bile çakılmadan kapalı durduğu, Silivri'nin adeta “cezalandırıldığı” yıllar oldu mu? Elbette oldu. Sebebi neydi? Bu noktada yorum siz değerli okuyucularımıza kalıyor.
Açılış programı aslında restorasyonu gerçekleştiren kurumlardan biri olmayan Silivri Belediyesi tarafından organize edildi. Biz Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ile ilgili “başkalarının yaptığı hizmete çökme” iddialarına alıştık ancak bu sefer durum farklı. İşte yazımın tam da bu noktası Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim etme noktası oluyor değerli okuyucular. Volkan Başkanın göreve geldiği andan itibaren restorasyonların hızlıca bitirilmesi için harcadığı çaba, kurduğu temaslar, aşındırdığı kapılar hepimizin malumu. Bu noktada elbette bir teşekkürü hak ediyor. Çabaları, temasları karşılık buldu. Açılışta bir kurdele kesme hakkı kendisine çok görülmemeli tabi ki.
Ayrıca köprülerin çevre düzenlemelerini de Silivri Belediyesi yaptı ve çevreleri de pek güzel oldu.
Peki, bu gibi temasları başkanlığı döneminde Özcan Işıklar kurmamış mıydı? Ya da kurmaya çalışmamış mıydı? Elbette çalıştı ama karşısında hep kapı, duvar buldu. Bunun sebebi bana kalırsa mensup olduğu partisinden başka bir şey değildi. İşte tam da bu noktada kamuda kadrolaşmanın, partizanlaşmanın ne kadar tehlikeli ve hatta “zehirli” bir şey olduğunu bir kez daha görüyoruz. Olan hep halka oluyor. Bu kez de köprüleri yıllarca kullanamayan, etraflarından dolaşıp yolu uzatmak zorunda kalan mahalle sakinlerine oldu olanlar. Bir noktadan sonra ben bile 'Bu köprülerin açıldığını anca çocuklarım görür artık' demeye başlayacak raddeye gelmiştim. Zira Mimar Sinan köprüsünün kapatıldığı yıl doğan çocuklar açılışına kadar ilkokula başlayacak yaşa gelmişti. Dilerim ki bir daha hiçbir devlet kurumu Silivri'ye “ceza verme” hatasına düşmez.

YORUM YAP