Ahmet Yücegök

Bilgi Edinme Hakkım

Sevginar, o yazısında CHP'nin "cesur meclis üyesi" yanında "muhalefetteyken şakıyan iktidarda dut yemiş bülbüller" olarak benim adımı zikretmiş…

Ve, kendine ait tanımlamalarla CHP ve Silivri  ile ilgili yorumlar ve Silivri seçmeni tanımı yapmış… Ve, Silivri seçmeni için "tutucu" tanısı koymuş… Ki, "tutucu " tanısına katılmam mümkün değil…

Unutmadan… Yanlış anlaşılmaması için söyleyeyim… Biz, ayni gazetede yazan ama bir birini çok seyrek gören bir takımın oyuncularıyız..

Şimdi… Yazıya geliyorum…

Evet, Sevginar… Öncelikle şunu söyleyeyim, oldukça kiloluyum ve kilomdan şikayetçi de değilim, o nedenle "bülbül" tanımını hiç beğenmedim. Bana uymaz…

Ve, şunu  hatırlatmak durumundayım…

"Muhalefette" dediğin dönem, sıradan bir Silivrili seçmendim. Ve, o dönem yerel iktidardan beklentilerim vardı…

Yine o bahsettiğim dönem… Silivri, yerel İktidarın yapmış olduğu etkinliklerden endişe duyuyordum… Ve, her geçen gün, o günkü Yerel İktidar yöneticilerinin ve temsil ettiği zihniyetin doğup büyüdüğüm bu kentin "kimliği" üzerine yaptıkları beni ürkütüyordu… O nedenle de endişelerim artıyordu… Sessiz kalamazdım… Silivri bu gün de aynı durumla karşı karşıya kalsa yine  "şakırım" merak etme ...

Devam ediyorum… İsterseniz filmi geri alalım biraz… O günkü yerel iktidarın mensubu olduğu siyasi partiyi "Anayasa Mahkemesi" (1) oya karşılık (10 ) oyla mahkum etmişti...

Ve, adı geçen o davaya konu olan dosyalarda Silivri'de uzantısı olan yerel iktidarın uygulamaları vardı. Hatırlayın lütfen…

Ve, sık, sık Ulusal basında, Silivri tarihinde görülmemiş "sözlük" ve "kitap" haberlerini, bu "Trakya Hürhaber" yapmıştı ilk önce… Hatırlayınız.  

Doğup büyüdüğüm bu ilçede hiçbir dönem yaşanmamış olaylardı bunlar… Diğer, "yolsuzluk" ve "usulsüzlük" haberlerini ve festival, adı altında yapılan etkinliklerde, televizyon kanallarındaki Silivri görüntülerini…

Bu gün de ayni şeyler olsa…

Ayni tepkiyi gösteririm…

Ve, unutmadan... O dönemdeki muhalefetim (şakımam) her hangi bir parti adına da değildi… Eğer, o dönemde herhangi bir parti adına "biz gelince şöyle yapacağız" deseydim… Ve, bu gün o parti ile beraber iktidara gelmiş olsa idim, işte o zaman "hani yapacağım diyordunuz, şimdi niye yapmıyorsun?" deme hakkı olurdu herkesin… Lakin, o gün benim öyle bir durumum yoktu. Bu günde yok...

Ve… Şu an kızgın değilim…

Ama… Ayni gemide seyahat ettiğim bir arkadaşımın "Muhalefetteyken şakıyan, iktidarda dut yemiş bülbül" diye tanımlamasına dayanak olacak bulgularını merak etmekteyim…

Ve, "bilgi edinme hakkımı" kullanmak istiyorum…

İyi haftalar…

ARKA YÜZÜ

Buralar Silivri'nin Mahallesi sayılmaz. Tüzel kişilikleri var. Yani, Orman Köyü statüsündeler. Muhtarlıklar. B.Kılıçlı, K.Seymen, K.Sinekli, B.Sinekli, Çayırdere, Sayalar, Beyciler ve Danamadra Köyleri buraların statüsü öyleymiş. Orman köyüymüş. Kaç oldu yazıyorum…

Her şeyi Silivri Belediyesine bağlı. Ama, Silivri Belediye Başkanını seçme hakları yoktu. Seçemediler bu köyler…

İçinde (100) Yıldır halledilmemiş TAPU sorunu olan köyler var. Hala da çözülmemiş, duruyor…

Hafta sonu bazılarını dolaştım… Birkaçına düğün için bazısına cenaze için gitmiştim.

İlçenin geçirdiği Sel Felaketinden oralarda nasibini almış. Süt para etmez olmuş. Fabrikalardan epey kapanan olmuş. İşsizlik kol geziyor. Özetle, yaşayanların, ekonomik durumları çok kötü…

Ve… Buralar da Silivri'nin bir köşesi…

Unutulmasın ve unutturulmasın istiyorum…

 

KOLAY GELSİN / HAYIRLI OLSUN

Silivri İlçe Merkezinde, günlük Gazete Yayın hayatına girmiş olduğunu gördük...

Gazetenin adı "Marmara'da Köprü"

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni ile Sorumlu Yazı işleri Müdürü bildiğimiz tanıdığımız kişiler…

Yine, hafta içinde; Gazetemizin "Otobüs dolduktan sonra gelen ayakta kalır" haber başlığı ile verdiği "Sarıgülcüler Silivri'de örgütleniyor" haberi vardı…

Ona da "hayırlı olsun" diyorum...

Ve… Silivri Belediyesi yapacağı veya yaptıracağı, evlendirme dairesi için  projeler üretmiş, Belediye girişine asmış gelene, geçene soruyormuş…

Ve, ve… Daha önce, Ocak 2010'da yapılacak Esnaf Sanatkarlar Odası Kongresinde adaylığını açıklamış olan Necati Özkök ve ekibi çalışmaya başlamış bile… Ekibinden bazılarına rastladım. Geçmişte onun rakibi olan Ümit Yalçınkaya bile vardı içlerinde. Silivri çarşı içinde esnafları tek, tek dolaşıyorlardı. Toplumu ve toplum örgütlerini ziyarete başlamışlar geziyorlardı, arkalarından "erken yola çıkmışlar" diyenler bile vardı... Ama, olumlu bulanlar "zamanıdır" diyenler daha fazlaydı…

KONSEY ÖNEMLİ

Geçen haftanın önemli olaylarından biri… Önemli diyorum.

Çünkü… İlk defa … "Kent Konseyi törenle göreve başlıyor" diye haber okuyorum…

Bunun anlamı olmalı… Meclis üyelerinin hiç biri Konseyin yönetiminde görev verilmemiş. Yasa ve yönetmelikler öyleymiş. Belki de Avrupa Birliği uyum yasaları gereği öyledir. Her halde sivilliğine halel gelmesin diye… Neyse… Konseyin tüm organları oluşmuş göreve başlamış… 

GÜNE UYAN

Hikaye bu … Şehirden uzak dağlarda yaşayan adamın birine kapılmış padişahın oğlu… Herkesin yaptığı gibi Padişah da kız evinin yolunu tutar. Kendine gelin, oğluna eş olması için babasından istemeye gider…

Etrafındakiler de doğru yaptığını söylemişler Padişaha …

Gel gör ki… Ev sahibi olan kız babası "Sen kimsin ki benim kızımı istemeye gelirsin" gibi hakaretlerle "defolun gidin" diyerek öyle bir çıkışmış ki… Padişah ve yanındaki gelenlerin yapabilecekleri pek bir şey yokmuş. İster, istemez gerisin geriye dönüp gitmişler. Yani, gelenler bu kibar konuşmalara rağmen kovmuşlar...

Yalnız, kapıdan çıkarken biri padişahın kulağına "efendim öyle kibar sözler ona ters sizin padişah olduğunuzu biliyorlar. Bu memlekette bir padişahın onlar gibi bir garibana gerçekten böyle davranmayacağını biliyor. O sebepten siz bildiğiniz gibi davranın, işler bir dahaki gelişinizde bak nasıl düzelecek" diye fısıldamış. Sonra ki sefer Padişah eline hiçbir şey almadan paldır küldür evin kapısına dayanır "geçen defa yaptıklarını unutmadım ona göre, çabuk kızına söyle gelsin, onu almaya geldim" demiş. Kızın babası olan adam "baş üstüne" demiş. Ve, ona doğru dönerek " İşte böyle adam gibi iste, kızımı değil çanımı al" demiş…

( A.U.)

KISA-KISA….

"Gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Uygun'un 20/10/2009  Günkü köşesinde geçen "bazı sosyal şahsiyetlerin" kim olduğu merak konusu olmuş.

"Silivri Belediyesi, Bizans'tan, Cumhuriyet dönemine kadar bütün arşivleri tarayarak, Silivri'nin tarihi araştırılıyormuş. Kitap haline getirilecekmiş.

"Bu yıl Silivri Sporun kendi sahasında yaptığı maçlara seyirci akını varmış. Hem de gelenler takımlarını çılgınca alkışlıyormuş… 

"Sosyal Güvenlik Kurumu Silivri'ye kimin getirdiği polemiğine eski Silivri Belediye Başkanı da katılmış " Esnaf Odası Başkanı ilgilenmiş olabilir ama "onu buraya biz getirdik" demesi yanlış bir açıklamadır. Çünkü, o değil biz getirdik" demiş.

"CHP İlçe kongresi süreci başlamış. Üyelikler askıya çıkarılmış. Yarın da askıdan indirilecekmiş. Üyelerin, yapılacak olan delege seçimlerinde oy kullanabilmeleri için tıpkı Genel ve yerel seçimler öncesinde yaptıkları gibi, seçmen listelerinde isimlerinin olup olmadığını kontrol etmeleri gerekirmiş…

YORUM YAP