Hüseyin Kuru

Sektörel notlar...

Epey zamandır uzak kaldık, çocukların sünnet işleri, tatil derken konular epey birikti... Uzak kaldığımız bu süreçte ülke gündemide çok dolu ve yoğun günler yaşıyoruz.
Bu hafta içinde açılışı yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile İstanbul Boğazına 3. bir gerdanlık takıldı. Hiç unutmuyorum rahmetli Süleyman Demirel'e 3. köprünün inşasına başlanacağı zaman “Gerek var mı bu köprüye?'' mealinde bir soru soruldu. Rahmetlinin verdiği cevap muhteşemdi “3. köprü ne ki, 11. köprüyü konuşalım'' demişti! Devam edelim; 3. köprü ve Kuzey Marmara otoyolunun yanı sıra yapımı devam eden bağlantı yolları ile kent merkezini Sarıyer'e bağlayacak olan tünel projeleri bölgedeki arsa ve konutlara ilgiyi de artırdı.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun açılması, gayrimenkul yatırımcılarının ilgisini Zekeriyaköy bölgesine çevirdi. Sarıyer-Maden, Uskumruköy, Demirciköy, Tayahatun, Arnavutköy gibi velhasılı kelam tüm Kuzey bölgesi havaalanı, köprü, otoyol ve bağlantı yolları ile yeni bir şehirleşmeye doğru yol alacaktır.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, tünel projesi ve yapımı hala devam eden 3. Havaalanı, bölgenin uzaklık algısını da ortadan kaldırıyor.
Altyapı projeleri nedeniyle bölgedeki gayrimenkul ve arsa fiyatlarında yüzde 50 oranında bir artış beklendiği, ülkemizde son dönemde yaşananların projelere olan ilgiyi azaltmaması geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda müşteri trafiğinin artması, bu süreci daha da artıracak ve özellikle arsa fiyatlarını ciddi şekilde etkileyecektir. kâhin olmaya da gerek yoktur!
Burada önemli olan konu da şudur; Y. S. Selim Köprüsünün giriş/çıkış kapısı da Silivri'dir... Bu durum bölgeyi de etkileyecektir.

&&&
Basında çıkan diğer bir haber de depremle ilgili. 1999 yılından bugüne Türk bilim insanlarının söylediğinden farklı değil. Marmara Denizi merkezli, 7 ila 8 büyüklüğünde, bugün mü, 30 sene içinde mi olacağı kestirilemeyen deprem beklentimizde yeni bir “bilgi” yok ama bu gerçeği bilerek yaşamak zorunda olduğumuz açık.
Sorumlulukların alınması ve hazır olmak, minimum zarara odaklanmak vazifemiz.
TÜİK verilerine göre 14 Milyonu geçen ve kuzeyin yapılaşmaya açılması ile buna eklenecek 7 Milyon nüfus yoğunluğu ile İstanbul'da deprem afet yönetimi yapmak çok zor.
Fransızlarla ortak çalışmalara referans ile depremin en şiddetli hissedileceği ilçeler Adalar başta olmak üzere Kadıköy, Eminönü, Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Silivri ve Çatalca olarak sıralanıyor.
Küçükçekmece bu ilçeler içinde 2015 verilerine göre 760 bini aşan nüfusu ile İstanbul'un en yoğun ilçesi.
Öte yandan Zeytinburnu için verilen 300 binlik nüfus sahildeki yeni yapılaşma ile çoktan bu rakamın üzerine geçmiş durumda.
Yine 2015 verilerine göre İstanbul'da nüfusun en fazla yoğunlaştığı yaş 1.4 Milyon ile 30-35 yaş aralığı iken aynı rakam 0-4 yaş arası için 1.1 Milyon. Yani bebek ve çocuk nüfusu bağlamında oldukça yüksek ve kaygı verici.
Deprem sonrası hazırlıklarda bebeklere ve çocuklara yönelik ne gibi çalışmalar oluyor şu an bilmiyoruz. Bu ilçelerde özellikle deprem sonrası toplanma alanlarının planlamasına öncelik vermemiz ve bu alanlarda bebek ve çocuklar için özel hazırlıklar yapmamız şart!

&&&
Kocaeli depremindeki yaralanmaların yüzde 50'si, ölümlerin yüzde 3'ü yapısal olmayan elemanlardan kaynaklandı.
Jeofizik mühendisi Doç.Dr.Oğuz Gündoğdu tarafından yapılan açıklama; Akdeniz'deki sarsıntıların giderek arttığını, Güneye doğru bir hareket olduğu yönünde.
“Buranın deprem ve tsunami geçmişi olması nedeniyle Akdeniz'in de buna bağlı akrilik hattını, buradaki fayın kırılmasını bekliyoruz“ diye konuşan Gündoğdu, “Depremlerin her biri bir tektonik yapıyı ifade ediyor. Onun için İtalya'dan başlamak üzere art arda 3 tane deprem gerçekleşti... Buna bakınca depremlerin tesadüfen olmadığını görüyoruz; biz bunların normal olduğunu söylüyoruz” açıklamasında bulundu.
Gündoğdu, beklenen Marmara depremiyle ilgili olarak yıkımın fazla olacağını ise şu sözlerle anlattı: “İstanbul'da kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmalar daha yüksek binalar yapmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Ekonomi de buna dayandığı için kimse bir şey de diyemiyor. Deprem yıkar, biz yaparız gibi yanlış bir düşünce var. Marmara'da 7 şiddeti üzerinde bir deprem bekliyoruz, bunu kabul etmeyen kalmadı artık. Ben büyük risklerin olduğunu düşünüyorum. 7 büyüklüğündeki bir depremin en büyük riskini yüksek katlı binalar oluşturur. Türkiye'de yüksek binalı evler yönetmeliğe uygun yapılmıyor” dedi.

&&&
Sonuç olarak kader tedbir istiyor.
İyi haftalar.

YORUM YAP