Hüseyin Kuru

Piyasalara genel bakış...

İnşaat sektöründe global krizin olumsuz etkisi sürüyor. Bir taraftan mevduat faizlerinin yükselmesi, diğer taraftan konut kredi faizlerinin de –her ne kadar düşme eğilimine girse de- yüksek olması nedeniyle bir durgun dönem yaşanıyor.
Geçmişte de bu tür dönemleri yaşadığımız ve gördüğümüz için yadırgamıyorum.
***
Devam edelim, geçmişte de yaşandı, mevduat faizinin getirisine tav olup emlak yatırımını erteleyenler bir pişmanlık yaşamıştır, çünkü şu anda arza sunulan birçok proje neredeyse zararına satış yapıyor.
Mesela yapılan bir araştırmaya göre markalı konut projelerinin büyük çoğunluğu Ocak ayını da zamsız geçmiş.
Dikkat ederseniz özellikle 2.el konutlarda yaşanan fiyat düşüşleri likidite azlığı ve tamamen şahısların finansal sorunları nedeniyle olduğu açıktır.
Tabi arz birikince rayiç değer de kalmıyor, ancak bu durum hem sektöre darbe vuruyor, hem de fiyat kontrolü ile hareket eden tüm kurumsal şirketler ve yapılar ciddi yara alıyor.
Şeref, tacirin malıdır. Musibet ve beladan kurtulmak, şerefini muhafaza etmek için malından fedakarlık ediyor.
Sonuç itibariyle bu mülkler asla yerine konulamayacaktır.
***
Devam edelim, yeni konut projelerinde ise alıcılar açısından çok uygun bir dönem ve inanılmaz fırsatlar sunuluyor.
Bir taraftan aylık 0,98 faizli konut kredili imkanlar, diğer taraftan da 0 faiz, 60 aya kadar vadeli ödeme planları ile alıcı kitlelere kolaylıklar sunuluyor.
Bu dönemler her zaman gelmez, değerlendirmek ve hesap kitap yapmak lazım.
Burada işin can alıcı noktası şudur; hazır, bitmiş ve hemen kiraya ve-rilebilecek konutlar sizler için daha cazip olacaktır.
Yatırım mantığı ve matematikle bu hesapları yapmak mümkün, çünkü hemen kiralama avantajınız da var.
Bankalarda ise güncel konut finansmanları aylık %2 mertebesinde.. bu nedenle aylık 0,98 faizli kampanyalarda şirketler bankalara ciddi komisyon ödüyor.
Eğer kendi ödeme planına göre ilerlemek isterseniz o zaman liste fiyatlarından indirim hakkınız doğuyor.
Zaten güncel listeler son 1 yıldır artmadığı için fiyatlar ehven rakamlardır -samimi olarak söylüyorum- bana göre, zararına satışlardır.

***
Malum piyasalarda son 1 yıldır spekülatif artış gösteren döviz fiyatları ile beraber artan hammadde ve girdi maliyetleri nedeniyle tüm ürünlere de zam geldi ve maliyetleri artırdı. Neredeyse inşaat maliyetleri %50 oranında arttı.
Sadece inşaat olarak bakmayın, 250 sektörde bu işten ekmek yiyor. Bu tablo neredeyse tüm sektörleri de olumsuz et-kiledi.
İhracat kalemi olan sektörler ve pazar paylarını koruyan şirketler müstesna.

***
Devam edelim, bu tür dönemlerde parayı takip etmeliyiz.
Pazarı olanın sırtı yere gelmez. Buradan hareketle inşaat sektörü de yeni pazarlar bulmak zorundadır.
İç piyasalarda yaşanan daralma nedeniyle geçen hafta Almanya-Düsseldorf kentinde “Evim Türkiye” fuarı düzenlendi. 3 gün süren bu organizasyonda 76 firma, 15 ilde 100 ün üzerinde projesini sergiledi. Fuarı ise 6 bin kişi gezdi ve 500 milyon tl satış bağlantısı gerçekleştirildi.
İnşaat sektörü açısından başarılı bir iş oldu. Ancak burada en kazançlı çıkan gurbetçiler oldu.
Dövizle olan kazançlarını TL ile yatırıma çevirmek büyük avantajları oldu.

***
Şimdi ise inşaat sektörü buna benzer fuar ve organizasyonlar bekliyor, çünkü hem ülkemize olan talep üst düzeyde, hem de sektör açısından yeni pazar arayışlarına ihtiyaç var.
Dünya'da yaşanan gelişmelere bakıldığında her şey çok hızla dönüyor. Ulaşım kolaylığı, teknolojik gelişmeler ve dijital ortamlar yeryüzünü global bir köye çevirdi. Herkes her yere kolaylıkla gidebiliyor veya ulaşabiliyor.
Ulaşım alternatifleri eskiye nazaran ucuzladı ve kolaylaştı. Turizm ise büyük ivme kazandı ve insanlar çok gezmeyi ve seyahat etmeyi seviyor.
Ülkelerde bu durumu değerlendirerek hem yatırım çekmek istiyor, hem de vatandaşlık haklarını kolaylaştırarak refahını artırmak istiyor.
Sonuçta yabancıların yatırımına süre koyarak belirli bir tahdit de uyguluyor.
Ekmek aslanın midesinde. Yatırım çekmek için Dünya ciddi bir uğraş veriyor.. mesela geçen sene yurtdışı menşeli satışlar ülkemizde neredeyse 40 bin mertebelerinde oldu ve ülkeye ciddi oranda bir para girişi sağlandı.
Tabi diğer ülkelerle kıyaslandığında çok düşük. Kat edilecek çok mesafe var.

***
Geçtiğimiz günlerde basında da çıktı; Dünya ülkelerine dağılmış Türklerin sayısallarını listeleyen bir haber yayınlandı. Buna göre 5 küçük ülke hariç Dünya'nın her yerine dağılmış ve oralarda yaşam sürdüren 5 milyon civarında vatandaşlarımız var.
Yabancılara satıştan korkmamak lazım ülke elden gitmiyor.
Konuya sadece konut satışı olarak bakılmamalı, vergi ve tüketim boyutuna da bakılmalı.
Çünkü harcama yapmak veya süreli tahdite göre eğer arsa aldıysa 2 yıl içinde proje/inşaat yapmak zorunda. Mal burada, para burada, bir yere kaçmıyor.

***
Geçen hafta gene basında vatandaşlık hakkı veren ülkeler listelenmişti. Başta ABD, İrlanda, İngiltere, Kanada, Almanya, İspanya, Ukrayna, Kosova, Karadağ, Hong Kong vd. leri sıralanmıştı.
Mesela Yunanistan 250 bin konut alımına 5 yıl oturum izni veriyor.
Tablo incelendiğinde parana göre ülke seçiyorsun veya paraya ihtiyacı olan ülkeler yatırımcı kapmak için indirim uyguluyor da denilebilir.
***
İyi haftalar...

YORUM YAP