Ahmet Yücegök

Parti İçi Demokrasi

Teknolojinin, bu kadar geliştiği bir çağda , iletişimin bu kadar hızlandığı bu noktada bu da çok kolay…
Gün gelir sorunun çözüleceğini bilsek bile o  dakika öfkemizi kontrol edemeyiz. Öfkemize yeniliriz… Karşılıklı konuşmak yerine " sonu ne olursa olsun "  sözleri çıkıverir ağzımızdan…Ve o an   sadece egolarımızı tatmin eder, o davranışımız.
Oysa…
Öyle değil, sorun çözülmemiştir, tam tersi,  büyümüştür…
O an yaptığımız hareket kontrolsüzdür…
"Kontrolsüz güç, güç değildir " derler…
O an yok edeceğin o şeyin yerine daha iyisini bulmadan yok etmeye girmiş isek,  işte o zaman sorun olacak hatta sorun o kadar büyür ki, başlı başına büyük bir dert halini alır... Eskisinden daha büyük bir sorun açar başına" aman bunlar gitsin de kim gelirse gelsin" derken…O gitmesini istediklerini yerini dolduracak daha iyisi yoksa, elinin altında……  
" Gitsin biz sonra kendi aramızda anlaşırız " anlamında söylenmiş ise …
 O zaman  …
  Birlik adına, bir cephe adına konuşulmuş demektir…Burada da sorun çözülmüş olmuyor. Ertelenmiş oluyor…
Ne var ki, burada kişiler…
 "En azından, bir anlaşma zemini, bir konuşma zemini bulmuşlar " diyebiliriz… "Bu zemini daha sonra genişleterek tekrar kullanabilirler, sorunu çözebilirler, o irade kaybolmamış " diyebiliriz…
Evet…
Önümüzdeki aylarda, Silivri'de önemli kongreler var…
Siyasi Partilerin İlçe kongreleri, Esnaf Odası ve Şoförler ve Otomobilciler Odası kongreleri var…Her birinin gündeminde seçim olan kongreler…
Ama…
"Aman, kavga olmasın, çekişme olmasın tek liste olsun" isteniyor …
Başından söylediğim gibi, illa ki tek liste olsun yerine yarışma olsun ama kontrollü bir yarışma  olsun…
Gelelim tek liste meselesine…
Tek liste ne demek?..
"Herkesin ayni isimler üzerine anlaşsın. Veya   beğenmese, onaylamasa bile, kimse başkasını seçmesin, oluşturulan listeyi onaylasın" demek…
Bir anlamda da…
"Liste yapılırken yarış veya pazarlıklar yapılsın bitsin" demek…
Eh,o zaman kongre yapmaya gerek var mı?." o da ayrı konu…
O nedenle, tek liste dedikleri şekilde yapılan kongreler genellikle , heyecansız olur…Hatta, çoğu zaman kongrenin açılması için gerekli yasal sayıyı toplamakta zorlanılır..
Delege veya oy kullanacak üye bu demokratik yarışı önemsiyor...
Gerçi, kongre demek,  tek başına, seçim demek değil… Kongre demek, hesap sormak, hesap vermek demektir…Seçim KONGRENİN bir tek maddesidir.
Ve…
Seçimin nasıl yapıldığı…
İster tek liste, ister çift liste olsun…
Bence, yapılış şekli de çok  önemli …
Bence en uygunu…
 ÇARŞAF liste …
Yıl 1983 …
12 Eylül darbesinde kapatılan bütün partilerin yerine, sonra bir çok parti yeniden kuruldu. Onlardan biri de SODEP …
Bizler de onun üyesiyiz...
Günü geldi…
İlçe kongresi için delege seçimleri yapılıyor…
Yönetim, kendi arasında  kongre için görev dağılımını yapmış…  
Üyelerin oturduğu, Mahalle ve köylerin tamamına gidiliyor. Üyeler, önceden duyurulan o kahvehanelerde, belirlenen delege sayısı kadar, üyeler arasında seçim yapılıyor. İlçe örgütünden o mahalle veya köye gelen görevli kişi hiçbir şeye müdahale etmeden yapılıyor…  Sonucu tutanak altına alıp ilçeye dönüyor…
Ve, seçimlerde kullanılan yöntem ÇARŞAF LİSTE …
Yani, aday sayısında sınırlama yok. İsteyen aday olabiliyor…
 Kongrede sıra seçim maddesine geldiğinde aday olmak isteyen KONGRE  DİVAN heyetine  adını yazdırıyor…
Daha, sonra divan heyeti, adayların isimlerinin önünde işaretlenecek bir kutu bırakılacak şekilde kura ile "( 1) den başlayarak sıralıyor…
Sonra …
Üyeler, o sıralanan listeden o mahalledeki veya köydeki delege sayısı kadar delegeyi "işaretliyor"…
En çok işaretlenmiş olanlardan başlayarak sıralama yapılıyor…
Sonra, bu seçilmiş olan delegeler, ilçe kongresinde, ilçe yönetimini ve ilçe başkanını  ve ayni şekilde, İl Delegelerini seçiyor…
Yıl 2009 …Yani bu gün…
Bahsettiğim o ÇARŞAF liste, siyasi partilerin hiç birinde kullanılmıyor. Hepsinde TULUM liste ...Hatta…Tulum liste kullanılmasına rağmen, partilerin çoğu, onun gereğini de yapmıyor. Mahalleye veya köye gidip delege seçmiyor, merkezden  atanıyor …
Demem…
Bahsettiğim o yıldan bu güne, DEMOKRASİ yolunda ne kadar ilerlemişiz..
Aslında, sorumun cevabını hepimiz biliyoruz… Her alanda olduğu gibi Parti içi  uygulamalarda da   ilerleme yerine gerileme var…
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşın bürosunda,  günümüzde parti içi demokrasinin ne boyutlarda  olduğuna dair  bir tartışmaya tanık oldum…Konu, ilçe yönetimini seçecek olan delegelerin tespitiydi…Aslında, tespit, yapılmış bitmiş ama seçimin  tartışması ve karşılıklı suçlamalar devam ediyordu…Kavgaya varacak sert tartışmanın, sonunda,  en deneyimli olanı "ben şu kadar zamandır, parti içi her seçimde delege oldum ama ne milletvekili adayını ne de belediye başkan adayını belirlemek kısmet olmadı, sen delege olsan ne olur, olmasan
ne olur?.." dedi ve tartışmayı noktaladı…
Bu, bizim demokrasi kültürümüzü özetliyordu…
Eğer, bir ülkede Parti içi demokrasi işlemiyorsa…Ve, o  ülke Parlamenter demokrasi ve siyasi partilerle yönetiliyorsa.. O ülke, demokrasi yolculuğuna yeni başlamış demektir…
                                                
ŞU BÜYÜK ŞEHİR MESELESİ
 5216 Sayılı Büyük Şehir Yasasına göre Yasanın kabul edildiği  10/07/2004 Tarihi itibariyle Silivri'nin İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içine  girmiş oldu… 
Dolayısıyla, ayni tarihte, Su ve Kanalizasyon Hizmetleri İstanbul Büyük Şehir Belediyesi bünyesine geçti…
Yani İSKİ'ye …
Ayni şekilde İtfaiye, Doğalgaz gibi hizmetlerde Büyük Şehir bünyesine alınmış oluyordu ayni  yasa gereği..
Yıl 2009…
Bu gün hala zaman,zaman hala bu hizmetlerden Silivri Belediyesi’nden talep eden var. Aksaklıktan dolayı, Silivri Belediyesi’ni sorumlu tutan var…
Geçmişte Belediye Meclis Üyeliği yapmış  bir dost "Mimarsinan Mahallesi, Muammer Aksoy Caddesi'nde kanalizasyon patlamış kaç gündür onarılmıyor." diye serzenişte bulununca, yazmak zorunda kaldım.
Kusura bakılmasın…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Konuştuğu zaman ne dediği zor anlaşılan Anayasa Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Burhan Kuzu ;
"… 1982 Anayasa'sının dili çok kötü. Hiçbir düzenleme yapılmadan bile bu Anayasa 'nın Türkçesi'nin düzeltilmesi gerek " demiş. Bir çok tartışma da bundan çıkıyor…"
Demiş…

BİR BİLENİN SÖYLEDİĞİ
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer… Sular çekilince karıncalar balıkları yer.
             (Afrika Atasözü )

GÜNE UYAN
"Vergi ödeyen herkes, kendini yönetenleri eleştri hakkına sahiptir. Eleştirme hakkı kınama hakkını da içerir." (1789 Fransız İnsan Hakları Bildirgesi )

ÇOK BİLENİN SÖYLEDİĞİ
"Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur."
(Albert Einstein )

ÖNEMLİ UYARI
"İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır."
(Hacı Bektaşi Veli )
                                               
KISA-KISA…..
"Adres, eski bağlar mevkiinin bulunduğu, Öğretmenler sitesinin yanı,  kamuya ait bir yerde kurulu baz istasyonu, site sakinleri ve etraftaki oturanlar  o  "baz istasyonu kalksın istiyormuş". İçlerinden bir kaçı gerekli yerlere duyurmuşlar. Vatandaşa yetkiliden gelen cevap  "kaldırmamız için mahkeme kararı gerekir, getirin kaldıralım " olmuş. Ama, vatandaş  öfkeli " takanlar mahkeme kararı ile mi takmış?.." diyor…

YORUM YAP