İbrahim Çeşmecioğlu

HİÇ SES KALMASIN

Hİç ses kalmasın… Tüm sesleri sustur.
Bir; keskin ayaza, ılgar rüzgâra, kar boran, tufana..
Ve;
kuraklık yıllarının ığratan zulmüne direnen bilge, kadim çınarın kalbi vursun.
Bir de;
onun gövdesine dayadığın kulağında yekpare atan senin kalbin!
Derinine doğru, o güzelim ağacın dallarının arasından yalım yalım ışık sağanağı başlasın.
Gülsün baştan başa için.
Gülsün gürültüyle dünya…
Saklı, kuytu, özensiz bırakıp unuttuğun karanlığına ulaşsın tayfın şavkı.
Bil ki; çok utanacaksın küf kokan içinin görüntüsünden, utanacaksın!
Karşısında durup ses, söz ve işaret ararken ona ulaşmak için, gürültüyle gülen koca çınarı görmüyor olman..
Bilmiyor olman tüzesini…
Çatlamış kabuğunun arasından sızan ay ışığını.
Kökleriyle buluşan humus kokulu sevdayı…
Sezmiyor olman!
İçinde körleştiğin dünyanın sefilliği, karabasanı dahilinde kayboluyorsun.
Kaybediyorsun bedbin, çaresiz.
Avara kasnak gibi edilgen, süfli, dönüp duruyorsun habire, dönüp duruyorsun!
Aç gözünü, gör dünyanın kutlu sevişmesini ışık ışık.
Sardunyaların nemli kokusu çoktan ulaştı salkım söğüdün yamacına, it üzümüne, çiriş çiçeğine, hayıtlara…
Bu ne büyük bir sevinç!
Ne gürültülü, görkemli sevi gör.
Bir gör ki; Çin kılıcıyla kanamadan doğranmış, kansız, kanamasız ruhlar…
İblis gibi özüyle çelişmiş, kibriyle kansızlaşmış, paramparça, liğme liğme ruhlar!
Burcuna bayrağını diktiği ve sahibi olduğunu zannettiği dünyanın küçük, kıymetsiz fahişeleri haline gelmiş ruhlar.
Kansız, kaygısız, kahpe!
Çok ağır hasarlı ruhlar.
Gürültüyle güldü Çınar..
Ayın ışığını somurdu içine.
Kansızlara, cansızlara inat “CAN IŞIĞI” mı dolaşıyor bu deli ağacın bütün heybetinde ha, can ışığı mı?
Orada, dibinde diz çökmüş düşünürken,
anladım ve dedim ki:
İçini, içinin taaa en güzel yerine ulaştırıp bir koca çınarın, görkemine, yüzyıllardır süren yaşam mücadelesine tam anlamıyla teslim olmalısın.
Yüzümü gözümü yokladım alelacele.
Öldüm mü acaba.?
Korkma… Korkma artık öldün ve bir çınar oldun!
O da ölünceye kadar gücü, dermanı, besini olacaksın.
Daha da büyüyüp evrenin kendisine dönüşeceksiniz beraber.
Bir çınarla birlikte bin yıl yaşayıp, ağaçlar gibi ayakta ölme onuruna erişeceksin.
Sadece bir ağacı sevmeyecek, Nazım usta gibi bizzat kendisi olacaksın.
Kozmosun karanlık boşluğuna vuracak ışığınız.
Çınar olacaksın, ışık olacaksın!
Bir annenin ışığı, nasıl koyu karanlık rahmine gömülmüş dölütün çevresini sımsıkı çevreliyorsa.
Rahimde can bulan hayat günebakan gibi nasıl… nasıl emiyorsa annenin ışığını, memeye ulaşmadan önce!
Ve evrenin memeleri bütün canlıları göğsünde emzirmeden hemen önce…
Karanlık, som karanlık kâinatın ışığı olacaksın!
Korkma… Korkma Çınar olacaksın..
Not: Bu yazı köyümüze tam beş yüz ıhlamur ekerek Silivri'miz için olağanüstü güzel bir koru oluşturan can dostum Suat Özgür, değerli kardeşim Tülin Çam Özgür ve Zeytinburnu Mali Müşavirler Derneği'nin, benimde dostlarım olan kıymetli üyelerine adanmıştır. Hepsine bin teşekkür, bin sevgi ile.

YORUM YAP