Bazı röportajlar vardır; sadece sorulara verilen yanıtları değil, dönemin ruhunu da anlatır.
Nuray Koçer ile, 18 Ocak 2026'da yapılacak Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Genel Kurulu öncesinde gerçekleştirdiğimiz bu söyleşi, tam da bu türden bir metin oldu.
Bu bir “yeniden adaylık” röportajıydı ama klasik bir seçim propagandası okumadık. Ne yüksek sesli vaatler vardı ne de rakiplere dönük sert göndermeler. Aksine, sakin, ölçülü ve bilerek kurulmuş bir dil hakimdi. Çünkü Koçer'in asıl iddiası bir slogan değil; istikrar duygusuydu.
“GÜVENLİ LİMAN” OLMAK
Koçer'in söyleşide en çok altını çizdiği kavram “güven” oldu. Pandemi, ekonomik daralma ve belirsizlik dönemlerini özellikle hatırlatması tesadüf değildi. Esnaf için bu kelimeler hâlâ çok canlı.
“Bu oda kapısını kapatmadı” derken aslında şunu söylüyordu: ‘Zor zamanda neredeydim, iyi zamanda da oradayım.'
Bu, bir icraat listesinden çok daha güçlü bir siyasi–kurumsal mesajdır. Çünkü esnaf, kendisine sadece iyi günlerde seslenenleri değil; zor günlerde yanında olanları unutmaz.
“ÜÇ DÖNEM YETMEDİ Mİ?”
Dördüncü dönem adaylıklarının kader sorusu budur.Koçer bu soruya savunmaya geçerek değil, kavramları yeniden tanımlayarak yanıt verdi:Tecrübe, değişimin karşıtı değil; doğru yönetildiğinde teminatıdır.
Bu cümle, hem eleştiriyi kabul eden hem de onu boşa düşüren bir yaklaşım. “Evet, uzun süredir buradayım” diyor ama hemen ardından şunu ekliyor:“Ve bu yüzden yenilenmenin nasıl yapılacağını biliyorum.”Bu, yıpranmışlık algısını kırmaya dönük bilinçli bir dil mi emin değilim ama işe yaradığı kesin.
HİZMETİN SİYASETİ OLMAZ!
Röportaj boyunca en net çizgilerden biri siyasete mesafe ve denge unsuru oldu.“Bu oda siyasetin değil, esnafın evidir” cümlesi, Silivri gibi her yapının kolayca siyasallaşabildiği bir yerde önemli bir eşik.
Bu ifade yalnızca bir temenni değil; aynı zamanda bir hatırlatma:Burada konuşulması gerekenler makamlar değil, ekmeklerdir. Koçer'un bu hususta geçmişte sınırı aştığı durumlar oldu mu? Olmuştur. Ama insan en güzel hatalarından ders alır bu da hesaba katılmalı.
Koçer'in bu vurgusu, seçim sürecini gerilimden uzak tutma niyetini de açıkça ortaya koyuyor.
YENİ DÖNEMBAŞLIKLARI
Dijitalleşme, e-ticaret, hukuki destek, kadın esnaf için özel modeller…Bunlar kulağa hoş gelen ama içi boş vaatler değil. Bugünün esnaf gerçekliğine dokunan, ölçülebilir ve karşılığı olan başlıklar.
Özellikle dijital dönüşüm vurgusu, Koçer'in sadece “geçmişte ne yaptık” sorusuna değil, “önümüzdeki dünyada ne yapacağız” sorusuna da yanıt aradığını gösteriyor.
“TAMAMLAYICILIK” KELİMESİ BOŞUNA SEÇİLMEDİ
Koçer dördüncü dönemi bir devam değil, bir tamamlanma süreci olarak tanımlıyor.
Bu önemli bir ayrım. Çünkü:
• “Her şey bitti” demiyor
• “Yarım kaldı” da demiyor
Onun yerine şunu söylüyor:Yapılanlar var, yapılacaklar var; bu bir bütün.
KAPISI OLMAYAN ODA, ULAŞILABİLİRLİK
“Kapısı olmayan bir odanın başkanıyım” cümlesi, röportajın belki de en güçlü metaforu aynı zamanda başarılmış bir gerçek. Bu, bürokrasiyi değil, temas etmeyi; mesafeyi değil, yakınlığı anlatıyor.
Esnaf odalarında çoğu zaman aranan şey güçlü bir makamdan çok, ulaşılabilir bir muhataptır. Koçer bu ihtiyacı doğru okuyor.
SON SÖZ
Bu söyleşi, bir adayın kendini parlatma çabasından çok; yaptıklarını hatırlatma ve yapacaklarını sakin bir dille anlatma metniydi.
Nuray Koçer burada kendini bir rekabetin değil, bir sürekliliğin temsilcisi olarak konumlandırıyor.“Biz kimseyle yarışmıyoruz; esnafımız için çalışıyoruz” cümlesi de bu duruşun özeti.
Sandıkta son sözü elbette Silivri esnafı söyleyecek.
Ama şu bir gerçek:Bu röportaj, gürültülü vaatlerden değil; sessiz ama sağlam bir istikrar iddiasından güç alıyor.






