Adil Sirkecioğlu

Ben Yazmışım, Sizler Okumuşsunuz




22 Temmuz yaklaştıkça siyasi partilerimizde hareketlilik artıyor. İlçe merkezlerinde çalışmalar olağanüstü. Heyecan deseniz dorukta. Tam bu noktada turp sıkayım. Siz bakmayın bütün adaylarımızı milletvekili olmak görmek isteriz! Şeklindeki nezaket sözlerine. Matematiksel olarak mümkün değil. Birinin kazanması diğerlerinin kaybı demektir. Kimin kazanacağını veya kimsenin kazanamayacağını önümüzdeki bir aylık süre belirleyecek. (19.06.2007 - YAZMANIN ZEVKİ)  

Aslında jaluzi karakterin bir kenarda, kendi halinde oturduğu sürece pekte zararı yoktur. Ama gün olur sahibi veya birileri, burada daha iyi durur şeklinde düşünüp göz önüne çıkardığında işler değişir. Hele birde tozu alınıp parladığında teneke olduğunu bile unutur. Kendini dünyaya hükmeder görür. "öyle güçlüyüm ki, güneşe bile set çekebiliyorum" şeklindeki yaklaşımına, etrafındakiler gülse bile iltifat kabul eder. Gülenler, gülmekten yorulduklarında ciddileşmeye çalışsalar bile tren kaçmıştır. Jaluzi bu süre içinde mesafe almış olur. Gülenlere jaluziyi hafife alanlara tek bir seçenek kalmıştır. Jalûzinin çıkardığı teneke sesini, dünyanın en iyi senfoni orkestrası kabul edip ayakta alkışlamak. (21.06.2007- JALÛZİ KARAKTER)

Tülay Kaynarca hanımefendi bugünlere, tam bir nakış gibi işleyerek geldi. Siyasette herhangi bir hedefim yok düşüncesinin sonuçlarını hep beraber gördük. Yönetim kurulundaki tam destek, belediye başkanlarının gönül bağı, sivil toplum kuruluşlarının olağanüstü çabası onu 16. sıraya ancak yerleştirebildi. Bir önceki seçimde 16. sıranın tatildeyken seçildiğini düşünürsek, fazla bir çaba harcamasına gerek yok sanırım. Genel merkezden bakıldığında yerel seçimlerde partinin oyunu ikiye katlayarak, en başarılı ilçe başkanı unvanını hak eden bayan. Partisi onun gayretli ve cansiperane çalışmalarıyla 18-19 milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Silivri de oyunu yüzde elliye çıkaracağına emin olduğuna göre milletvekilliği garanti. Yerel seçimlerde kendini Fatih Terim'e benzetmişti. Şimdi sahaya indi. Fatih'in kaleci sorunu var. Adayımız da kale boş. Sürekli yenen gollere bir çözüm bulmak zorunda. Aksi halde Ankara'ya başı eğik gidecek! (28.06.2007 - SEÇİM 2007)

Tanıdığım Hüseyin Turan nefsine mağlup olacak bir insan değildir. Çevresi ve makamı onu halktan kopardı. Çok önceleri mahalle gezisinde bir çocuğun söylediği "Hüseyin Turan Hazretleri geçiyor" cümlesi ciddi bir ikaz olması gerekirdi. Dostları ile araya mesafe koyması, onun dalkavuklar tarafından hatalı davranış ve düşüncelere sürüklenmesine sebep oluyor. Efendilik iddiasındaki Hüseyin Turan değil, Silivri'nin hizmetkârıyım diyen bir belediye başkanı görmek istiyoruz.
En demokratik meclis olarak düşündüğüm Silivri Belediye Meclisine nazar değdi. Temmuz ayı ilk oturumunda CHP meclis üyesi Muharrem Aydoğan'a ısrarla söz verilmemesinin sebebini anlamakta zorlanıyorum. Önümüzdeki seçimin gerginliği olarak düşünüyorum. Milletvekili adaylarının salondaki varlığının oluşturduğu baskıda olabilir. Özürlü vekilimiz Lokman Ayva muhalifleri nasılsa görmüyor, duymasa daha da iyi olur diye mi böyle davranıldı acaba? (05.07.2007 - MİLLETE EFENDİLİK YOKTUR. HİZMET VARDIR.)

Hüseyin Turan ya beyin takımı kurmaya gerek görmedi, ya da beyin takımı olarak düşündüğü insanlara güvenip yetki vermedi. Kendilerinin beyin takımında olduğunu zannedenler bu soruya cevap versin. Eş, dost, akraba, hısım, hemşeri, dalkavuk mantığıyla ekip oluşturulmaz. Oluşsa da bunun adı beyin takımı olmaz. Şayet böyle bir ekip olduğu iddiası var ise, vatandaşın bu ekibe ne sıfatlar taktığı zahmet edip araştırılsın. Lider anket sonuçlarıyla ilgilendiği kadar, kendi hakkında en olumsuz eleştirileri bile duymaya çalışandır. Mütevazı, hoşgörülü ve insancıl özellikleriyle tanınan Hüseyin Turan, okul arkadaşlarının anlattığı yapısından hızla uzaklaştığının farkına varmalı. İyi bir ekip insanı vezir yapar, kötü ekibin ne duruma getirdiği malum. Beyin takımı beyinsizlerden oluşmuşsa, yapılan bütün beyinsizliklerin faturası lidere çıkar. Belki de ortada ekipti, beyin takımıydı hiçbir şey yok. Sadece kılavuzun izinden gidiliyorsa çok daha vahim. Başkan  acilen kendine gelmeli. (12.07.2007- BEYİN TAKIMI)

Silivri'yi kendilerinin değil de, parti büyüklerinin daha iyi bildiğine inananlar, derdini anlatıp çözüm aramak yerine susarak siyaset yapmayı tercih edenler Silivri'yi temsil edemez. Ettiklerini düşünseler bile saman alevi kadar ömürleri olmaz. Unutulur giderler. Modası geçmiş jaluzi gibi sahipleri tarafından bir köşeye atılır, çürümeye mahkum olurlar. Böylelerinin Silivri'yi ve Silivrilileri suçlamaya hiç ama hiç hakkı yoktur. (16.07.2007- SEÇİM GELDİ -  GİDİYOR)    

Cumhuriyet mitinglerine katılanların sayısı konusunda hiçbir kesimden itiraz gelmedi. Hatta bir o kadar vatandaşın kalbinin o alanlarda attığı kesin. Miting alanında Zeki Sezer'le bir araya gelmekte nazlanan Deniz Baykal'ın Cumhuriyeti koruma noktasında kitlelere güven vermediği gerçeği ortada. Mitinge katılan vatandaş, koştu oyunu Ak Parti'ye verdi. Hatta tatil yörelerinden seçmen taşıyan CHP otobüslerinin bile Ak Parti'ye oy koşturduğunu söylersek abartmış olmayız.
Büyükşehir Belediye Başkanımız seçim sonuçları konusundaki değerlendirmeyi teşkilatına bırakırken, Silivri neticesini yorumlamak Hüseyin Turan'a kaldı. Başarının sahibesi gitti, başarısızlığın faturası bize kaldı telaşıyla hareket ediyorsa itirazım yok. İlçe teşkilatının yok edilmesinde benimde büyük payım var suçluluğu ile panik yaşanıyorsa oda kabul. Temennim bu sürecin çabuk atlatılması. Silivri genel sonuçlarıyla il genel meclisi üye dağılımının 2-2-1 olduğunun farkına varamayan meclis üyeniz Ak Partilileri istifaya zorluyor. Kutlama yemeklerine katılan sağduyulu teşkilat mensuplarının, lokmalar boğazlarında kalıyor. (25.07.2007 - DERİN MİLLET)

Zayıf, kişiliksiz, güçlüden yana gözükerek güç elde etmenin hesabını yapanlar Ak Parti'nin yumuşak karnı. Kendine değil de oturdukları sandalyeye güvenerek siyaset yapmaya çabalayanların önü kesilmedikçe parti kimliğini bulamayacaktır. Dağıtan yerine toparlayan, kalp kıran yerine gönül almasını bilen, suçlayan olmaktansa suçlamaları kabul edebilen, gören gözlerin duyan kulakların tersine uygulamalar yapmaktansa kendi göz ve kulaklarını açıp gereğini yapabilen insanlara ihtiyaç var. Ak Parti'nin daha çok ihtiyacı var. (02.08.2007 - AK PARTİ)

Devamı gelecek…
İşinize gelmese de geçmişi düşünmeden, sorgulamadan kalmayın.  

YORUM YAP