ATEH Hazar Prensesiydi...
İsminin her harfi bir bilinci temsil ve tarif etmekteydi. Yani her harf, bir bilinç alanına işaretti dönemlerindeki güzel ülkelerinde. Dört önemli, dört vazgeçilmez, dört huzur yolu, dört görkemli bilinçti isminin anlatısı. Hazar ve Karadeniz arasındaki kekik, dağ yoncası, omçaların, yarpuzların, bir de iki denizin, ince nem uzantılarının ve sürgitlerinin diyarıydı Hazar Ülkesi;
Bizim gibi... Ülkem gibi...
İsimlerini bile, bilincin aydınlattığı bu halk, Ruslar tarafından 10. yüzyılda tarihin sahnesinden itilip, tortuları arasına yuvarlanmıştır...
Şimdi soruyorum:
Bizim ne üstümüzde ne ismimizde bilinç ve bilimin "B" harfi kalmamışken, nasıl dayanıyoruz ve ayakta kalıyoruz bu Deli Dumrul dünyada...
Merak etmiyor musunuz?
Söylüyorum:
1.Ortadoğu'ya taşınan kor ve yangınların nerelerde başladığına dikkatlice bakın...
Orda insanlığın vicdanı da dâhil, her diriliş ve gelişmeyi kimlerin ve neden istemediğini ve yaktığını, uzun uzun, kafanızı vererek, yorarak düşünün.
2.Dünyadaki enerji yollarına bakın. (Orta Asya, Hazarya, Ortadoğu, Boğazlar)
Ve bu yolları kimler, ne pahasına, niçin kontrolleri altında tutmak isterler, durmayın, uykusuz kalsanız da, bu gece demleyin çayınızı, düşünün.
3.Fosil yakıt ve rezervlerini göz önüne alın. Nerelerde, dünyada en çok kimler bu yakıtı israfla, sorumsuzca delice kullanıyor, sorun, öğrenin bakalım.
4. Gelecekte kullanılması kaçınılmaz yeraltı kaynaklarının haritasını bulup önünüze koyup analiz edin, düşünün.
5.Dünyada tarih boyunda kan emerek beslenen yarasa, bit ve sırtlan gibi, insanlığın yüzkarası olan devletler hangileri olabilir küçük çaplı araştırın. (Zaten hepsi pis kokularıyla, burnunuzun direğini sızlatarak kokacak, leş yiyicilerin arsız saldırganlığını, lanet iştahını dişleriyle size gösterecektir.)
5.Ve evet, taşıyıcı yani "maşa" olmaya can atan, politik hırslarına yenilmiş, anlamsızlaşmış siyasetçileri masanıza koyun ve tekrar... tekrar... tekrar düşünün!
Göreceksiniz!
Kimisi de, cayır cayır yakılan bir coğrafyanın, "maşası" olmakta garanti altına almaya çalışır varlığını. Ayakta kalmayı, emperyalizme ayakçılık ve kıyakçılıkla mümkün sanır.
Tabii yerse (!)

YORUM YAP