Sevginar Sali

Vakıf-Meclis ve Kırkıcı

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şube Başkanı Süheyl Kırkıcı ile üç ayını dolduran yeni sorumluluğunu konuştuk. Konuşmadan önce de zaten öncülük ettiği değişim ve farkındalığı hissetmemek mümkün değildi. Cemevi ve Vakıf kısır çekişmelerden uzaklaşmış, söyleşiler, yoğun katılımlı etkinlikler, programlı bir faaliyet sürecine girdiğinin işaretlerini güçlü bir biçimde veriyordu. Zaten siz güzel, doğru bir iş yapın onu anlatmanıza gerek kalmaz; o kendini öyle bir hissettirir ki buna kör ve sağır olanların bile nazarını cezbeder…
Bir de bunun üzerinden şunu belirtmeden geçemeyeceğim; kimi insanlar vardır en ufak bir sorumluluğu bile öyle değerli hale getirir ki… Bir de en değerli olanın başına geçer onu öyle bir kıymetsiz hale sokar ki… Süheyl Kırkıcı, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı için büyük bir şans. Bu görevde ve şu anda üstlendiği bazı diğer önemli sorumluluklarıyla çok uzak olmayan bir gelecekte vedalaşma niyetini öğrenince üzüldüm… Vakıf için söylediği “Öyle bir sistem oluşturacağız ki biz olmasak da varmışız gibi aynı heyecan ve değerde sürecek…” sözlerine her ne kadar inanmak istesem de bunun imkansız olduğunu söylemek durumundayım. Bizde henüz öyle bir düzen mümkün değil. Hala her işte çoğunluğu toparlayacak, güçlü, öncü, işin hamalı olmayı göze alabilecek, büyük fedakarlıklar yapacak özverili insanlara muhtacız ilerleme ve iyileşmek için…
Emeklerinin karşılığını hiçbir zaman tam olarak alamayacağını bile bile, (dost muyum, düşman mıyım belli değil ) Süheyl Kırkıcı'nın Silivri Belediye Meclisinde de, Vakıftaki görevine de Silivri'nin ihtiyacı olduğunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim.

IŞIKLAR'IN İNCE'LİĞİ
“Muharrem İnce ile dünür oldu başkan adaylığını garantiledi”, “Kurultay'da İnce'yi destekledi, başkan adaylığı tehlikeye girdi” vs… Nedir bu aralar Işıklar'ın, dünür kontenjanından çektiği değil mi?
Kılıçdaroğlu, Silivri kadar dert etmiyordur bu meseleyi…
Ailevi bağlar siyasette aynı tarafta durmak için bir zorunluluk değil ama Işıklar'ın 1 değil 100 oyu da olsa bunları dünürü İnce lehine kullanmaması asıl yadırganmalı. Sadece akrabalıktan değil, anlayış ve bakış açısı beraberliği ve de benzerliğini düşünün…
CHP, daha doğrusu Kılıçdaroğlu ile İnce aralarındaki rekabete her ikisine de yakışır bir hale getirir, yoluna koyarlar; Kurultay'daki adaylık konuşmalarında da Genel Başkanın teşekkür konuşmasında da bu gayet açıktı…
Benim asıl merak ettiğim İnce'nin yaşadıklarına yakından şahitlik ettikten sonra Işıklar, Silivri'deki ilçe kongreleri üzerinden kendisiyle ilgili bir vicdan muhasebesi yapıp, yapmadığı… Hani başımıza gelince, işin ucu bize dokununca bazı şeyleri daha iyi idrak etme huyumuz var ya; ona dayanarak söylüyorum…
Tabi ki şartlar aynı değil ama biliyoruz ki insandan insana görünenler de farklılık arz edebiliyor…
Muharrem İnce her şeye rağmen CHP'nin genel başkandan sonra en güçlü ismi olduğunu bir kurultayda daha ispat etti. İyi de oy aldı bana göre… CHP kurultayına heyecan, parti içi demokrasiye katkı sundu… Ve de İstanbul adaylık iddiasını bir tık üste taşıdı : ) Asıl meselemiz de bu...
İyi haftalar herkese…

YORUM YAP