Ferhan Tezcan

Sergen yolcu mu?

Sergen… Bir fenomen… Bir futbol dâhisi… 1990'lı yıllarda Beşiktaş'ın alt yapısından yetişmiş ve Türk Futboluna damgasını vurmuştu… Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra Galatasaray gibi birçok kulübün formasını giymiş ama sonra yine Beşiktaş'ın yolunu tutmuştu. Müthiş bir ayağı, müthiş bir zekâsı vardı. Yani öyle her dakika yetişen futbolculardan biri değildi. Ama iyi bir Beşiktaşlıydı. Yüreği hep Beşiktaş için atardı.

Sergen'i futbol oynarken Alman devi Bayern Münih uzun süre takip etmiş ama sonra Sergen'in özel hayatını ve at yarışı düşkünlüğüne olan ilgisini öğrenip vazgeçmişlerdi.

Sergen herkesin çok inandığı ve sevdiği futbolcuydu. Beşiktaş bir tarihte Avrupa kupasında Chelsea gibi büyük bir takımla maç yapacaktı. Sergen o gün şahane oynadı ve Chelsea'yi  ''Stamford Bridge'nin'' çimlerine gömdü.  O maçtan sonra bile ''Sergen bahis oynamıştır. O için sahada büyüdü'' bile dediler.

Sergen futbol sonrası hocalığa başladı. Hocalığı da oyunculuğundan aşağı değildi. Alanya, Malatya derken Beşiktaş'ta soluğu aldı. Ve o Sergen, Abdullah Avcı'nın  'bütün çarklarını tersine döndürdüğü Beşiktaş'ı toparladı ve ligin üçüncü olarak bitirtti.

Beşiktaş takım olarak tam bir düşüş içindeydi. Alman kaleci sapır sapır dökülüyordu. Caner ortada yoktu. Dıaby aksıyordu. Boateng var mı yok mu belli değildi. Güven kayıptı. Umut Nayır futbolu unutmuş kendini hukuka vermişti. Burak Yılmaz her maç takımı taşıyor. Sergen gençleri monte etmeye çalışıyordu. Yani Beşiktaş nereden baksan yolunmuş ''kartal'' gibiydi.

Kulüp başkanı ise seçildiği Kasım ayından beri eski başkanı neredeyse ''hırsızlıkla'' suçluyor ve parasızlıktan ''dem '' vuruyordu. Üstelik bu engellerin olduğunu bilerek gelmiş ve 6 yıla yakın o yönetimin içinde de yer almıştı. Ama kulüp başkanı medya ile yaptığı her toplantıda   ''parasızlıktan'' dem vuruyor ve transfer konusunda da  ''ancak bonservisi olanı alırız'' diyordu.

DENİZLİ MAÇI SONRASI

26 Haziran günkü yazımda ''Sergen bırakır mı?'' diye başlık atmıştım. Çünkü Sergen her zaman yükseğe oynardı. Temmuz ayındaki Denizli maçı öncesi başkan Ahmet Nur Çebi ''Gençlere önem vereceğiz. Transfer yapacak paramız yok'' demişti. Sergen bu sözlere içerlemiş ve maç sonu şöyle konuşmuştu; ''Burası Beşiktaş Kulübü, Beşiktaş gençlerle futbol oynamaz. Transfer yapmamız lazım. Gençleri koyarız ama bütün takımı gençlerden kuramayız. Beşiktaş şampiyonluğa oynar''

Aradan zaman geçti. Transfer sezonu başladığında Beşiktaş'tan başta Burak Yılmaz olmak üzere Karıus, Dıaby, Boateng, Fatih Aksoy, Caner Erkin, Gökhan Gönül, Sedat Şahintürk, Elneny, Rebocho ve Vıctor  Ruız  gittiler.

Gelenler ise Mensah, N'Sakala, Hasic, Larin (geri döndü) Alpay Çelebi (geri döndü) Muhayyer Oktay (geri döndü) ,Oğuzhan Özyakup (geri döndü ), Isımat Marin (geri döndü) Welinton, Atakan Üner ve Abdullah Aydım idi. Beşiktaş PAOK ile yapacağı önemli maça sağ beksiz gitti. Ve Lens sağbek oynayınca da 30 dakikada aynı yerden üç gol yedi ve bu önemli maçı Yunan takımına bıraktı.

Beşiktaş ikinci yarıda toparlansa da ayakta kalan tek oyuncusu vardı. O da 19 yaşındaki kalecisi Ersin'di.

SERGEN NELER SÖYLEDİ

Sergen maç sonu işler iyi gitmeyince başkan Ahmet Nur Çebi ile buluştu. Nur Çebi henüz istenen transferleri yapamamış ve Beşiktaş'ın yenilgi almasında önemli rol oynamıştı.

Beşiktaş'a iyi bir santrfor gerekliydi. Savunmaya iki kişi gerekliydi.  Orta sahaya iki kişi mutlak transfer edilmeliydi. Başkanla baş başa mutlaka bunları konuşmuşlardı. Başkan paradan söz etmiş ama Sergen ısrarından vazgeçmemişti. Bunlar tahminlerdi.  Ama mutlaka böyle olmuştu. Sergen yenilgi kabul eden, kalitesizliğe boyun eğen birisi değildi.

Beşiktaş şimdi arzu edilen transferleri gerçekleştirmek için elinden geleni yapacak. Ama unutulmamalı ki, eğer aksi bir harekette Sergen bir 'kuş' misali yuvadan uçacak.

YORUM YAP