Sevginar Sali

Sarıbekir’le zaman ve tarih yolculuğu

Sakın gazete işlerini ihmal ettiğimi sanmayın çok keyifli faaliyetlerin peşindeyim bu aralar. Gazeteden dışarı çıkmam konusunda aldığım telkinler kendiliğinden, yeni yıl ile birlikte, çözüme kavuşuyor. Yıllardır Sarten’in başarılarını ve bu sürecin ardındaki en önemli isim olan Yusuf Sarıbekir’i haberlerimize, köşe yazılarımıza konuk edip duruyoruz. Fuar ziyaretimizdeki tanışmadan sonra Silivri Bulgaristan Göçmenleri Derneği’nin kaynaşma etkinliğine kendisini davet etmek için Sarten’de çalışma ofisinde aldık soluğu yönetici arkadaşım/dostum Nedret Kahraman ile…
Buram buram tarih kokan, teknolojinin hızlı gelişimi ile çağ atladığımızın sembolleriyle donatılmış fabrika yönetim binasında çok keyifli bir sohbet ve zamanda yolculuk gerçekleştirdik. Bulgaristan ve buradan göçlerin sanayiye ve Türk Toplumuna yaşattığı değişim üzerine Yusuf Bey’in tespitleri dernek çalışmalarımız ve çabalarımızda bizlere gerçekten ışık tutacak nitelikte. Biraz ayrımcılık gibi olacak ama az müsaade edin lütfen; Bulgaristan göçmenlerinin çalışkanlıkları ve iş disiplininin yaşam standardına yansıması ve toplumsal etkileri son derece yararlı bunu hissetmek ve duymak çok iyi hissettirdi. Korkmayın gazetenin bir sayfasını Bulgaristan’dan haberler içeriğine ayırmayı düşünmüyorum. Ama bu aidiyet özelliği ile sahiplenmek ve kabul görmek, ortak noktalarımızdaki insanlar ile yaşam tecrübesine ilişkin kesitleri yaşamak, hissetmek çok güzel ve özel paylaşmadan geçemedim.
Teşekkürler Yusuf Sarıbekir, başarılı bir Türk Sanayicisi olarak yeriniz ayrıydı, bir de Bulgaristan köklerinize verdiğiniz önem ve gösterdiğiniz ihtimamla bizleri de gururlandırdığınız için sağ olun!
Nereden geldiğimizi unutursak ulaşabileceğimiz hedefler anlamını da, değerini de yitirir. Tarihimize, geçmişimize o sebepten özenle sarılmamız, özen göstermemiz gerektiğine bir kez daha ikna oldum.
Allah size uzun ömür versin, yaşadıklarınızı bizlerle paylaşın, başarılarınızı sürdürün...

YERELLEŞME VE DEĞERLENDİRME
Silivri Belediyesi Kültür Merkezinde bu dönem bazı değişiklikler yapıldı. Gerekçesi yerelleşme ve kurs sayılarının yeniden değerlendirilmesi olarak genel anlamda ifade edilebilir. Şöyle ki; kurs hocalarının bir kısmı İstanbul’un çeşitli bölgelerinden geliyordu artık Silivrili hocalar tercih edilecek. Bunun daha verimli sonuçlar sağlayacağı ve ekonomik açıdan mantıklı olduğunu kabul etmek zorundayız. Örneğin İbrahim Orçin’in koronun başına getirilmesine ben çok sevindim. Kursiyerler alıştıkları hocalarından ayrıldıkları için üzülebilir ama yeni çalıştırıcılarından da memnun kalacaklarına hiç şüphem yok… Orçin’in Silivri’de her türlü etkinlikte son derece samimiyet ve içtenlikle nasıl emek verdiğine, destek sunduğuna defalarca şahitlik ettik.
Tiyatro ve Ebru kurslarının kapatılması gündemde. Birine devam eden 11 diğerinde 6 kursiyer olduğu bilgisi verildi. En az 20 kişinin devam etmesi ile bir kursun sürdürülebileceği genel kabulü göz önünde bulundurulursa geç kalınmış bir karar bile diyebiliriz.
Dönem dönem bazı kursların açılıp, diğerlerinin kapatılabileceği durumu da çok yadırganmamalı. Fotoğrafçılık, diksiyon gibi alanlarda nitekim bu tarz gelişmeler de yaşandı. Silivri Belediyesi Kültür Merkezi Tiyatro topluluğunun tasarruf gerekçesi ile kapatılma kararı bence kolay verilmedi. Neden verildiğine iyice bakmak lazım. Bir aradan sonra daha güçlü bir şekilde geri dönüşü de mümkün. Silivri Belediyesi’nin kültür sanat topluluklarının çalışmalarına sunduğu destek Ahenk’le, Elit’le örneklendirilebilir… Bu topluluktaki sayı ile belediye desteği ile yürütülen faaliyetlere katılımı bir gözden geçirmek ve iyi değerlendirmek lazım… Sayı mı önemli, nitelik mi? Vallahi her ikisi de önem kazanıyor koşullar ve imkanlar dahilinde… Daha iyi yatırımlar için biraz diyet ödemek gerekirse hepimiz üzerimize düşeni yapalım!

YORUM YAP