Sevginar Sali

Safları sıklaştıralım!

“Cemaatle namaz kılarken, safların sık ve düzgün tutulması sünnet olduğu gibi, imamın cemaate, "Saflarınızı sık tutunuz." şeklinde bir hatırlatmada bulunması da sünnettir.
Konuyla ilgili bazı hadisler şöyledir:
"Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir." (Buhârî, Ezân 74; Müslim, Salât 124)
"Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teâlâ'nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz." (Buhârî, Ezân 71; Müslim, Salât 127)
"Saflarınızı düz tutunuz. Omuzları bir hizaya getiriniz. Aralıkları kapayınız. Saf düzeni için elinizden tutup çeken kardeşlerinize yumuşak davranınız. Şeytanın girebileceği boşluklar bırakmayınız. Allah, safları bitişik tutanların gönlünü hoş eder. Safları bitişik tutmayanlara Allah nimetlerini lütfetmez." (Ebû Dâvûd, Salât 93, 98)
Ayrıca, saflar düz tutulmadığı takdirde, Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik şuurunun kaybolacağını, kalplerin, gönüllerin birbirinden kopacağı ifade buyurulmaktadır.
*
“Diğer taraftan, camide safları düz tutmasını bilmeyecek kadar dağınık, birlik fikrinden uzak, birbiriyle ilgisiz ve beceriksiz kimselerin hiçbir güzelliğe sahip çıkamayacağı, hiçbir kötülüğe engel olamayacağı belirtilmektedir.”

**
Bir ay aldı sanıyorum Ahmet Ergin'in yazdığı Tekvin'i bitirmem; hani olur ya siz mi kitap okuyorsunuz o mu sizi karışır durumlar bir benzerine imza attık. Kitabın 600 sayfa olması, yoğunluğun ötesinde okursanız neden söz ettiğimi anlarsınız; tavsiye ederim bu arada… Tekvin ile uyanıp, onunla uykuya dalmanın etkisi mi üstteki giriş yoksa ilçe gündemimizdeki bir konuyla alakalı yorumlar mı; ikisi birbirine denk geldi diyelim… İkincisini çok sınırlı sayıda insan anlayacak ama açıklama yapamam beni affedin.
Neyse!
A partisi, B partisi, C kurumu, D olayı derken hepsinin aksayan noktasında bir ‘gevşeklik' durumu olduğu dikkat çekiyor.
Sıklaşmayan safları ‘şeytan' dolduruyor, aynı hizada olmayan gönüller ayrı telden çalmaya başlıyor…
İktidarı muhalefeti veya farkı bir yapıda amaca tam olarak hizmet edememe sıkıntısı varsa bu mutlak suretle aradaki iletişim ve gönül birliği noksanlığından kaynaklıdır…
Sadece iletişim yetmez, bir de doğrusunu kuracaksınız… Sorunları halı altına süpürmek yerine önce nedenleri sonra çözümüne kalıcı çareler bulup hayata geçireceksiniz.
Hele ki ‘aynı saftaysanız' sorunları görmezden gelmek, çözümü ötelemek gibi bir lüksünüz yok! Lüksü geçtim başınızı beladan, hep daha büyüğünden kaldıramaz ve sonunda pes etmek zorunda kalırsınız...

YORUM YAP