Sevginar Sali

Korku ile siyaset ilişkisi

Akşam TV'de yayınlanan ve Ayşe Gültekin'in hazırlayıp sunduğu Yerli Yerinde Programı'na konuk olan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz siyaset korku ilişki düzeyinde ilçemiz adına önemli bir açılım yapıyor.
Yılmaz'a göre CHP, Silivrili seçmenlerini yıllardır korkutarak, istismar etti, ‘ceketimi koysam kazanırım' a sırtını dayayarak hizmetsizliğe mahkûm etti.
Silivri'nin sahip olduğu kasaba kültürünü kaybedip çeperinde varlığını sürdürdüğü (işi düşünce görülen, hizmet ve yatırım hususunda az olan nüfusundan dolayı pek önemsenmeyen durumunda), metropolün kozmopolit karmaşasına katılmaktan korkacak, çekinecek hali var mıydı?
Bence hala var… Ve de hiç de yersiz bir korku değil bu? Toplumun önemli bir bölümünün bu çekincesine Volkan Yılmaz da bugün hizmet ediyor; “Hafta sonu gelsinler alışverişlerini yapsınlar gitsinler İstanbullular” demesinden anlayın. CHP'nin bizi korkuttuğu şeyden Volkan Yılmaz da korkuyor, çünkü söz konusu tehdit, hayali değil gerçekte var. (Başkan Bey'in seleflerinden farksız olarak iktidarı ile beraber sırtladığı başkaca da korkuları yok değil.)
Yılmaz'ın şansı ve gücü;
*İşi düştüğünde Silivri'yi ve İstanbul çeperlerini hatırlayanlara bu bölgelerin ihmal edilen ihtiyaçları ‘sopası' ile terbiye edebilmekte! “Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?” diye ne güzel demiş Rumi…
*İktidarının odağından korkularını uzak tutma çabası ile oraya yaptıkları ve yapabileceklerini yerleştirmedeki üstün gayreti…
Tehdit gerçek ise korkmaktan daha fazlasını yapmak gerektiğini, bazı şeylerin Silivri için artık kaçınılmaz olduğunu gelen akının önüne dikilmek yerine sele; zarar vermeden akıp gideceği bir mecra hazırlamak gerektiğinin kabullenişi var üzerimizde.
Gelen göç, dünyanın değişen şartlarına, sahip olunan koşullara uyum için üretim, planlama, sağlıklı yapılaşma, eğitim, sağlık, kültür, sanat ve sporda gelişim zorunluluğuna hizmet iktidarların sorumluluğu, halkı korkularla sindirmek değil.
CHP'de hala ‘ceketimi koysam kazanırım' anlayışı tamamen silinmiş değil. Keşke silinse en büyük zararları kendilerine esasen…
CHP'nin seçmeni korkular yoluyla istismar ettiği, edebildiği yorumuna katılmıyorum. Çok büyük ölçüde bilinçli bir tercihin söz konusu olduğunu son 2019 yerel seçim sonuçları bize kanıtlamasa bunu tartışırdım.
Silivri'ye CHP dışında ve MHP elinde, AK Parti'nin ittifak ortaklığında hizmet ve yatırımlar hususunda çok daha mutlu olacağını gösterdi mi Volkan Yılmaz'ın 3 yıla yaklaşan iktidarı? Gösterdi… Mutsuz ettiği kesimleri de istisnaların kaideyi bozmadığı ölçülerinde hala obsorbe edebiliriz diye ümit ediyorum...
Son Silivri Meclis Toplantısında Celalettin Yazıcı, İBB için söylemişti Başkan ve meclisin farklı ittifak ağırlığında olmasının şans olduğunu. Silivri'de MHP iktidarı çifte şans! CHP'nin ilçe meclisimizde en büyük grup olmasının ilçemizdeki siyasi ve toplumsal dengeler açısından yararı çok büyük. Yılmaz, aday gösterilip seçildiği ittifakın taraflarını değil sadece, diğeri olmayan anlayışı ile bakmaya çalışıyor hizmet ettiği şehre.

***

Geçen konuşuyoruz; sağ eğilimli biri. Başkan Bey'in hizmet ve yatırımlarından büyük övgüyle söz ettikten sora “Ama kaybedecek” diye bitirince değerlendirmesini, önce emin olmadım söylediği şeyden, tekrar etmesini istedim. “Evet, kaybedecek” dedi. Neden böyle söylediğini sorduğumda, belediye kadrolarında kendisini iktidara taşıyan siyasi anlayışa uygun değişiklik yapmadığını, başarısızlığın sebebi görülen kişilerle (ekiple) yönetmeye devam etmesini gerekçe gösterdi.
Başta MHP ile AK Parti tabanının desteği ile (diğer siyasi partilerden de oy aldı tabi ki…) seçilen Volkan Yılmaz'ın güven tazelemek için CHP tabanından güç toplama stratejisinin olasılığı benden önce başkalarının aklına da gelmiş olacak.
Başkan Yılmaz, son röportajında Silivri'yi uzun zaman kapalı alanda kalan bir atın dışarı salınmasındaki koşturması ile tarif ederken benim aklımda bununla ilgili başka bir betimleme oluştu.
Neyse bazı şeyleri konuşmaktan çok yaşamak gerekir...
Korkularımızın belirlemediği geleceğe, umutla bakmamız dileğiyle!

YORUM YAP