İyiler kazanır mı?

Özel, iş yaşamı, siyasete bakıyorum da ‘daima iyilik, etik' diyenler mi, ondan hedef ve çıkarları için taviz verme konusunda ustalaşanlar mı daha kazançlı çıkıyor düşünüyorum…
‘Bırak artık bu Polyanacılığı', ‘Saf mısın sen? Her konuştuğun kişiye inanıyorsun?', ‘Gazeteci değil edebiyatçısın' diye pek çok ikaz almışımdır geride bıraktığım 19 yıllık meslek, 41 yıllık yaşamım boyunca… “Dikkate aldın mı?” derseniz, “Yapma” dedikçe başkaları yanlış olduğunu bilsem bile yapmak konusunda acayip bir inatlaşma ve haz duyuyorum… Bu özelliğimi de törpülemek için eğildikçe kendimden korkuyor; bakmaz, düşünmezsem orayı kendi halinde bırakırsam, ilgisizlikten azalır diye ümit ediyorum… Hadi diyorlar ya; “İnsanın tek kazanamayacağı savaş kendisiyle olandır” diye… İçgüdüsel olarak bunu hissedip, ‘saldırı' yerine ‘geri geçilme'yi uyguluyor ‘iç güçler'im : )
Hata yapmayan insan yoktur bu hususta anlaşmamız gerekiyor. Bir “Ben yanlış yapmam”, iki “Her şeyin en iyisini ben bilirim” diyen insanlardan kendinizi seviyorsanız uzaklaşın. Başkaları belki ama bunlar hem değişmez, sizi de her fırsatta bir güzel üzerler… Üzüldükçe de daha iyi akıllanırsınız gerçi; tercih yine de sizin!
Kendisi de anlatınca çok ilginç biçimde yollarımızın kesiştiğine emin olduğum, Mesan'ın kurucusu Rıdvan Mertöz ile biyografik kitabını okuyunca sohbet etmek istedim. ‘Okuduklarım gerçek mi?', ‘Böyle bir insan, hayat olabilir mi?' canlı görme ihtiyacı hissetmiş de olabilirim : ) Sizin için de güzel nüansların yer alacağı bir söyleşiyi gerçekleştirdik. Asıl tabi bütün hikâye kitabında çok daha güzel şekilde yer alıyor ama şimdilik bu kadar paylaşım sunmuş olalım…
Sıfırdan başlayarak büyük şirketlerin oluşma, yatırımların gerçekleşmesinin mümkün olduğu (hem de kural dışı yolları zorlamadan), düşe kalka, karşılaştığı ihanet, tehditlere rağmen üretim kalitesini geliştirmek, çalışanların memnuniyetini müşterilerden dahi önde tutarak ticari başarı sağlanabileceğini anlatması bakımından çok enteresan bir örnek Mesan ve Rıdvan Mertöz…
Her şeyi ile örnek olma gayreti bir yana ‘az kâr ile sürekli iş'i, fırsatı varken günümüz değimi ile ‘Voliyi vurma'ya tercih etmek yerine kâr amacı gütmek üzere kurulan bir yapıda; nefis sınavından daha çok ne olur bilemedim…
***
Geçenlerde biriyle konuşuyoruz, yozlaşmış durumun içerisinde hak, hukuk, etik ve ahlaki hassasiyetleri ile siyasette çok uzun süreli var olunamayacağına dair kaygısını paylaştı… Siyasetçiler toplumun aynası olduğu için; toplum iyileşmeden siyasetçinin iyi olma şansı zor görünüyor tabi… Ama iş hayatında olduğu gibi siyasette de var olabildiğine dair az da olsa iyi örnekler bulunur…
O görüşmeden sonra Kırcali Belediye Başkanı Hasan Aziz'i anımsadım, 5 ya da 6. dönemdir seçiliyor… İki defa partisinin oylarını arttırmak için genel seçimlerde milletvekili adayı olup, seçildiği taktirde belediye başkanlığına devam edip sıradaki partili milletvekili adayının meclise girmesini sağladı gibi gibi… Tüm bunları ve esas bağlantıyı doğduğu köyün köprüsünü, oradaki vatandaşlar ile birlikte elinde fırça boyarken yansıdığı bir haber üzerine düşündüm.
***
Rıdvan Bey'le konuşurken iş hayatındaki aşırı rekabetin, kanser virüsü gibi aynı sektördeki üreticileri nasıl yiyip, bitirdiğini paylaştı… Üretimde aşırı rekabetin yıkıcılığı malum… Siyasette hak, adalet, ahlak, etik ve ben yanına nezaketi de ekleyeceğim; taviz verildikçe ne kazandırıyor gibi görünürse görünsün kaybetmenin başlangıcı ve nihayetinde sonucudur.
Üretmeyi, çalışmayı bıraktığınız zaman azalmaya başlarsınız…
Kalbinizi karartan, vicdanınızı kemiren olayların içine girdikçe bitersiniz hem de nasıl olduğunu bile anlamadan…
Kişilik olarak azalan insanları başka yönleriyle değersel anlamda çoğaltma imkânı yoktur; ne teknoloji, ne tıp ne de bilim henüz bu kadar gelişmedi… Onların yapamadığını insan kendi isterse ve gayret ederse yapabilir ancak…
Yani uzun lafın kısası; evet çok özen ve emek istiyor, zor ama bir o kadar da güzel ve İYİLER her zaman, hatta kaybederken bile büyük KAZANIYOR…
Hak ettiklerimizi bile korumanın zor olduğu dünyamızda, hak etmeden hem de sahip olduğumuzu sandığımız şeylere çevirdiğiniz bakış açınızı ruhunuzun selameti için gözden geçiriniz…
Rıdvan Mertöz; yazdığınız hayat hikayesi ve başarı öyküsü dilerim pek çoğumuza ışık, yolunuz daima açık olsun…
Rıdvan Mertöz'e söyleşi, Mustafa Mertöz ve Muhsin Bağcı'ya da ilgi ve destekleri için teşekkür ediyorum…

İyi haftalar!

 

 

YORUM YAP