Bayram günü nerden gelip üşüşür şu saçı dökülmüş, sakalı ağarmış çileli başıma böyle garip düşünceler de kim bilir, nerden!
Düşüne düşüne yaşlandırdığım akılcığımın cefası yetmezmiş sanki, bir de tepeden tırnağa huzursuz bir ruh olup, 1.80 uzunluğundaki kalıbımı garip gönlümün de mezarı eyledim daha ölmeden, iyi mi! E ne yapalım, üzüntü dediğin paylaşılınca azalırmış. Öyle değil mi? Hem ahir dünyada her şey bana dert olacak değil ya canım.. yazayım da azcık siz de huzursuzlanın!
Diyeceğim; iki çok önemli tarihi kişiliğin derinliğine iskandil atıp, dönem olarak örtüşmese bile, önem bakımından birbirlerini doğruladığı cümleleriyle düşüncelerimi sizlere aktarmak isabetli olacak sanki.
Şimdi basitçe soralım kendimize, “Doğu toplumlarının birçoğu tünelin ucundaki aydınlığı görseler dahi, zaman içerisinde neden batı toplumlarındaki kadar gelişme sağlayamamışlar acaba?” Bu soruya tonla cevap verilebilir pekala. Ama ben, hem veciz bir örnek olsun hem dahi nokta atışı isabet kaydetsin istiyorum. Onun için ayrıntıya girmiyorum, şeyatanla işim yok zira.
Fakat çok merak lüzumsuzdur.. şişeden cin çıkarmayacağım katiyen. Sadece asırlar önce yaşanmış tecrübelerin bugün bile ne kadar geçerli ve doğru olduğunu, yine onların yazdıklarıyla örneklemeye çalışacağım, hepsi o kadar.
Karahanlı Türklerinden Yusuf Has Hacib, tercümesi “mutluluk bilgisi” diye bugüne uyarlanan insan merkezli Kutad-gu Bilig adlı müthiş eserinde:
Helâlin adı kaldı, onu gören yok,
haram kapışıldı, hala doyan yok!
diye, neredeyse bin yıl önce döneminin sosyolojik görünümünü namuslu bir aydın sorumluluğuyla kayda geçirmeyi bilmiş. Çok önemle belirtmek gerekir ki tarihimizde yazılan en dikkat çekici belgelerdendir Kutan-gu Bilig.. hatta yanlış hatırlamıyorsam Türk dünyası başka bir söyleyişle “kutsal bilgi” olarak da anar bu kıymetli eseri.
Şimdi ise en az Hacib kadar değerli bir dahinin, Einstein'in dediğine kulak verelim gelin birlikte. “Delilik: aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir” demiş kendileri.
İşte zurnanın sesi burada çatlak çıkıyor, değil mi?
Yani “zırt” dediği yer burası.
İkisini bu yorgun gönle, bu düşüne düşüne zamansız yaşlandırdığım akılcığıma götürdüğümde.. bir de sağlamasını yapmak için vicdanıma sorduğumda, kanaatimce cevabı içinde olan en yalın sorulara ulaşıyorum. Eğer diyorum.. bahse konu toplumlar Yusuf Has Hacib'den bugüne nerdeyse bin yıldır yağmalanıyorsa (şüphesiz). Ve Einstein'in dediği üzere hep aynı şeyler yapılıyor da farklı sonuçlar bekleniyorsa! Böyle toplumların gelişmelerini ummak delilik değil mi sizce de? Memleket tımarhaneye döndü” dedikleri bu mu ola ki?
Oh! Yazdım da huzura vardım. Bu gecede siz düşünüp eşinin sabaha kadar nasılmış görün hele bakalım.
TÜKETİCİ
Desem insanlar güceniyor, demesem vicdanım. Bilseniz böyle iki arada bir derede ne sancılıdır canım! Ama bu çağın insanındansa, vicdanıma kulak vermek evlâdır.. diyeceğim öyleyse hemen:
Zenginden zarar gelmez cümlesinin özcesi:
Kötülükleri kendi elleriyle yapmazlar, parasını verirler, demektir!
Be hey ölçüp biçmez, haddin bilmez ölümlüler. Siz kapitalizm canavarının gözünde nesiniz hiç düşündünüz mü?
“Satın alan” olamazsınız!
“Müşteri” eskidendi!
“İhtiyaç sahibi” asla!
Peki insan?
“İnsan” hiç değilsiniz!
Ya nesiniz onun gözünde bilir misiniz?
TÜKETİCİ!
Evet, tüketici!
Peki, hala içinizden hiç biriniz:
Yeter artık edepsizliğiniz, pisliğiniz.. asıl tüketici SİZSİNİZ! Al, al, al, al.. ömrümüzü tükettiniz!
Bizler insanız, insan.. demeyecek misiniz?
Tüketici olmayın.. tüketerek tükenmeyin.. tükürün celladın yüzüne.
ATALAR SÖZÜ
“Rekabet” dedi buna vurguncular işin özü!
kazanmaktan gayrı ne görür insanın gözü.
Giden, geçmiş zaman yolcusudur bilesiniz,
gelen gideni aratır, bu da atalar sözü.

Günah içinde boğulurken siyasa,
bir avunma şarttır illa ruhlara!
Amaç vurgun olunca herkese,
iyi kötü nasıl ayırsın piyasa!

Ah, nerde o eski günler birader,
nasıl düştük biz bu karanlık çukura.
Hedef hep kazanmaktı ya hani!
dünya kazan, ben bir kepçe olunca..

Umut dediğin hepimizdik mutlaka,
duramadık vicdanımızın ardınca..
Gelen gideni aratır der atalar sözü,
geçmiş ki cennetimizdir aslında..

YORUM YAP