Sevginar Sali

Hesaplaşma...


Sular dalgalanmadan durulmaz diye bir deyim var biliyorsunuz mutlaka… Silivri’de sokağa baktığınızda muazzam bir sessizlik, sükûnet hâkimken parti içlerinde derin kasırgalar baş göstermekte. Seçmen sandıkta seçilenlerle helalleşti ama kazanan ile kaybeden saflarında başka bir hesaplaşma sürüyor.
Seçim döneminde sineye çekilenler şimdi oradan özenle çekilip en demli haliyle gündeme taşınıyor. Disiplinler, raporlamalar parti içi hararetin temel sebepleri arasında kendini hissettiriyor.
Parti içi disiplinin işletilmesinde şahsen bir sakınca görmüyorum. Gazeteci olarak bir konuda yorum beyan ederken şunu çok açık biliyoruz ki ilgili kişilerin tepkileri mutlaka olacaktır; olumlu/olumsuz hiç fark etmiyor, sürprizler de işin cilvesi. Bireysel anlaşmazlıklar kimi zaman yargıya kadar uzanıyor. Bundan doğal bir şey olamaz. Herkes yaptığı şeyin hesabını vermeye hazır olmalı. Hesap vermek, verebilmek, sizden bunun sorulmasına imkân sağlamak kötü bir şey değil. Tercih ettiğimiz olmayabilir ama olması gereken… Yaptığımız şeyin sonuçlarına katlanmama lüksümüz yok, bu zorunluluk da bir yerde. Eğer yaptığımız şeylerin hesabını vermezsek hatalarımızda çok daha pervasız oluruz zaman içinde. Kendi otokontrolümüzü sağlayamıyorsak başkalarının kontrolü ve yaptırımlarıyla yüzleşmemiz an meselesi.
CHP’de disiplin gündemi varken, AK Parti’de de raporlama telaşına ilişkin senaryolar parti kulis borsasında tavan yapmış vaziyette…
Parti içi muhalefet tek adamlık ve sıkı bir otorite kurmak isteyen liderler için sıkıntı olabilir ama bence diğer pek çok yönü ile faydalı. Sıkıntıya odaklanmadan, faydalarına bakmak çok daha yararlı sonuçlar doğuracaktır. Seçimlerde rüzgâra karşı uçurtma modunda güzel bir (artık ‘muhteşem’ diyemiyoruz nedense) zafer kazanan CHP’nin belediye başkanı otorite kurma hakkını kullanırken, bazı sınırları zorluyor. Konuşarak çok güzel halledebildiği şeyleri, yaparak şahane hayal kırıklıklarına taşıma hüneri var; geçen son beş senede bunun örneklerini yeterince tecrübe ettik. Ama kırıp, döktükleri bir yana güven tazelemesine yetecek kadar da gönül aldığını inkâr edemeyiz. Şimdi sorumluluğu daha da büyüdü, yetişmesi de zorlaştı… Daha karmaşık bir uğraş içinde seçim yorgunluğunu atamadan sözünü verdiği yeni ve zorlu beklentilere cevap vermesi isteniyor. 2009’da seçilmesi ne kadar bilinçliydi tartışılır da 2014’te Silivri halkının tercihi, güven duygusu ve emaneti çok daha kıymetli ve ağır bir sorumluluk.
Başkan yardımcıları seçiminde kendini rahatlatan Işıklar, meclis grubu konusunda taviz vermemek adına gereğinden fazla otoriter. Lider açısından olması gereken, ekibinin bakış açısıyla eee, biraz da muhalifseler olmaması lazım gelenlere yönelik hassasiyetlerin sancısı yaşanıyor. Başak taneleri örneği bir lider için hele ki parti içindi hâkimiyet konumunda çok doğru bir örnek sayılmaz. Ama böl-parçala-ele geçir, gözdağı ver; ne kadar işe yarar tartışılır.
Aslında kendisi gibi düşünmeyen insanlara gizli bir hayranlık besler benim bildiğim Işıklar… Yakın çevresinde bu tarz insanların barınması çok mümkün değil, konforlu da bir durum sayılmaz bir belediye başkanı açısından ama mantıklı her fikre saygı beslediğine inanıyorum. Anlık kızgınlıklarının etkisinde yaptıklarının ardından dönüp, olup biteni mantık çerçevesinde analiz etmeden yaşananları çöpe atmadığını da düşünüyorum.
Başka siyasi partiler arasında ayrım yapmamak üzerine siyasi başarı elde eden Işıklar, kendi tabanı içindeki birlikteliği hiyerarşi duygusu ve disiplinine zarar vermeden sağlamanın yolunu mutlaka bulmalı, çalışınca bulacaktır da.
Yaptığından, yapacağından geri kalmaz da kimse bunu çevresindekileri ikna ederek gerçekleşirse daha kolay hareket eder, sonuç olumlu veya olumsuz da olsa sorumluluğunu paylaşabileceği insanlar olur etrafında…
Dün Dilek Demiral aradı, "Kısacık yazmışsın ama tam da benim hissettiklerimi aktarmışsın teşekkür ederim” dedi… Bugün yazıyorum yazıyorum kendime bile anlatamıyorum düşündüklerimi… Muhtemelen bir teşekkür falan da gelmeyecek : ) Kalp kırmadan, ortalığı yıkmadan, aynada kendi yüzünüze bakmaktan sizi alıkoyacak, uykunuzu kaçıracak, içinizde hep bir yerleri sızlatacak şeyler yapmadan sorunlarınıza bir çözüm, hedeflerinize ulaşmanın bir yolunu geliştirme akıl ve fikre sahip olabilmeniz dileklerimle…
Başkalarından önce her zaman en iyisi insanın kendisiyle hesaplaşmasıdır...


YORUM YAP