Ali Gülcü

Tırnak yiyen ve hırsız


Ne zamandır kitap almıyor, evin olmadık yerlerinde bıraktığım yarımları bitirmeye çalışıyorum, kafa dolu zaman da az olunca gecede otuz, kırk sayfa okuyabilirsem ne ala…

Spor da girince işin içine! Patlattım kahkahayı…

Yeni çıkanlar raflarına bakmak için akşamüzeri gittim D&R'a, hafta içi, tenha, birkaç öğrenci, sarı saçlarını kısa kestirmiş bir ağabey ile yan yanayız…

Dirseği ile dürttü!

Döndüm; " Gördün mü kimse yok!"

Cevap vermeye niyetlendim, konuşturmadı.

"Okumuyoruz arkadaşım, kitap kapağı açmadığımız için, başkalarının anlattıklarına inanıyoruz, kolayımıza geliyor, araştırmıyoruz, bilmiyoruz."

Toprak rengi tişört, pantolon, açık kahve kemer ve ayakkabılar…Farkında mı bilmem ama tırnaklarını yemek gibi kötü bir huyu var, dişler çürük, berberden yeni çıkmış, limon kolonyası yüzüme yüzüme…

Yüzük yok, izi var!

Evlenip, boşandı herhaldediye geçiriyorum içimden.

" Ne okudun en son?"

İnsan kendi şansızlığına üzülüyor tabi, yıllardır yanaşırım bu; çok satanlar, yeni çıkanlar rafına, şimdiye kadar güzel bir kadının " en son ne okudun" diye sorduğu, bir muhabbetin girizgahına başladığı olmadı…Nerede böyle; aks kesmişi, tırnak yiyeni var!

" Brandenburg!"

"Pilot o!"

" Kim?"

"Glenn Meade…Kitabın yazarı işte, zaman kaybı derim başka bir şey söylemem!"

Duymazdan geldim son söylediğini usul usul uzaklaşmaya başladım, keyifli bir zamanda olsa, gel çay içelim der, dinlerim ağabeyi, anlattıklarını da evire, süsleye yazarım da, ruh halim başka…

Sırf meşgul görünmek için bir kitap alıyorum raftan, tesadüf Orhan Veli'nin şiirleri…

Usul usul kat ettiğim mesafeyi o iki adımda alıyor;

"Sanatçı bunlar işte…Orhan Veli! Meteliksiz ölmüş adam, neden?"

Cevap verme şansım yok tabi.

"Parayla işi yokmuş da ondan! Sanatçı dediğin Veli gibi olacak, maddiyat düşünmeyecek, bak bugün televizyonlarda sanatçı diye vitrine konanlara, ayıp çok ayıp…"

Telefonum çaldı o ara, görüşmeme müsaade etti!

"Konuş sen!"

Konuşurken konuşurken uzaklaştım yine, kitapçıdan çıktım, sinema salonunun önünde, televizyon ekranına benzeyen afişlere bakıyorum, telefonu kapattım, arkamdan gelmiş!

"Sor bakalım bana hayatı ne zaman öğrendim…"

" Ne zaman öğrendin ağabey?"

"Battığım zaman! Bırak sen, başkasının yanında çalışamıyorum, neden?"

" Neden?"

"Doğruyu söylüyorum da ondan, yirmi bin lira versinler bana, dilini tut desinler, tutamam, patronlar sevmez beni!"

Gülümseyip ayrılıyorum yanından…

Dumanlı hava sahasına serpiştirilmiş iskemlelerden birine oturuyor, mavi önlüklü garsona çay söylüyorum…

Gözlerim masaya bıraktığım Orhan Veli kitabına takılıyor, tırnak yiyenden kaçayım derken, telefon çalınca kitapla beraber çıkıvermişim dışarıya!

E hani kapıda hırsız yakalayan cihaz vardı?

Bozulmuş demek!

Şimdi kırmızı tişörtlü bir çalışan gelse yanıma; " koskoca adamsın, kitap çalmaya utanmıyor musun" dese…Etraf tanıdık dolu, nasıl bakacağım o kadar insanın yüzüne?

Ne diyeceğim? Güvenlik falan da var, tutsa iki genç irisi kollarımdan, polise teslim etse!

Ay durduk yere başıma gelenler…

Mavi önlüklü garson gelmiş, çayı bırakmış, başımda dikiliyor…

Çaylar tirink!

Kimse kabullenmez ama feci dedikodu döner buralarda;

"Ali şiir kitabı çalımış Orhan Veli'nin!"

" Bizim Ali ya, dört tane kitabı koymuş bir torbaya, parasını ödemeden çıkmış, güvenlik yakalamış çay içerken, pişkin pişkin gülmüş bir de, polise teslim etmişler, tutuksuz yargılanacakmış!"

" Ansiklopediyi kaşla göz arasında götürmüş! Ne zamandır parasız olduğunu duyuyorduk zaten!"

" Laptopu koltuğunun altına sıkıştırmış, sanki hiçbir şey yokmuş gibi, çay içmeye gitmiş, güvenlik kamerasından fark etmişler tam bilgisayarı başkasına satıyormuş, yakalanmış, içeride şimdi!"

" Ali kitapçının arabasını çalmış!"

" Ali'yi kitapçının arabasında hatunla basmışlar!"

Abartılı gelmiş, gülümsemiş olabilirsiniz fakaaat yaşanmış, dilden dile dolaşırken şekil değiştirmiş, kahramanlarını tanıdığım en az on tane öykü anlatabilirim sizlere de…Yazılacak gibi değil!

D&R'a döndüm, etrafa şöyle bir göz gezdirdim, herkes kendi havasında, çaktırmadan kitabı aldığım rafa bıraktım.

Tam arkamı döndüm çıkıyorum, esmer uzun boylu bir kadın…Şaka şaka tırnak yiyen!


YORUM YAP