Ali Gülcü

GÜNDÜZ NİYETİNE

Sarı sonbaharın ardından kış aylarını kulaklarıma fısıldayan, iliklerime kadar hissettiren, güneşin zaman zaman bulutların arasından yüzünü bir doğum lekesi gibi gösterdiği, dünyanın dizini göğsüme bastırdığı, yakalarıma yapıştığı, nefes almak için kendimi sahile attığım, ayaz bir gün…
Denizin çekilmesi ile ortaya çıkmış, yeşile, yosuna, midyeye kesmiş kayalar, ev belledikleri kuytular suyun dışında kalınca, karabatak ve martılardan canının kurtarmaya çalışan türlü deniz canlıları.
Balığa çıkan teknelerin dalyanlarda yankılanan motor gürültüleri, iskelede derya kuzularını kovalarına hapsetmeye niyetlenmiş, yüksek sesle konuşan, kahkahalarla gülen, dünya ile barışık acemiler, ince belli bardakta çay. Günlerdir yükü sırtından alınsın diye bekleyen ve başka denizlere açılmak için sabırsızlanan devasa yük gemisi, usta ressamın sıkıntılı bir günde grinin her tonunu kullanarak boyadığı gökyüzü…
"Otel satılıkmış!”
Hangi otel, neden satılıyormuş bilmiyorum fakat yan masada oturan emeklilerin gündemi bu.
"Otel satılıyormuş” demek!
Dünyanın sonu geldi say, öyle dökülüyor cümleler ağızlardan, öyle derin bakıyor gözler, öyle titriyor cigara tutan parmaklar…
"Alalım” diyor biri.
"Birleşelim alalım…”
"Emekli maaşlarını uç uca ekleriz artık!”
Susuyorlar sonra, iç geçiriyorlar, sobanın üzerinde sabahtan beri kaynamaktan ne olduğunu unutmuş bardak bardak ıhlamura vuruyorlar kendilerini…
Mardinli midyeci ile selamlaşıyoruz, üşümüş besbelli, beyaz önlüğünün üzerine lacivert bir palto giymiş, ayağında botlar…
Bir yaz şarkısı çalıyor radyoda, kara bir kedi geçiyor okulu kırmış öğrencilerin önünden, gündüz niyetine bir rüya görüyorum uyanıkken.
Hayrolsun...

YORUM YAP