Ferhan Tezcan

Galatasaray'daki kavga

1984 yılıydı Galatasaray ligin sonuna doğru artık zirveden kopmuştu. Teknik direktör Hırvat İviç'di. Hoca iddialı bir adamdı. Avrupa'da tanınan bir isimdi. Galatasaray'a geldiği yıl elindeki kadro pek yeterli değildi. Kalede Eser oynuyor, savunmada Fettah gibi, Sefer gibi orta sahada Cüneyt gibi, hücumda Hocic gibi Seydiç gibi oyuncular yer alıyordu.

Takım kaptanı Fatih Terim'di. Fatih Terim futbol hayatının sonuna doğru gelmişti. İviç Mayıs ayının başında Başkan Prof. Ali Uras'dan bir toplantı istedi. Transfer işlerini konuşacaktı. Ali Uras Asbaşkan Alp Yalman'ın Mecidiyeköy'deki 'Tatko' binasına randevu verdi. Anlaşılan iş ciddiydi.

Toplantı Ali Uras, Alp Yalman, antrenör Günay Kayarlar, menecer Naci Özkaya ve İviç'le başladı. Hoca çok doluydu. "Takımım yetersiz" diyor başka birşey demiyordu. Sonra da sıralıyordu: "Eser'i bırakalım. Fettah ve Sefer'i de bırakalım. Cüneyt kalsın. Ancak Fatih Terim'e jübile yapalım. Futbolu bıraksın. Benim yardımcım olsun."

Bu sözler odada bulunanları dondurdu.

İviç devam ediyordu. "Kaleye Hajduk'dan Simoviç'i alalım. Gençlerbirliği'nden İsmail'i, sol beke Bursaspor'dan Semih'i, stopere Kocaelispor'dan Yusuf'u getirelim. Borussia Dortmund'dan Erdal Keser'i transfer edelim. Partizanlı Prekazi çok iyi futbolcudur. Onu da alalım."

Konuşma böyle devam etmişti. Peki futbolu bırakma işini Terim'e kim söyleyecekti? Alp Yalman bunu üstlendi. Sabah Fatih Terim erken Florya'ya gelir, mutlaka masaj olurdu. Mehmet Akpençe masördü. Masajını o yapardı. O sabah erken gelmişti. Masaj sırasında Mehmet Terim'e "Abi gazeteyi gördün mü" dedi.'Hayır' yanıtı alınca hemen getirdi. Fatih Terim hem masaj oluyor, hem de gazeteyi okuyordu.

MİLLİYET zamanının en iyi gazetesiydi. Spora çok önem verirdi. Fatih Terim gazeteyi yere atıp ayağa kalktı ve soyunma odasına gidip giyinmeye başladı. Ve işyerinin yolunu tuttu.

Gazetedeydim telefon çaldı. Arayan Fatih Terim'di. Mikrofonda sinirli bir ses vardı: "Ferhan yazını okudum. Ve bu saatten sonra Galatasaray'a gitmiyorum. İstersen yanıma gel." Gittim.

Ertesi gün MİLLİYET'in manşeti şöyle çıkmıştı: "İstenmediğim yerde durmam!"

Fatih Terim kaldı, İviç durmadı gitti. 1985'de Terim Fenerbahçe stadında futbolu bıraktı.

BAŞARILARLA DOLU HOCALIK
Fatih Terim o yıllarda hocalık yapmayı kafasına koymuştu. Ankaragücü ve Göztepe deneyimlerinden sonra 1990'lı yılların başında Milli takımda teknik direktör Piontek'in yardımcısı olmuştu. Çok çalışıyor ve ciddiyeti ile dikkat çekiyordu. Sonra Milli takımın başına geldi. Milli takım 1996 Avrupa şampiyonasına katılacaktı. Büyük başarıydı.

Fatih Terim 1996 Avrupa Şampiyonası sonrası Milli takımı bıraktı. Galatasaray'ın başına geçti. Tam dört yıl aralıksız ligi kazandı. UEFA Kupasını İngilizlerin elinden söke söke aldı. Sonra İtalya'nın iddialı takımlarından Fiorentina'nın başına geçti. Ardından Milan. Terim Türkiye dönüşü yine Galatasaray'a geldi. Ardından bir daha. Her gelişinde ortalığı ayağa kaldırıyor, şampiyonluklar birbiri ardına geliyordu. Türkiye'nin en başarılı hocasıydı. Haksızlığa hiç tahammülü yoktu .Ama başına ne gelirse "dobra oluşundan" geliyordu. Kıskanılıyordu. Kendisini 'çekemeyen' futbol camiasında çok adam vardı. 2018'de yine Galatasaray teknik direktörü oldu.

FATİH TERİM Mİ, CENGİZ Mİ?
Galatasaray'da başkan Mustafa Cengiz seçilmişti. Cengiz'i kongrede tanıyan yoktu. Ama İnan Kıraç son anda 'icazet' vemiş ve başkan seçtirmişti. Mustafa Cengiz Nizipliydi. Futboldan hiç anlamazdı. Ecevit'i çok severdi. Köy-Koop'ların kurucusuydu. Tanzim satışların ilk ve son müdürüydü. Ama Galatasaray'ın başkanlığı 'bol' gelmişti. Taşıyamıyor ve ne söylese olay oluyordu. Geçen hafta Fatih Terim maçtan sonra "Ben konuşmak istemiyorum. Sonra ceza alıyorum. Başkaları konuşsun" demişti. Başkan Mustafa Cengiz'de buna çok ağır yanıt vermişti: "Herkes görevini yapsın."

Ortalık karışıktı. Terim ile Cengiz birbirine girmişti. İnan Kıraç'ın araya girip sakinleştirdiği söyleniyordu. Ama Çarşamba günkü Divan toplantısında kan gövdeyi götürmüştü. Üyelerden avukat Sedat Doğan, Divan başkanı Eşref Hamamcıoğlu, Ömer Tümay, Naci Ekşi çok ağır ithamlarda bulunuyorlar ama Cengiz sesini çıkartmıyordu. Anlaşılan bu konu daha çok su götürecek gibi görünüyor.

YORUM YAP