İbrahim Çeşmecioğlu

BOZA DA PEK BİR GÜZEL MİYMİŞ!?

Türkiye Cumhuriyeti'ne gelene kadar, on altısı büyük, yüz on ikisi daha küçük ve beylik olmak üzere, toplam yüz yirmi sekiz devlet, medeniyet, kültür oluşturmuştur soyum... Bu tarihsel gerçek ve doku, izini binyıllarca korumuş, sürdürmüş; umudunu, düşünü ve devamını, ustalıkla sürdürmüştür dostlar...
Ve işte 1919'a gelindiğinde, uğursuzluğun, hainliğin, sanki tarihin bizim için yazdığı yasası ve başımızın belasıymış gibi içimize sokulduğu; işbirlikçi rezillerin desteği, siyahı utandıran karanlıklarıyla, ulus olarak bitkin, bedbin, hatta umutsuzluğumuzu, geleceğine çıkar ve zenginlik olarak yansıtmaları sebep ve zulmüyle karşı karşıyaydık...
Çatır çatır pazarlık yapıyor ve satıyorlardı binlerce yıllık değer ve inşamızı. Umudumuzu içteki hainler, sırtlanlar; yarınımızı ve yaşama kutsal bağlılığımızı, "manda" tasarcıları-emperyalistler bitirmek istiyorlardı...
Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı'nın sınırlarını, varlığını sürdürebilmesi mucizelere kalmıştı; umum vaziyet buydu ve felaketti...
Bu sarsak, bitmiş, kanına çiyanlar dadanmış ulusun, düşünüp yorumlamayı bırak, haline ağlayıp üzülecek mecali dahi kalmamıştı...
Çünkü bazen hastalar, hasta olduğunu bile unuturlar... acıdan!
Bu iç burkan durumu, yeni ve büyük bir umutla yola çıkan, Mustafa Kemal ile arkadaşları, yani Ankara hükümeti üstlenecekti. Kimseye ödün vermeden, öykünmeden, diz çökmeden vakarla, milyonlarca yıllık kadim Anadolu kimyasını ve ulusunu ayağa kaldıracaktı...
Öylede oldu, ne yenildik ne diz çöktük
Ve ne de tarihin, uğursuz yasasını kabul ettik...
Aç yırtıcılar iştahı ve saldırganlığıyla üstümüze çullanan İtilaf Devletlerine karşı verilen önemli gayret ve Kurtuluş mücadelemizde ise dönemin Rusya lideri Lenin :
39 000 adet tüfek,
327 makinalı tüfek,
54 top, 147 000 top mermisi,
1 000 000 ruble ve 200 kg altın,
2 adet avcı botu,
tam tamına 63 milyon fişek göndermiştir...
Şimdi, sakın ha bana "çıkarları vardı da, öyle yaptılar, "
"Böyle davranarak, ülkesine olan saldırıyı önlediler, "
"Rejimine olan düşmanlığı, topraklarına sıçramadan, güneyde ve aşağıda bitirdiler... "
falan demez ve hüküm verip kendinizi küçültmezsiniz... Çünkü tarih; bilimsel yönelim, yoğun uğraş, analiz ile yoğun emek, yorum gerektirir. Slogan ve gargarayla olmaz yani!
Anlamıyor musunuz?
Ya onurla var olacak ve devam edecek,
Ya da; sürgün, esir, onursuz kalacaksınız...
Bir yol daha var...yok olacaksınız!!!
Çünkü sömürünün sıktığı kurşun, serseri kurşun değildir. Hesabı ve adresi olan kurşundur!
Ne...
Ne diyorsun...
Boza da pek bir güzel miymiş?

YORUM YAP