Adil Sirkecioğlu

Alt Destek Mi Önemli, Üst Destek Mi?



Geçtiğimiz dönem 2004-2009 arası üst destek imkânlarının son noktasına kadar kullanıldığına inananlardanım. O günün şartlarında çok büyük bir borçla devralınan Silivri Belediyesi’nin bütçesi hiçbir hizmetin verilmesine müsaade etmezdi.
Altyapı, doğalgaz, asfaltlama çalışmaları, belediye binası, adliye ve hastane gibi dinlemekten ilçe başkanının bile sıkıldığı birçok hizmet üst destek sayesinde oldu. Bu hizmetlerin elde edilmesinde belediye başkanının girişken yapısını göz ardı etmemek gerekir. Bu yapıya benimde, Silivri de objektif olabilen hiçbir vatandaşın da itirazı olduğunu sanmıyorum.
Tartışılacak konu: Üst desteği fazlasıyla elde eden başkanın, alt desteğin de beraberinde geleceğini zannetmesidir. Zafer sarhoşluğu o kadar üst noktalara ulaştı ki, ibre bir ara 92,9’u gösterdi. ‘Hizmetler çok iyi’ diyen vatandaşın her sözü "Sen çok iyi başkansın" şeklinde algılandı. Yapılan ikaz ve ihtarlar hainlik mertebesinde görülüp, seçimden sonra hesabı sorulmak üzere not alındı. 2004’te ihanetlerin bile organizesi yapılabilirken 2009’da sadakatlerin organizesine hiç gerek duyulmadı.
Sonuç? Mağlubiyet! Demek ki üst desteğin sınırsız olması, alt destek olmadan kazanmaya yetmiyor.
Sürekli başa kakılan üst destek imkânları, alt desteği neticesi ne olursa olsun başkaca arayışa mecbur bıraktı. Başa kakılan hizmet yerine, desteği talep edilen yönetim anlayışını tercih etti.
Bu günkü SBB yönetimi böyle bir tercihin sonucudur. Bile bile lades diyen alt desteğin kredisi ve hoş görüsü devam edecektir. Hele de üst desteği yeterli görenlerin yönetim anlayışı değişmez ve üst destek imkânlarını koz olarak kullanma niyeti sürdükçe daha da büyüyecektir.
Üst desteğin avantajlarına rağmen, alt destekle işbaşına gelen bu günkü yönetim tersi bir anlayış içinde. Alt destek yeterli, üst desteğe ihtiyaç yok düşüncesi belki görev başındakilere rahatlık sağlar ama uzun vadede Silivri'ye zararlı olur.
Alt desteği devam ettirmenin ustaca manevralarına şahit oluyor ve takdir ediyorum. İlkyazıma karşı gösterilen anlayışı ve gereği yapılacak yaklaşımlarına alışık olmadığımı itiraf etmeliyim. Bir önceki dönemde ne yazarsan yaz, ne söylersen söyle oralı olmayan bir yönetim tarzı mı, yoksa bu günkü mü diye sorarsam; tabi ki bugünlerin devam etmesinden yanayım. İstemeden alt desteğe dahil olmuş gözüksem de ne gam! Geçmişte "Payıma düşeni aldım" diyen bir Namık Öndeş vardı. Şimdi topyekûn bir algılama ve etkilenme olduğunu hissetmek bile büyük mutluluk. Öndeş'in eski CHP belde başkanı olduğu düşünülürse, sol bu işi biliyor demekten ve kabul etmekten geri kalamıyorum.
Yapmış olduğum eleştirilere rağmen hoş geldin deme nezaketini gösterip "Meclis toplantısı üzerine yapmış olduğu yorumdan payımı aldım, teşekkür ediyorum." Diyen meclis üyeme ne söyleyebilirim? Ben de teşekkür ediyorum. Yine de "Belediye yönetiminde en büyük sorumluluk başkandadır ve gayet tabii ki, en büyük yetki de ondadır." Satırlarıyla biten son iki paragrafın, benim havlu atacak iddiamı güçlendirmiş olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Hoş bulduk olarak kabul edileceğime eminim.
Meclise alt destek tarafından bakıldığında sağ tarafta aynı vurdumduymazlığın devam ettiğini görüyorum. Geçmişte ağlayarak başkanına koşanlardan, bu sefer tın bile gelmedi. Üst destek bizim arkamızda, alt desteğe gerek yok havası devam ediyor demek ki! Hâlbuki yapılacak bir açıklamayı seve seve köşeme taşımaya hazırdım. Bundan sonra her bahsi geçtiğinde Mim İnci Aydar şeklinde yazacağım. Savcılık soruşturma açarsa meclis tutanaklarını ve ilgililerin tavrını delil göstereceğim. Hüseyin sayesinde meclis üyesi oldum ama Hüseyin'e ben kaybettirdim rahatlığı ve vurdumduymazlığıyla oturulan koltuklar çok şeyler kaybettirir.
İyi insan, filan köyün damadı, bizim adamımız gibi özelliklerle devam etmek ya da ettirilmek hiçbir fayda sağlamıyor. Tam tersi karşı tarafa olan alt desteğin çoğalmasına neden oluyor. Bütün Ak Partili üyelerin teamülü net olarak ortaya çıkmışken, bulunduğum yerde kaç gün geçirirsem beyliktir mantığı; en başta Ak Partiye sonra da Silivri'ye zarar veriyor. Çevre ve üst istemese de gereği yapılmalı. Geç bile kalındı.
Bu günkü belediye yönetimi sadece alt destekle devam etmenin sonucunun iyi olmayacağını biran evvel görmeli. Üst desteği sağlamanın yolu bir şekilde bulunmalı. "Aradım, ulaşamadım, geri dönmediniz" mazeretleri, gelecekte pişmanlığa yol açmasın. Kadir Baba'ya teşekkür levhasının sökülmesi kötü bir başlangıç olduysa da, telafisi mümkün. Levhanın sökülmesi bu gün oturduğumuz koltukları Kadir Baba’ya borçlu olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor.
Kendine, partisine, Silivri'ye faydalı olmayı düşünen bir Hüseyin Turan'ın da kendine gelmesi, atacağı adımların hesabını biran önce yapması gerekiyor. Geçmişte göz ardı edilen alt desteğin, bugün rakipten yana büyük bir hoş görüyle devam etmesinde payı çok fazla, Kısaca Işıklar sevdası, H. Turan husumetinden besleniyor!
Damat kalmayın; koca kalın, başkan kalın…

YORUM YAP