Ahmet Yücegök

ZAMANI MI?

Hafta içinde Silivri'de en çok konuşulan “Boğluca Deresi'ndeki Gümüşoğlu Apartmanı Yıkımı…”
Evet, tüm hafta bu konuşuldu diyebilirim…
Şu kadarını söyleyeyim; zamanlaması çok kötü…
Ve o ne vahşi yıkımdı öyle!
Sahil toz içinde.
Çay bahçeleri, balık satış yerleri.
Tamamı toz – duman…
İnanın rüzgarın poyraz estiği saatlerde toz bulutu Bandırma'yı boylamıştır…
***
Yıkımı Büyük Şehir Belediyesi yapıyor.
Kadir Topbaş'ın bilgisi dahilinde olup olmadığını bilmiyorum…
Ama gördüğüm; yıkım gerçekten “vahşi, ilkel” bir şekilde yapılıyor…
Başta yakınındaki dükkanlar olmak üzere…
Bir o kadar dükkan kaç gündür perişan…
Zaten… Ramazan dolayısıyla işler durgundu…
Bu yıkım üzerine “tüy dikti”…
Kimse kusura bakılmasın ama; böyle iş olmaz. Teknolojinin ulaştığı bu noktada yıkım böyle yapılmaz...
Başka yerlerde yapılan benzer yıkımları izliyoruz. Orada görüyoruz; onlarca kat yükseklikte bina…
Etrafına zerre kadar zarar vermeden yerle bir ediliyor…
Ha “OHAL” var. Belki de “Bunları söylemenin zamanı mı?” diyen olur…
Ona karşı da… İyi de “yıkımın zamanı mı?” diyorum… İyi haftalar…

OHAL'DE SİLİVRİ
Silivri… 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrası…
Yine bildiğimiz Silivri…
Geçmişte de böyleydi…
Övünmek gibi olmasın ama…
En huzurlu yerlerdendir…

VE HAPİSHANEMİZ
“Silivri Hapishanesi”
Bu ismi hiç sevmedim… Lakin bilinen nedenle adı sık duyulur oldu…
Önü her gün tıklım, tıklım, deniyor…
Biliyorum huzur içindeki Silivri ile uygun düşmeyen bir mekan “Silivri Hapishanesi” diyeceksiniz ve haklısınız… Da… Öte yandan gelen gideni görmüyoruz ya… O yüzden… “Boş ver” diyorum kendi kendime… Ha yanlış anlaşılmasın “Silivri'ye hapishane istemi-yoruz” diye sesimizi arşa kadar duyurduk ama dinletemedik…
Sonuç olarak “hapishane” yapıldı…
O hapishane sayesinde en fazla taraftarı olan Fenerbahçe Spor Kulübünün Başkanı Aziz Yıldırım'ı ağırladık…
Yine… O meşhur “Ergenekon”, “Balyoz” gibi davaları nedeniyle ordumuzun komuta kademesinin neredeyse tamamını misafir ettik yıllarca…
Bu arada… Bol, bol gaz yedik…
İçerdeki tutsakları görmek için gelenlere kışın en soğuk günlerin üzerine su sıktılar o hapishane sayesinde…
***
Kısaca…
Silivri'nin “Hapishane” ile anılmasını, ilk önce kabul etmekte çok zorlandık ama…
İçimizden… “Ne yapalım Silivri bizim son durağımız, gidecek başka bir yerimiz yok” diyerek, varlığına alıştık…

SİLİVRİ'DE İZİ OLANLAR (2)
Netice… SESAN Çuval Fabrikası öncülüğünde o toplanan paralar boşa gitmedi…
O paralarla; Kireç fabrikası, İplik Fabrikası, Un fabrikası üretime sokuldu…
Ortaklar değişti ama…
O insanların, çocuklarını geleceği için yatırdıkları paralar ve verdikleri emekler boşa gitmedi diyebilirim…
Bu günden bakıp o günlerde parası çok olup bu girişimlere ortak olanlardan memnun olmayanlar da oldu. O para ile daha çok kazanırdım diyenlerin de olduğunu biliyorum…
“Kentlerin de hafızası vardır” diyebilmek adına…
Her hafta olmasa bile…
Zaman, zaman Silivri'de izi olanları yazmaya devam edeceğim…

ŞİMDİLİK DİYECEĞİM
Bakanlar Kurulu'nun çıkardığı “Kanun Hükmünde Kararname” sayısının üçüncüsünü televizyon haberlerinden dinledi…
“Sıkıyönetim Bildirileri” aklıma geldi.
O günkü yönetimler… Buna benzer kararları açıklarken nasıl tedirginlik duymuşsam, aynısını yaşadım diyebilirim…
Evet, 15 Temmuz gecesi inanılmaz bir geceydi. Televizyonlarını ilk açan kişi görüntülere bakınca, sanki film seyrediyor gibiydi, hala bu devirde tanklarla Boğaz Köprüsünü, kesip darbeye kalkışacak, emirlerine uymayana ateş açabilecek kadar gözü dönmüş komutanların varlığına inanmak gerçekten zordu…
***
15 Temmuz gecesinden bu güne inanılmaz gelişmeler yaşıyoruz…
O gece meclisteki partilerin tümünün bir araya gelmesi.
Hatta, darbecilere birlikte meydan okuması…
Bunlar, uzun zamandır göremediğimiz görüntüler…
Bunlar… Özlenen fotoğraf kareleri...
Hani, nerdeyse… “Bunu, böyle bire olayı bekliyorlarmış” diyebileceğimiz görüntüler bunlar… Şimdilik diyeceğim bunlar…

İKTİDAR VE MUHALEFET
Nasıl ki takımın şampiyon olması veya olmamsından kulüp yönetimi sorumlu ise ülkede de iktidarda kim varsa o sorumludur…
Çünkü yetki ondadır…
İlk önce. Bunu bir kenara yazayım…
Şimdi… İlk akşamdan bu güne iktidarın muhalefete bakışı...
Muhalefetin de, iktidarın darbe ile ilgili her hamlesine destek vermesi gerçekten takdire değerdi…
Herkesi rahatlattı, diyebilirim…
Ve… Şu an bu görüntülerin, kalıcı olması beklentisi, hala çok fazla…

İLLE VELAKİN
Evet… 15 Temmuz kanlı darbe girişimi bastırıldı…
Şimdi görev OHAL görevlilerinde…
O nedenle… “Her akşam kamyonlarla, kepçelerle, ambulanslar eşliğinde ve korna sesleri eşliğinde yapılan şehir içi turalamalar”
Meydanlarda toplanmalar…
Kışlaların önünde duran çöp kamyonları ve kepçeler…
İktidar yetkililerinin…
İkide bir “Taksim'e topçu kışlasını yapacağız” gibi söylemler ile muhalefetin sinir uçlarına dokunmalar…
Bunlar… Son günlerin bu güzel havasına zarar vermemeli…
Muhalefet de…
“Dün, dünde kaldı bu gün yeni bir şeyler söylemek lazım” sözünden yola çıkarak.
“Düne kadar ortaktınız, siz besleyip büyüttünüz, ne istediler de vermedik diyen sizdiniz” söylemine son vermeli…
Ayrıca herkes şöyle arkasına yaslanıp özeleştiri yapmalı… Kendine gelmeli.
***
Linç ve işkence…
Aman ha… Zinhar ve zinhar… Çağrıştıracak görüntülere bile izin verilmemeli…
İlle velakin yaşın yanında kuru yanmaması için… Adalet işlemeli...

TAPU VE ECRİMİSİL
Özetle konumuz; “Tapu ve Ecrimisil” meselesi…
Bu mesele dün olduğu gibi bu günde çözüm bekliyor…
Hem de acilen… Ha sakın ola OHAL demeyin sonra çok üzülürsünüz.
Evet yetkili ve sorumlulara duyurulur…

YORUM YAP