Hüseyin Kuru

Sektörel durum raporları…

Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan raporlar ve sektörel verilerden devam edelim.. GYODER Gösterge Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2020 2. Çeyrek Raporu'na göre, ekonomide toparlanma işaretleri konut satış rakamlarında gözlemleniyor.

2019 yılı son çeyreği gerek ekonomik gerekse ticari faaliyetlerin oldukça canlı olduğu bir dönem olmuştur. Süreç 2020 yılının ilk iki aylık döneminde de devam etmiştir. Ancak 2020 Mart ayı itibarı ile küresel bir boyuta ulaşan covid-19 salgını diğer ülkeler gibi Türkiye'yi de etkilemiştir. Mayıs ayında açıklanan 2020 yılı ilk çeyreğine ait büyüme rakamları da yukarıda ifade ettiğimiz tespiti doğrular nitelikte gerçekleşmiştir. 2020 yılının aynı döneminde konut satış rakamları 624 bine ulaştı. Buna göre;

  • GSYH 2020 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,5 yükselmiştir.
  • GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde ise 2020 yılı birinci çeyreğinde bir

önce ki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; diğer hizmet faaliyetleri yüzde 12,1, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 10,7, sanayi yüzde 6,2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 4,6, hizmetler yüzde 3,4, tarım yüzde 3,0, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 1,9 ve finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 1,6 arttı. İnşaat sektörü ise yüzde 1,5 azalmıştır.

                                                        ***

Pandemi sonrası başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca alınan önlemler, proaktif yaklaşımlar sektöre can suyu olmuş, toparlanma eğilimini güçlendirmiştir. İnşaat sektöründe yüzde 1,5 seviyesinde yaşanan gerileme ise hızlı yaşanan küçülmelerden sonra eğilim değişiminin ilk işareti olarak adlandırılabilir. Sektörü bu bağlamda büyük bir yük trenine benzetebiliriz, ivmelenmesi ve durması diğer sektörlere göre biraz daha zaman almaktadır.

İkinci çeyrekte sektörlerin tanımına yakını istenilen performansı göstermeseler de alınan tedbirler özellikle ikinci çeyreğin sonu itibarıyla gözle görülür bir toparlanmayı işaret etmektedir.

                                                        ***

Söz konusu toparlanma işaretlerini konut satış rakamlarında gözlemlenmektedir.

2019 yılının ilk yarısında toplam konut satışları 505 bin olurken 2020 yılının aynı döneminde 624 bin rakamına ulaşarak yüzde 23,5'lik bir artış sağlamıştır.

Artışı tetikleyen en önemli unsurlar ise; pandemi nedeniyle yaşanan kapanma sürecinin bitmesi, özellikle kredi faizlerinde kamu bankaları önderliğinde sağlanan keskin düşüş ve ertelenen talebin etkili olduğu görülmektedir.

Diğer yandan birkaç yıldır yeni konut arzının giderek düşmesi de talebin yükselmesinde diğer bir tetikleyici olmuştur.

Hâlihazırda pazarda bekleyen konutların talep görmesi önemli bir stok düşüşünü de getirmiştir. Yılın ilk yarısı itibariyle ipotekli konut satışı rakamlarına baktığımızda 266 bin değerine ulaştığı görülmektedir.

Söz konusu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 221'lik bir artışı ifade etmektedir.

İnşaat ve Gayrimenkul Sektöründe Dönüşüm

Hem inşaat hem de gayrimenkul sektöründe hizmet veren işletmelerin kurumsallaşması ve risk yönetimine daha fazla önem vermeleri gereği ortadadır. İnşaat ve Gayrimenkul sektörü de dünyadaki bu değişimlere bağlı olarak kendisine yol çizmek durumundadır. İnşaat sektörü değişkenlerini çok dikkatli bir biçimde ve belli bir vadede analiz edilmesi gerekliliği açıktır. Bu nedenle piyasanın dinamikleri ve beklentilerinde analizler içinde düşünülmesi gerekmektedir.

Diğer yandan sektörün sadece yapım ve üretim aşamasından ibaret olduğu düşünülmemeli alt sektörleri ile ciddi bir ekonomik büyüklüğe ulaştığı unutulmamalıdır. Öyle ki imalat ve sanayi üretimleri de inşaat sektörünün genel eğilimleriyle birlikte hareket etmektedir. Keza istihdam yaratma ve işsizliği önleme açısından da sektörün makroekonomik olarak çok ciddi katkı sağladığı ortadadır.

Öte yandan ‘Z' kuşağı ve sonrasına ait değişen beğeniler, eğilimler artık karar alma süreçlerini giderek daha fazla etkilemektedir. Dolayısıyla her sektörde olduğu gibi tüketici şartlarına göre değişimin etkisi gayrimenkul sektörü ve bileşenlerini de etkileyecektir. Başka dikkat çeken bir gelişmede ‘pandemi' nedeniyle değişen ihtiyaç ve tüketim eğilimidir. Dolayısıyla bina yapısından, mimariye, kullanılan temel malzemeden, çevreye duyarlılığa kadar pek çok unsur artık söz konusu değişim gözetilerek yatırım kararları alınmalıdır.

Yapım, kullanım, tüketim kalıpları büyük bir değişim yaşayan inşaat sektöründe finansal kaynak kullanımları da farklılaşmak durumundadır. Aşağıda öneriler bölümünde ifade ettiğimiz gibi, gayrimenkul ve haklarına dayalı ‘menkul kıymetleştirme' ve özgün kurumların hayata geçmesi sektör dışında sosyoekonomik olarak da ülkemiz için önem arz etmektedir.

Türk inşaat ve konut sektörü büyüyen Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya devam edecektir. Demografik ve ekonomik gelişmeler göz önüne alınıp dünya ile kıyaslandığında sektörün daha çok potansiyel içerdiği görülecektir. Dolayısı ile gerek ülkemiz ile ilgili gerekse sektörle ilgili istikrar ve dinamik yapı devam ettikçe orta vadede eğilim büyüme yönünde olacaktır.

İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü İle İlgili Öneriler

İnşaat ve Gayrimenkul sektörünün öngörülebilir bir şekilde belli bir eğilimde büyümesi hem ekonominin geneli hem de sektör için hayatiyet arz etmektedir. Bu bağlamda hem yasal hem de kurumsal düzenlemelere ihtiyaç duyduğu bir gerçektir.

Söz konusu amaçla;

  • Gayrimenkul ve buna bağlı haklar ile ilgili tüm istatistiklerin tutulup analiz edileceği ve raporlama yapabilecek analiz-veri merkezi kurulması gerekliliği ön plana çıkmıştır. Taşınmaz varlık yatırımları ve piyasanın daha iyi analiz edilebilmesi için daha şeffaf ve detaylı veriye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yapıya kamu ile meslek örgütleri ve/veya akademik çevrelerinde katılımıyla oluşturulabilecek özerk bir yapılanma ile katkı sağlanabilir.
  • Gayrimenkule dayalı finansal ürünler için alt yapının tamamlanması ve ürün çeşitlendirilmesi için gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması yerinde olacaktır. Ayrıca BIST bünyesinde gayrimenkule dayalı menkul kıymetler ve haklar pazarının açılması bu konuda ihtiyaç duyulan ikincil pazarın da gelişmesini sağlayacaktır.
  • Bu amaçla yurt dışında örneği olan bir kurumun, ipotek sistemleri ile menkul kıymetleştirme yapabileceği ve düşük gelir sahiplerine uzun vadeli düşük faizli kredi sağlayabileceği bir alt yapının oluşturulması yerinde olacaktır. Aynı zamanda gayrimenkule dayalı hakların menkul kıymetleştirilerek bu konuda uzmanlaşması ve piyasa yapıcısı durumuna gelmesi de ekonomimiz için önemli bir kazanım olacaktır.
  • Hem ülke ekonomisinin hem de sektör ve tüketicilerin uzun vadeli ipoteğe dayalı menkul kıymet çıkarıp gerçek anlamda mortgage kredisi verecek ve piyasa yapıcı özelliği ile de menkul kıymet ihracında bulunacak bir bankaya (Freddie Mac veya Fannie Mae gibi) ihtiyaç bulunmaktadır.
  • Halen çalışmaları devam eden imar yönetmeliklerinde nüfus yoğunluğu, alt yapı

durumu, deprem, salgın ve diğer doğal afetler gibi durumlara ve şehirleşme planlarına göre düzenlemelerin yapılarak kentsel dönüşümün bu yönde hızlandırılması için il bazında özel teşviklerin verilmesi, Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının kurulması ve bununla ilgili Belediyelere özendirici teşvikler verilmesi, tarım altyapı gyo' ların hayata geçirilmesi, Belediyeler tarafından en az yüzde yetmiş tamamlama belgesi verilmiş ancak iskân alınamamış (yüklenicinin mali olarak zor duruma düşmesi veya sair nedenlerden ötürü) binalar için iskân şartlarını yerine getirmek kaydıyla tapu ve diğer harçlarda indirim yapılarak kat maliklerince ödenmesi kolaylığının sağlanması,

  • Yabancıya yapılan konut satışlarının ihracat gibi nitelendirilmesi,
  • Orta ve orta alt gelir grubuna ait konut ihtiyacını karşılamak amacıyla bu konuya özel kooperatiflerin (veya sandıkların) kurulması düşünülüyor. (emlakkulisi.com)

                                                        ***

Koronavirüs salgınının hemen hemen etkilemediği sektör bulunmazken, Türk ekonomisinin lokomotifi olan inşaat ve gayrimenkul sektörü de salgından olumsuz etkilendi. Bu süreçte sektörde bazı düşüncelerde sarf-ı nazar ediliyor.. konut finansmanında kredilendirme oranı %80 olan oranın %90 seviyesine çıkarılması ile konut almak isteyen alt ve orta gelir grubundaki alıcılar için bu desteğin önemli olduğuna dikkat çekildi.

TÜİK verilerine göre, yabancılara yönelik konut satışlarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22 arttığı ve bu konuda lider ilin İstanbul olduğunu açıklandı.

Ancak Mart ayında başlayan covid-19 salgınıyla gayrimenkul sektörü yabancı satışlarında ciddi düşmeler yaşandı.. ülkelerinden gelemeyen yatırımcılar tekrar 15.Temmuz dan itibaren Türkiye'ye gelerek hem emlak yatırımlarını, hem de özellikle ülkemizin sağlık sektöründe yaşanan tedavi hizmetleri ile artık ülkemizde uzun vadeli bir yaşamı düşünerek vatandaşlık başvurularına olan talepleri arttı.

İşin özeti şudur; "Yabancılara konut satışının hem sektörümüze hem de ülke ekonomisine katkısını göz ardı etmemek gerekiyor. Küresel çapta olan bu salgının tüm dünyada etkisini yitirmesiyle birlikte yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin katlanarak artacağına inanıyoruz" denildi.

Konut tipi olarak ise yeni dönemde müstakil yaşamın benimseneceğini, daha çok yeşil alana sahip izole yaşam sağlayan projelerin revaçta olacağına dikkat çekilerek

Kovid-19 salgını sürecinde 'evde kal' tedbirleri sonrasında vatandaşların müstakil ev arayışları arttı. Tabi bu salgın illetinin nihayete ereceği tarihte belli olmadığı için bahçeli ev yaşamı daha da revaç bulacağını düşünüyorum.

İyi haftalar...

YORUM YAP