Adil Sirkecioğlu

Rehavetle ihanet arasındaki ince çizgi

Bu satırları okuduğunuzda seçimler bitmiş Silivri ve ülke genelinde sonuçlar alınmış olacaktır. İktidar-koalisyon-baraj tartışmalarının neticelenmiş olabileceğini sanmıyorum. Dilerim sonuçlar hayırlara vesile olur, karışıklık ve iç savaş çıkartma niyetlilerinin hevesleri kursaklarında kalır.
Bizim memlekette adettendir. Sonuçlar açıklandığında anket şirketleri başta olmak üzere herkes kimin ne kadar oy alacağını kestirmiş hatta bilmiş olur. Sonradan bilenlerden, ‘ben demiştim’ diyenlerden olmamak için; seçimden önce yazdığım yazının, seçimden sonra yayınlanmasını istedim. Bütün yanılma, sıcakta üstü açık yatmış eleştirilerini de peşinen kabullenmiş oluyorum.
Lafı, kelimeleri, satırları evirip çevirmeden direk mevzuya dalıyorum. HDP barajı geçemeyecek. Bütün mavi boncuk dağıtmalara, cilalamalara, ülkenin kaderini belirleyen parti konumuna getirilmesine karşın aldıkları netice hüsran olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki sempati bu seçimde akıllıca kullanılmadı. "Barajı geçemezsek kaos çıkartırız” olgusu yerine, "Barajı geçemezsek bile kendi hatalarımızdan ders alırız” yaklaşımı sergilenebilseydi daha etkili olurdu. HDP alabilecek oy sınırı %9’u buldu kaldı. Tıkandığı yer Alevi oyları oldu. CHP listelerinde seçilebilecek daha çok alevi varken, HDP oy vermelerinin anlamsızlığı HDP’yi baraj altında bıraktı. Buna barajı geçemeyen HDP karşılığında, dediğini daha çok yaptırmanın zevkini yaşayacak dağdakilerin etkisini de eklemeliyiz.
Kılıçdaroğlu "% 30’u bulduk” derken, beş puan yukarıdan konuşuyordu. Hedefini ne kadar gerçekleştirebileceğini hepimiz merak ediyoruz. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu mağlubiyet rekorlarına yeni bir çentik atarken, AK Parti’deki gerilemeyi başarı kabul edecekler. AK Parti her türlü yıpranmışlığına rağmen her kesimin partisi olmaya devam ederken; HDP Kürtlerin, MHP Türklerin, CHP Alevilerin partisi olarak görülmesi, gösterilmesi siyasetimiz ve devlet yönetimimiz için büyük handikap. Böyle devam ettiği sürece AK Parti gider, Pak Parti gelir! Değişen bir şey olmaz.
MHP’nin "birlikte yürüyelim” niyeti gerçekçi bulunduğu ölçüde karşılık bulacak gibi gözüküyor. Asıl mesele seçim sonunda oy verenlerle birlikte yürüme niyeti MHP’nin akıbetini belirleyici olacaktır. Alevilere verdiği güven kadar, Kürtlere de güven vermesi gerekiyor. Anketlerin üzerinde oy alacağını düşünüyorum. Çok yanılırsam ana muhalefet partisi olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan rehavetin farkına geç vardı. İhanetin varlığını seçim sonuçlarından sonra değerlendirecek. İhanet niyetiyle seçime girenlerin suçlayacakları Davutoğlu şıkkı çok önceden hazırlandı maalesef. Başkanlık, vatan sevdası, istikrarın devamı, oylarını artırmak, davaya sahip çıkmak gibi fuzuli işlerle meşguliyet yerine; kendi ikbal ve menfaatlerini öne almak ihanet ötesi bir duyguyu da taşıyor şüphesindeyim. İhanet edenler aranacaksa yardıma hazırım. İlk sıraya "Siz Erdoğan’dan, Davutoğlu’ndan daha mı AK Partilisiniz?” baskısıyla her istediğini yapma, yaptırma hakkını görenleri koyabiliriz. Büyüklerinden gördüğü gibi davranma mecburiyeti hissedip "yolda bulduklarına” tenezzül etmeyenleri masum sayabiliriz.
Geneldeki tablo yereli etkileyecek gibi gözükse de bir göz atalım. Silivri AK Parti bütün hata, yanlış, ihanet ve arızalarına rağmen açık ara birinci parti. Kendi başarılarından daha çok diğer faktörler önem arz edecek. Yokluklarla sabır testine tabi tutulan Demiral neticeye sevinebilir, AK Partililer üzülse bile! "Adil Abine selam verme” emrini sonuna kadar uyguladığı için ödül dahi alabilir. Şu kadar sitemimi maruz görün. Bunca tecrübeden sonra siyaset yapmak için icazet talep edecek değilim. Bilakis siyaset yapacaklar icazet almak zorunda. Eee ne de olsa altı bin oya hükmeden Trakya aşiret ağasıyım!
CHP’nin yerelini iki miting belirledi. Değirmenköy’de birinci, Silivri merkezde üçüncü parti.
CHP kızanların uzaklaştığı parti olurken, MHP toparlayıcı hüviyet kazanacak. HDP’ye kızan, ampule kızan, Işıklar’a kızan, Halk Ekmeğe kızan MHP’ye oy verecek. Silivri’de MHP’nin % 20 olması sürpriz kabul edilmeyecek. Aldıkları oyla 2019 seçimlerini etkileyecek konuma gelecekler. Mühim olan aldıkları oya layık siyaset yapıp yapamayacakları. Onu da zaman gösterecek.
HDP geneldeki tablonun aksine Silivri’de barajı aşacak gözüküyor. En önemli konu ihanet içinde olanların arıtma tesisini manzara yerine koyup, hizmet ettiklerini iddia etmeleri.
AK Parti’nin düştüğü durumun sorumlusunu seçimden sonra herkes farklı şekilde araştıracak. Ben seçimden önce yazmış olayım. Demiral yönetimin başarısızlığını isteyen, bekleyen dava bozukları gelecek için hazırlık yapmış durumda. Her koldan bunaltılan Demiral dayanamayıp istifa edecek, efsane olmazsa çömezi kurtarıcı edasıyla alkışlarla göreve getirilecek. Belgelenmiş rehavetin ihanetini göremeyen il başkanı göstermelik baskınlarla göz boyayacak. Yazık ettik AK Partiye. Ben "Erdoğan’dan, Davutoğlu’ndan daha çok AK Partiliyim” diyenleri arıyorum. Varsa seslerini duymak istiyorum. AK Partili yerine mafya varı davranışlar boy gösterirse hiç şaşırmam. Hazırlıklıyım efendim…
Ülke genelindeki tabloda ağırlıklı ihtimal AK Parti’nin tek başına iktidarı. 400 vekil hayalinin gerçekleşme ihtimali kalmadığı gibi 330 da zor gözüküyor.
İkinci şık hiç kimse tarafından istenmese ve temenni edilmese de koalisyon. Ben siyaset yorumcularının aksine AK Partisiz bir koalisyonun yürümeyeceği kanaatindeyim. AK Parti-MHP koalisyonu iki parti için de, memleket menfaatleri gereği de mecburi gözüküyor. Böyle bir koalisyonda yan çizen taraf ilk yapılacak seçimde kaybeder. Memleketin "Hodri meydan” restleşmelerine tahammül edecek hali yok. Rahşan Hanım’ın "içime sindiremiyorum” hakaretlerine bile nezaket gösteren Bahçeli’nin daha bir olgunlaştığına, büyük tecrübeler yaşadığına inanmak istiyorum.
Yazının sonunda helal olsun diyebileceğiniz gibi amma sallamış diye de düşünebilirsiniz. Her ikisi de kabulümdür.
Seçimden sonra sürekli birlikte olmak dileğiyle, ihanetsiz, efsanesiz kalın; hükümetsiz, keskin sirkesiz, Hürhabersiz kalmayın.

YORUM YAP