Sevginar Sali

Ne oldum değil, ne olacağım...

Rahmetli babaannem, kullanmadığı eşyaları bir çırpıda toparlayıp atmak üzere gözden çıkartan anneme, hep söylenirdi... Annem atmak için toparlar, o gelir birçoğunu tavan arasına kaldırılmak üzere “Bunu da bulamayacağınız zamanlar gelir… Siz hiç yokluk yaşamadınız…” derdi…
Bizim çağın epey bir vebası var da; kalabalıklar içindeki yalnızlık, bolluk içindeyken doyumsuzluk, açlık en belirginleri kanımca…
Gıda Bankası 2009'da Belediye Başkanı olarak göreve başlar başlamaz Özcan Işıklar'ın hayata geçirdiği ilçemizin temel yardımlaşma kurumsal yapılarından biri.
Yeni dönemde bu hizmete farklı pencereler açılıyor…
Şöyle ki Silivri Belediyesi artık buradan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere kuru bakliyatları kendi yetiştirmeye hazırlanıyor, ilk denemeler yapıldı bile…
“Aç ve açıkta olan bize gelemese de biz onları bulup, ihtiyaç duydukları yardımları ulaştıracağız” mantığı ile hizmet anlayışı iyileştiriliyor…
Bir eli yağda bir eli balda, ya da sırf laf olsun diye şikâyet edenler, ihtiyaç duydukları şeylerin aciliyeti artsa da ona sahip olma imkanları bulunmayanları anlayamaz; çünkü tok açın halinden anlamaz, anlamamıştır, anlamayacaktır! Ama belediyelerin bu husustaki hassasiyeti ne kadar güzel anlatayım…
80 yaşını çoktan devirmiş bir kadın, yorgun bedeni kadar yaşı olan derme çatma evinin eşiğinde erzak yardımlarını getiren Silivri Belediyesi Gıda Bankası görevlilerini gördüğünde aslında komşusundan yağ istemeye gidiyordu. Bir gece önce rüyasında kendisine yardımların geleceğini gördüğüne göre hangi kaygılarla uykuya daldığını tahmin edersiniz… İhtiyacı olan malzemelerle kapısında beliren belediye görevlilerini gördüğünde hissettiklerini ben anlatmayayım siz düşünün…
Yaşlılara da tıpkı çocuklara baktığımız gibi yaklaşmalıyız bence… Her yaşlı büyük anne, büyük babamız, her çocuk bizimki kadar korunmaya muhtaç ve sevilmeyi hak ediyor…
Şimdilerde bizler çok yoğunuz, fazlaca meşguliyetlerimiz var! Oysa bizleri yetiştiren anneanneler, üzerimize titreyen dedelerimiz emek yoğun yaşamlarında bize ayıracak zamanı da bakacak imkânları da buldular… Hiç isyan etmediler, şikâyette bulunmadan bizleri pamuklara sararak, kıt kanat geçimleri içinde sonsuz sevgileriyle büyüttüler…
Bu yazı ile birlikte belediyelerin sosyal yardım çalışmalarını aşikar edip etmemesinin doğruluğu da belki aklınızı kurcalayabilir… Bence belediyeler yaptığı her işi ve hizmeti kamuoyuyla tüm açıklığıyla paylaşmalı. Neyle uğraştıklarını, ne için çabaladıklarını bilirsek vatandaş olarak isteklerimiz de beklentilerimiz de daha makul düzeyde varlığını muhafaza eder…
Bu vesile ile her türlü imkâna fazlasıyla sahip olup “Mutsuzum” diyenler varsa aramızda, depresyona girme lüksüne sahipseniz zamanın bize hazırlayabileceği kötü sürprizleri de bir düşünün derim… Kaygı değil önerdiğim, mantıklı bir ileri hesaplılık sadece…
Varsın üç beş pul daha az parlasın varlığınız : ) zamanın ziyadesiyle yoracağı kalbiniz ve bedeninize siz daima sadelikle yaklaşın ve çok iyi davranın… İhtiyacınız olandan fazlası sizi daima maddi, manevi yorar; yani yüktür. Diğer yanı ile her aşırılık bir şeylerin eksikliğidir. Bunlarla zaman kaybetmeden yüzleşin ve kendinizde olan noksanlığı tamamlayın; görmezden gelmek ya da başka yönlere bakmak çare değil… Hiçbir sorununuzun kaynağı başkası yerde değil; hepsi sizde! Çözüm de sizsiniz!
Ne oldum değil, ne olacağımı daha fazla düşünmeye ihtiyacımız olduğu aşikar…

YORUM YAP