Sevginar Sali

Kitabı ortasından okumak…

Bir şeyi ‘tartışmak' için önce ‘anlamak' gerek. Bunun ilk basamağı ise ‘tanımlamak' kuşkusuz… Geçen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününde sağ olsun MHP Meclis Üyesi Av. Sultan Aşkın önce tam olarak kadınlarımızı ‘nelerden korumamız'; şiddetin türleri, sonra da bunu ‘nasıl yapacağımızı' faydalı, ayrıntılı bir şekilde anlattı.

Yeri gelmişken cinsiyet ayrımı fark etmeksizin ‘şiddetin değil sevginin dozunu arttırmayı' kendimize hedef olarak belirlememiz gerektiğini de ilave edeyim…

Ve asıl konumuza dönelim…

Siyasete…

Yerel, bölgesel, ulusal siyasi gündemlere bakıyorum da ‘siyasetçileri anlamak için' de en başta bir ‘tanımlamaya' gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Çok basit bir ayrımdan söz edeceğim…

‘Kendisi için siyaset yapanlar' ile ‘halk için siyaset yapanlar'…

Bu ayrımı belirlemek çok kolay çünkü siyasetçi bizi bu kandıramaz sadece biz doğruları görme hususunda yeterince donanımlı, gerçekler konusunda hazımlı olmalıyız.

Siyasi çalışmaları ve programlarını kendisi ya da kısıtlı bir kitle odaklı yürütenlerin dar ve de kısır bir çerçevede kalmaları kaçınılmaz.

Ancak halkın tamamını düşünerek bir çizgide ilerleyenlerin ufku da, varacakları noktanın uzaklığı da, kazandıracakları fayda da misliyle ifade edilir. Kişisel hırs, ego ve çıkar mücadelelerinden gücü elinde bulunduranların sıyrılması da kolay bir mesele değil.

İYİ Parti İlçe Başkanı Refik Bek'in yaşadığı yıkım olayı ile ilgili anlattıklarını dinlerken kendi kendime şunu düşündüm; varsayalım ki MHP'li bir Belediye Başkanı İYİ Parti İlçe Başkanına kasıtlı olarak zarar vermek istedi. Refik Bek'in eşine ait evi yıkana kadar 400 kaçak yapıyı, sonrasında da aynı tempoda yıkımlara devam eden Belediye Başkanı görülmüş müdür? Daha önceki dönemlerden bildiğimiz örnekler var; hedef belirlenir, söz konusu işlem tek ve yalnız o kişiye uygulanır ardından konu kapatılırdı. Yani İYİ Parti İlçe Başkanı Refik Bek ile ilişkilendirilen kaçak yapıyı yıkmak için Volkan Yılmaz'ın 400 yeri yıktığını kabul etsek bile niye yıkımlara devam ettiğini neyle açıklayacağız?!

Bek'in söylemlerinde katıldığım şey Devletin hatası ve kaçak yapılaşmaya yol açması sonucunu doğuran aflar, uzayan yasal prosedür vs.

Silivri'de atıyorum 10 bin kaçak yapı yapan varsa 100 bin de bu işi prosedürüne uygun olarak yapan vardır. 10 bin'i hoş görmek sadece 100 bin'e haksızlık değil devletin düzen ve nizamını bozmaya yönelik de darbedir.

2 bin oy farkıyla seçilen bir siyasetçi kendisini düşünecek olsa 10 bin'lerin kaçak düzenine çomak sokmaya kalkışmak değil semtine uğramaz!

Her işini yasaya uygun yapılması, devletin intizamına helal gelmesin diye uğraşana bu durumda ben söyleyecek olumsuz bir şey bulamıyorum.

Volkan Yılmaz, Silivri'nin bütününü değil de sadece kendisini aday gösterenlere hizmet etmeye yönelik hedeflerini küçültmüş olsa mesela kısa bir süre önce ‘kendi tabanı' olarak tanımlanan kesimden epey eleştiri aldığı Hadise'li konserini biz tecrübe etmemiş olurduk. Mesele ne Hadise ne de konser, konu seçilen kişinin temsil hedefi ile ilintili.

Kendi çıkarları ve istikbali için, her birimizin hakkı ve hukuku düşünülerek hazırlanan yasaların etrafından dolanmak yerine; üstlendiği sorumluluklar konusunda ‘kitabı ortasından okumak' ve konuşmakla kalmayıp, sözleri ile eylemleri arasındaki makası açmamaya azami gayret gösteren Volkan Yılmaz'ın yaklaşımlarını çekiştirmek faydasız.

Kendisi yerine hepimizi düşündüğü için siyasetçi kaybetmez ama halk bunu anlamaz, anlamlandırmaz ve yanında durmaz ise geçmiş olsun.

  1. Ufuk Güler Ufuk Güler

    Sayın Refik Bek Çayırderedeki kaçak yapıyı kendi tapulu arazisine yaptığı için mi yıkıdığını yoksa kendisine ait olmayan 85 milyonun hakkı olan hazine yani devlete ait araziye yaptığı için mi yıkıldığını güzel bir şekilde basın bildirisiyle açıklamalıdır.Bizlerde böylece gerçeği öğrenmiş oluruz.

YORUM YAP