Sevginar Sali

Hibe e/derken...

Ocak 2020 meclisinde yine bir dizi hibe araç var gündemimizde… Sürecin azalmak yerine artarak devam etmesi dikkat çekiyor.
Bugün mecliste değerlendirilecek konular arasında; ‘KAR-AY Petrol San. Tic. Ltd. Şti. tarafından 36 ED 419 Plakalı, 2005 Model, BMC Marka, Kamyon (Tanker), Pehlivanoğlu İnşaat Tekstil Gıda Otomotiv Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından, 3 adet çekici ve 2 adet yarı römork dorse (damperli kasa), SRP Sadıd Road İş Makinaları Yedek Parçaları İmalat ve Dış Tic. A.Ş. tarafından, 34-00-14-2753 plakalı kanal kazıcı ve yükleyici iş makinası, KA Akaryakıt Tekstil İnş. ve Turz. Tic. Ltd. Şti. tarafından, 34 LDZ 47 plakalı, 1997 model, Hino marka, Tanker (Akaryakıt) aracı, Çay Kara İnşaat Malz. Taah. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, 34 PK 0282 plakalı, 2016 model, Serin marka, Yarı Römork aracının belediyemize bedelsiz olarak hibe edilmesi talepleri' yer alıyor…
***
Kim ne derse desin biz aslında ‘yardımsever bir milletiz', her ne kadar ‘kazın geleceği yerden tavuğu esirgemeyişimizle' övünüle bilirlik potansiyelimiz yükseklerde seyretse de…

İlk özelliğimizin (yardımseverliğimizin yani) devreye girmesi için ‘güven duyma', ‘inanmak' şartının işletilmiş olması gerekiyor. Bu zamanda bir siyasetçi, kamu yöneticisine, herhangi bir yardım sürecine itibar etmek ve sadece onlar değil tabi geri kalan pek çok şeye gittikçe zorlaşıyor… Kendimize ne kadar güveniyoruz ki başka şeyler ve kimselere bu yönden nasıl, ne kadar ilgi gösterelim!?
Bir yandan da gelir ve kâr marjları dibi boylamış, başkasına yardım mevzu bahis olunca pek çoğumuzun etinden parça gidiyordur…

Gelelim ikinci özelliğimize; ‘kazın geleceği yerden tavuğu esirgemeyişimize…'
Bir yılı geçkin süredir adaylıktan, seçilmişliğine “Kimseye kuruş hak etmediği iltiması sağlamayacağım” diye diye başımızın etini yiyen, uykudan kaldırsanız ilk bunu söyleyecek bir adamdan (Yeni belediye başkan modelimizden bahsediyorum; anlaşılmayacak gibi değil ama yine de belirtmek istedim : ) farklı beklentiye girebilen kendini uyanık sanan esasen biraz saftorik olduğunu düşünüp üzüldüklerim de var : )
Bağışçıları tanımadığım için fazla rahat belki ileri geri konuşuyorum ama onlar kendilerini biliyorsa hiçbir mesele yok zaten!
Tüm gerçeklerin farkında olarak ve tek beklentileri ‘Silivri'ye hizmet etmek derdinde bir Başkan'a destek olmak için karınca kararınca katkı sunan herkese; tabi ki tüm Silivrililer gibi ben de TEŞEKKÜR EDİYORUM…
İki kamyon bir kepçe ile ihya olacak halimiz yok ama bu dayanışma duygusu yerleşir ve yükselirse sırtımız sitti sene yere gelmez bilin… Silivri'nin kazandığı yerde bu şehrin tüm paydaşlarının yüzü güler.
‘Hazıra dağ dayanmaz' bugün önümüze dünyaları serseler üzerine biz bir şey koymazisek, dizilen tuğlalar arasındaki harç eksik bırakılırsa (dayanışma, hoşgörü, iyi niyet) yine işimiz iş bir vakitten sonra ve durumlar yine sakata biner…
Çünkü ‘Taşıma su ile de değirmen' bir yere kadar döndürülür; sürekli ve istikrarlı bir dönüş moduna bu yaklaşımla insanoğlu henüz yükselmedi : )
Değiştirmekten daha zor ne var biliyor musunuz? Değişmek… Tekrarlıyorum kendimizde bazı şeyleri değiştirmek için çok güzel bir fırsat var önümüzde… ‘Ben' den ‘Biz' için fedakârlık zamanı… “Silivri'yi ben mi kurtaracağım” deme kredimizin tükendiği bir dönem… O çoğalan ‘ben'ler ‘biz' oluyoruz unutmayın…

Herkese iyi haftalar!

YORUM YAP