Adil Sirkecioğlu

Gazeteciye Küfretme Kariyeri


Gözünüzden kaçmış olabilir kanaatiyle sizlerle paylaşmak istiyorum. Niyetim, benden daha fazla düşünmenize vesile olmak.
Haber yandaş medyadan değil, karşıt sayılan Posta Gazetesi’nden. Manşetten veya birinci sayfadan olmayıp, 20. sayfada yer bulmaya değer görülmüş. Memleketimdeki gelişmelere ışık tutar şekli ilgimi çekti. Neden, niye, niçin yazıldı? Nasıl bir zaman ayarlaması yapıldı? Bu türde yüzlerce soruyla birlikte sizinde değerlendirmenizde fayda var.
Uzun süredir akıbetini merak ettiğim Ferhat Sarıkaya haberin konusu. “Kayıp eski savcı Çukurambar'da” başlığı ve Büyükanıt'ı çetecilikle suçlamıştı, saklanmak gibi niyetim olmadı, Arınç'ın evine 700 metre alt başlıklarıyla verilen haberi aynen alıyorum.
Hazırladığı Şemdinli iddianamesi nedeniyle "meslek haysiyetine gölge düşürdüğü" gerekçesiyle ihraç edilen eski Van özel yetkili Savcısı Ferhat Sarıkaya 4 yıldır adeta sıra kadem basmıştı. Amerika'ya gittiği söylenen Sarıkaya, Bülent Arınç'a suikastla gündeme gelen Çukurambar'da çıktı.
Büyükanıt'ı çetecilikle suçlamıştı: Hakkâri Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te Umut Kitapevi'ne el bombası atılmış, olayda bir kişi ölmüştü. Saldırganın içinde bulunduğu otomobil vatandaşlar tarafından durdurulmuştu. Otomobildeki 3 kişi polise teslim edilmişti. Dönemin CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan ile bir savcı otomobilde inceleme yaparken üzerlerine ateş açılmış, bu olayda da Ali Yılmaz adlı kişi hayatını kaybetmişti. Kalabalığın üzerine ateş açıp Ali Yılmaz'ın ölümüne neden olana Uzman Çavuş Tanju Çavuş adam öldürmekten 8 yıl 4 ay hapis cezası almıştı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın, Tanju Çavuş için "Tanırım iyi çocuktur" demesi büyük tepki çekmişti. Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Savcı Ferhat Sarıkaya hazırladığı iddianamede Yaşar Büyükanıt'ın çete kurduğu hatta bu çetenin Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ı öldürdüğü yer almıştı. Bunun üzerine hakkında soruşturma açılan Ferhat Sarıkaya 20 Nisan 2006’da askeri yetkililere yetkisi olmamasına rağmen ağır suçlamalar yönelttiği, soruşturma aşamasında “siyasilerle görüşerek meslek haysiyetine gölge düşürdüğü" gibi gerekçelerle meslekten men edilmişti.
Haber savcının arkadaşının arabasındaki tespih ve Zaman Gazetesi görüntüleriyle destekleniyor. Oturduğu evin Arınç'ın evine 700 metre, suikast şüphesiyle yakalanan askerlerin yakalandıkları noktaya ise 300 metre uzakta olduğu belirtilerek sonlanıyor.
Düşündüklerimi ve haber üzerine yaptığım yorumları yazmaya kalksam, bir daha beni okumazsınız! Belki de korkarsınız. Benim için Posta’yla birlikte yargılanmak şeref olur. Yine de şu soruları sormaktan ve cevaplarını düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Sarıkaya meslekten ihraç edilince, yerine görevlendirilen savcı ne yapmıştır? Meslektaşının iddianamesini devam ettirebilmiş midir? Sarıkaya'nın iddiasını kabul etmiş olan mahkemenin ve mahkeme üyelerinin akıbeti ne olmuştur? Çok daha önemlisi görev yaptığı Diyarbakır da halkın sevgilisi olmuş, sicili tertemiz, dürüstlük abidesi Gaffar Okan'ın katilleri bulunmuş mudur? Hiçbirinin cevabını ben bilmiyorum. Aranızda bilen var mı? İletişim çağında nasıl bir bilgi karartması içinde olduğumuz ortada. Delil karartmanın lafı bile olmaz.
Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu özel yetkilerle donattığı savcılarına sahip çıkma örneğini sergiliyor. Sarıkaya istisna teşkil etti. O olayda savcısına değil, genelkurmayına sahip çıkma gereğini duydu. Keşke Cumhurbaşkanı yargılanmalıdır dendiğinde aynı yol izlenebilseydi. Üniformalı olunca başka, sivil olunca başka tavır sergilenmesi haklılığı gölgeliyor. Nedense brifing alınan günler bir türlü gözümün önünden gitmiyor. Çok isterim HSYK' nın açık oturumlarda anlatıldığı gibi bir kurum olmasını.
***
Bugün genelden alıntı yapmak yerine, yereli ilgilendiren bir konudaki alıntı belki de daha ilgi çekici olurdu. Almayacağım ama kısaca değineceğim. Silivri ile ilgili Akşam Gazetesi’nde çıkan bir haberden dolayı yerel bir bayan gazeteci suçlanıyor. İlgilisi açmış ağzını, yummuş gözünü. Hakaretin ötesinde, küfürler edildiği iddia ediliyor. Mağdurdan dinlemiş değilim, bir de benim yüzümden azarlanmasını istemem. Bir insanın kariyerine ekleyeceği en son şey gazeteciye küfür etmek olmalı.
CHP'nin kariyerinde gazeteci dövmek yer aldı. Doğum günü kutlamasıyla unutturulmaya çalışılırken, hakaret ve küfretmekle yara almanın anlamı yok. Ak Parti Hürhaber'i mühürlemekle sonun başlangıcını yapmıştı. Hatırlatmakta fayda görürüm. Kendinizi haklı görseniz bile, haksız düşürebilecek davranış ve sözlerden kaçınmak gerekir. Gazeteciyi dövmek, küfretmek, mühürlemek belli makamlara gelmiş insanlara çok zarar verir çok. Gazeteciden üstün olduğunuz iddiasındaysanız, acizlik sergilemeyin.
Bazıları okuduklarını anladıkları halde, anlamamış gözükmeyi tercih ediyor. “Niye yazıyorsun” sorusu yerine, “niye yazdırıyorum” sorgulaması tercih edilmeli. Her türlü yardımı yapmaya hazır bir çevre varken, yardımınızı istemiyorum tavrı takınılırsa yapacak bir şey kalmaz. Ulaşılması gereken konumdan çıkılıp, herkese ulaşabilmek amaçlanmalı.
***
Ak Parti’deki durumun netleşmesi uzayacak. Gelişmeleri takip edebildiğim oranında yazmayacağım. Yavuz Kaynarca'nın vesile olduğu sohbet iyi bir başlangıç olabilir. Tüm tarafların katılımı sağlandığında konunun değişmesine gerek yoktu. Akıl akıldan üstündür. Karşılıklı konuştukça çıkış yolu bulunacaktır. Seansların devamında yarar var Yavuz. Silivri’yi bilenler olarak; bildiklerimizi bir yerlere havale etmek yerine, birbirimizle paylaşırsak sağlam temeller atmış oluruz.
Sular bulandıysa, durultmak bizim elimizde.
Dayaksız, küfürsüz, mühürsüz kalın; savcısız kalmayın. 

YORUM YAP