Ali Gülcü

En Saf, En Korkak, En Yalnız, En Çaresiz Adamın Hikâyesi

Geçtiğimiz yıl güneşli bir günde, Tekirdağ’da pasaj içindeki sahaftan başka kitaplarla beraber almıştım bu romanı... Dağınık, yırtık ve hatta param parçaydı... Fotoğrafını çekmek var ama üşeniyorum!
Acaba benden önce kimler tarafından okundu?
Acaba sahafın tozlu raflarını süsleyene kadar kaç ev gördü?
Kaç kişiyle nefes alıp verdi?
Nerelere atıldı, nerelerde unutuldu?
Takılır mısınız böyle şeylere?
Düşünür müsünüz okuduğunuz kitaba elleri değmiş insanları?
Biri kurşun kalemle, son sayfalara doğru bir bölümün altını çizmiş;
“Ama hep örtmüştüm üstünü, anlamazlığa bilmezliğe vurmuştum kendimi. Ah, insanın kendine düşkünlüğü, kendine toz kondurmayışı ne yanlış bir şey... Şimdi bunun cezasını çekiyorum... Çünkü bütün yanlışlarım artık yüzüme vuruluyor”
160 sayfalık kitapta sadece bir paragraf!
Gözümün önüne; elinde kurşun kalemle cümlelerin altını çizen bir adamı yahut bir kadını getirmeye çalışıyorum, olmuyor...
Devamı 27 Nisan 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP